11.07.2018
21. Yüzyılın En İyi Mini Dizileri, Sıralı Liste
21. Yüzyılın En İyi Mini Dizileri, Sıralı Liste
Dönem dizilerinden suç dramalarına televizyonun en sevilen kısa dönem dizileri…
Hazırlayan: Su Kapkın | Kaynak: Indiewire

20 - “Hatfields & McCoys”
2012’ye kadar sadece tarih belgeselleriyle tanınan History Channel’ın ilk büyük senaryosu Hatfields & McCoys, 16 Emmy adaylığıyla kanalı ödül rekabetinde yer aldırırken, başrollerde Kevin Costner ve Bill Paxton’a da rolleriyle ödül kazandırdı. Amerika’nın en ünlü kan davalarından birinin hikayesini ekrana getiren “Hatfields & McCoys”, karakterlerin insan odağını öne çıkararıp seyirciye empati kurdurarak benzerlerinden ayrılıyor.

19 - ”The Missing” (Sezon 2)
Starz’ın antoloji türündeki dizisi “The Missing”, ilk sezonuyla da beğenilse de ikinci sezonuyla oyunu tamamen değiştiriyor. Bir çok kaçırılma hikayesindeki gibi diziye kayıp bir kız ile başlamaktansa ikinci sezon kurtulan birinin açıklanamaz dönüşü etrafında bir gizem kuruyor. Yapımcılar Harry ve Jack Williams tarafından 3 ayrı zaman çizelgesinde anlatılan sezonda Detective Jean Baptiste rolünde Tchéky Karyo performansıyla göz dolduruyor. Beklentileri temelden sarsan “The Missing” çözülmeye değer bir gizem.

18 - ”The Looming Tower”
Dan Futterman, Alex Gibney ve Lawrence Wright’ın 8 bölümlük Hulu dizisi “The Looming Tower”, bir 11 Eylül hikayesi yerine de geçerek oldukça önem görüyor. Bütün diplomatik ve politik odaklarına rağmen kompleks karakterizasyonuyla bir FBI ajanı, dinini korumaya çalışan bir Müslüman Amerikalı, arkadaşını patlamaya kurban vermiş bir adam ile dizi aslında insan merkezli bir dizi. “The Looming Tower”, kapsamlı karakter çalışmasıyla bu ağır hikayeyi güçlü bir şekilde aktarıyor.

17 - ”Dead Set”
Black Mirror dünya çapında ün kazanmadan önce Charlie Brooker bir zombi faciasını anlatan 5 bölümlük bu dizinin hayalini kurmuştu. Şiddet ve ironiden sakınmayan “Dead Set”, beklenmeyen sonuyla bilinçsiz taraftarlıkların sonuçlarını gözler önüne getiriyor.

16 - ”Feud: Bette and Joan”
“Feud”, Hollywood’un bir zamanlar en gözde oyuncularından Bette Davis (Susan Sarandon) ve Joan Crawford (Jessica Lange) arasında beraber rol aldıkları “What Ever Happerned to Baby Jane?” filminin çekimleri sırasında başlayan ve gerçek hayata da yayılan kan davasını konu alıyor. Davis ve Crawford, bir yandan çağın getirdiği yaş ayrımcılığ, seksizm ve kadın nefreti gibi engellerle, bir yandan da birbirleriyle savaşıyor. Acı-tatlı bir tat bırakan dizi başarılı performanslarla dolu.

15 - ”The Night Of”
8 bölümlük mini dizinin ilk bölümü Nasir “Naz” Khan (Riz Ahmed)’i sonunda hapise gireceğini bildiğimiz bir gece süresince izleten Hitchcockvari bir şaheser. Olanlara dair önbilgiye rağmen, “The Night Of” izleyicinin gözünü üzerinden ayırmasına izin vermiyor. Her karede, her replikte işaretler gizli ve genç adamın hikayesinde hiçbir saniye boşa gitmiyor.
Ahmed’in o gece tanıştığı bir kadını öldürmekle suçlanan bir adamı canlandırdığı performansı izlemeye değer.

14 - ”John Adams”
Amerika Birleşik Devletleri’nin mitlerle dolu kuruluş tarihine ve oluşmasına yardım eden “normal insanlara” dair kesin bilgiler edinmek her ne kadar zor olsa da, buna ışık tutmaya çalışan ve yakın bir his verebilen bir dizi “John Adams”. Paul Giamatti’nin bir savcıdan George Washington’ın yerine geçerek ikinci Başkan oluşunu izlediğimiz dizi ülkenin tarihinde çok önemli bir yer tutan bir kişinin yaptıklarının iyi bir özeti. Dizi Tom Hooper tarafından yönetilmiş.

13 - “Blackpool”
Genç bir adamın cansız bedeni bir yol kenarı kumarhanesinde bulunduğunda, kumarhanenin sahibi olan ailenin hayatları soruşturmayı sürdüren hırslı dedektif sayesinde altüst olur. Sürpriz olan ise: dizi aynı zamanda bir müzikal! Her bölümde İngiliz televizyonlarından David Tennant, David Morrissey, ve Sarah Parish, müzisyenlerden Elvis, Smokey Robinson, The Smiths, ve Queen gibi isimlerle dolu olan dizi bir şekilde harika işliyor.

12 - ”The Pacific”
“Band of Brothers”ın kardeş yapımı denebilecek 2010 yapımı “The Pacific”, aynı yapımcıları ve senaristlerden birini paylaşsa da kendine has bir yapım. Deniz Piyadeleri’nin Pasifikteki savaşlarına odaklanan yapım, anti-Japonizmin zirve yaptığı Pearl Harbor sonrası olayları takip ediyor. Çekirdek üçlüyü - Robert Leckie (James Badge Dale), John Basilone (Jon Seda), and Eugene Sledge (Joseph Mazzello) izleyen dizide bir askerin yaşadıkları; stres, kroku, nefret gibi tüm yönleriyle çarpıcı bir şekilde ele alınmış oluyor.

11 - ”Howards End”
Oscar ödüllü yazar Kenneth Lonergan’ın uyarlaması olan ”Howards End”, küstah, isyankar ve neşeli senaryosuyla Schlegel kardeşlerin – Margaret (Atwell), Helen (Philippa Coulthard) ve Tibby (Alex Lawler)- hikayesini anlatıyor. HErny’nin mirasını alan Margaret’ı anlatırken dizi aynı zamanda sınıf farklılıkları, vatandaşlık görevleri ve toplumsal beklentilere de bakış atıyor. Bunların yanında ”Howards End” aynı zamanda iç mekan tasarımları, renkli kostümleriyle görsel bir şölen de sunuyor.

10 - ”Alias Grace”
“The Handmaid’s Tale” Hulu’da ortalığı kasıp kavururken, Netflix’in Margaret Atwood’un başka bir romanından uyarladığı “Alias Grace” de en az onun kadar çarpıcı. Çalıştığı evde patronunu ve kahyayı öldürmekle suçlanan bir hizmetli olan Grace Marks (Sarah Gadon)’ın gerçek hikayesine dayanan senaryosuyla dizi 19. Yüzyıl Kanada’sının toplumsal cinsiyet ve sınıfsal farklılık konularını ele alıyor. Gadon, başta sempati, sonra da kuşku uyandıran kadın kahraman olarak göz kamaştırıyor. Mary Harron tarafından yönetilen “Alias Grace” hikaye anlatıcılığının sınırlarıyla oynuyor.

9 - ”Roots”
“Roots”, iyi bir anlatının bir ülkeyi nasıl birleştirebileceğinin ilk örneklerinden biri olarak televizyonda 20. Yüzyılın en büyük başarılarından biri oldu. Bu seriyi 21.yüzyıl izleyici için yeniden çevirmek ne kadar cesurca bir karar olsa da History Channel tarafından başarıldı. 1700’lerde Afrika’dan Birleşik Devletler’e getirilen cesur Kunta Kinte (Malachi Kirby)’nin soyunu ve sonraki jenerasyonlarını takip eden dizi Amerikan tarihinin en karanlık dönemini kapsayan bir anlatıma sahip. Forest Whitaker, Anna Paquin, Laurence Fishburne, Jonathan Rhys Meyers, Anika Noni Rose, T.I., Chad L. Coleman, Matthew Goode, Derek Luke, Mekhi Phifer, James Purefoy, Erica Tazel, Regé-Jean Page, ve Lane Garrison gibi yıldız isimlerle dolu kadroda büyüleyici performansıyla asıl öne çıkan Kirby oluyor.

8 - ”The Honourable Woman”
İşkadını Nessa Stein (Maggie Gyllenhaal) gizemli bir ölüm ile West Bank’in yeni altyapı planı arasındaki ilişkiyi araştırmaktadır. Orta Doğu’da soğuk savaşvari manevralarla yüklü hikayede Lindsay Duncan, Janet McTeer, Stephen Rea, Tobias Menzies, Genevieve O’Reilly, ve Katherine Parkinson arasındaki sinerji yapımı yeni bir noktaya taşıyor.

7 - ”Mildred Pierce”
Yönetmen ve Oscar adayı senarist Todd Haynes’in “Carol”dan önceki işi 5 bölümlük ”Mildred Pierce” Kate Winslet tarafından canlandırılan baş kahramanıyla anlaşamayan bir anne kızın öyküsünü ekrana getiriyor. Kızı için her şeyi yapmaya hazır Mildred ve şımarık kızı Veda’nın hikayesi, Haynes’ın önceki filmleri “Far From Heaven” ve “Carol”un etkisinden çıkamayanlar için birebir.

6 - ”Fargo” (Sezon 1)
Kısıtlı bir dizi olarak “Fargo”, 1994 yapımına bir saygı duruşu ve onu sadece bir referans noktası alma arasındaki gri bölgede bulunuyor. Hikayenin hassas gerilimini koruyan yapım, Martin Freeman, Billy Bob Thornton ve Allison Tolman üçlüsünün inanılmaz performanslarıyla parlıyor. Sonraki sezonları ilk sezonun popülaritesine erişemese de “Fargo”, basit bir yeniden çevrim olmaktan çok ötesi.

5 - ”True Detective” (Sezon 1)
Yıldız yetenekler, sürükleyici bir gizem ve ürkütücü görselliğiyle “True Detective”, dedektifler Rust Cohle (Matthew McConaughey) ve Marty Hart (Woody Harrelson) ikilisinin hikayesini çığır açan bir üne kavuşturdu. Uyumsuz kişiliklere sahip karakterlerimiz yeni ve garip bir savayı aldıklarında düşündüklerinden fazlasına bulaşırlar: bu televizyonda çokça kullanılmış bir tema olsa da Rust ve Marty arasında geçen benzersiz diyaloglar hikayeyi tamamen yeni bir seviyeye çıkarıyor. Hikayenin sonuna doğru gelişen ilişki, diziyi kalıcı bir fenomene dönüştürüyor.

4 - ”Olive Kitteridge”
Elizabeth Strout’un Pulitzer ödüllü kitabından uyarlama olan “Olive Kitteridge”, Frances McDormand tgarafından canlandırılan baş karakter Olive’in 25 yılını izleyen sert gerçeklerin ve gizemli güzelliklerin harmanlandığı ilginç bir yapım. 4 parçadan oluşan dizi Olive’i bir mizantropist, Kocası Henry’i (Richard Jenkins) ise tam tersi olarak tanıtıyor. Beklenileceği üzere oğulları Christopher ise iki zıt karakterli ebeveyninin arasında savruluyor. Böylece “Olive Kitteridge” insanlığa farklı bir bakış sunan bir yapım olarak karşımıza çıkıyor.

3 - ”The People v. OJ Simpson: American Crime Story”
Sarah Paulson, John Travolta ve David Schwimmer gibi ünlü isimlerin harika performanslarıyla kalbimizi kazanan “The People v. OJ Simpson: American Crime Story”, ünlü bir siyahi futbol oyuncusu olan O.J Simpson’ın karısı ve bir adamı öldürmek suçundan yargılandığı dava sürecinin derinliklerine iniyor ve olayın ülke için önemini de göz önüne seriyor. Ryan Murphy’nin büyük ihtimalle televizyonda televizyonda yaptığı en iyi şey olan yapımda belki de yüzyılın en ünlü davasının insan ölçeklerini görmeye fırsat buluyoruz.

2 - ”Band of Brothers”
İsmini Shakepeare’den alan “Band of Brothers”, karakterlerini savaştaki yerlerinden daha fazlasıyla ele alan bir savaş hikayesi. Easy Company aracılığıyla asker karakterlerimizin kriz zamanında kendileri ve yaşamlarını adadıkları diğerleri için değer arayışlarını görüyoruz. Savaşın dehşetinden kaçmayan bir 2. Dünya Savaşı hikayesi olarak dizi, militer adamların ve dışarıdan gelenlerin içinde hayatta kalmanın evrenselliğinin parçalarını buluyor.

1 - ”Angels in America”
Bir oyunu ekrana getirmek hiçbir zaan kolay değildir, hele ki söz konusu tiyatronun en sevilen ürünlerinden biriyse. Fakat Mike Nichols ve Tony Kushner, 80’lerin AIDS krizinin metafizik dünyanın fantastik öğeleriyle dolu bu hikayesini aktarmayı başarıyor. Al Pacino, Meryl Streep, Patrick Wilson, Mary-Louise Parker, Emma Thompson, Justin Kirk, Jeffrey Wright, Ben Shenkman, ve James Cromwell’den oluşan olağanüstü kadronun da yardımıyla senelerce akıllarda kalmış ve kalacak olan bir iş ortaya çıkıyor.