29.03.2022

41. İstanbul Film Festivali’nde Gözden Kaçmaması Gereken 10 Film

8-19 Nisan 2022 tarihleri arasında sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanan 41. İstanbul Film Festivali’nin zengin programı kısa süre önce açıklanmıştı. Bu yıl 12 gün boyunca 14 bölümde, 135’i uzun 22’si kısa metraj olmak üzere toplam 157 film gösterilecek. Haliyle film sayısı ve programı yoğun olunca sinemaseverler için seçim süreci zor olabiliyor. Biletlerin satışa çıkmasına sayılı günler kala henüz programını oluşturamayanlar için biraz daha kıyıda köşede kalan filmlerden derlediğim bir liste hazırladım. Özellikle Türkiye hakları alınmayan filmlerden oluşturduğum liste, keşif yapmak isteyenler için rehber olacak nitelikte. Sözü daha fazla uzatmadan listemi paylaşmak istiyorum.

Şimdiden keyifli festivaller…

Leonor Will Never Die (Leonor Asla Ölmeyecek)

İlk önerim, festivalin Uluslararası Yarışma kategorisinde yer alan Leonor Will Never Die. 2022 Sundance Film Festivali’nin Dünya Sineması–Dramatik bölümünde prömiyerini yapan film, görüntü yönetmeni Martika Ramirez Escobar’ın ilk yönetmenlik denemesi. Escobar 1970’lerin ve 80’lerin Filipin aksiyon filmlerine bir saygı duruşu olan filmini genç bir kızken, aksiyon yıldızı olan politikacı Joseph Estrada’nın Filipinler Cumhurbaşkanı seçilmesiyle geliştirmeye başlamış.

Illusions perdues (Sönmüş Hayaller)

Festivalin merakla beklenen filmlerinin toplandığı Galalar bölümünde yer alan Illusions perdues ise ikinci önerim. Honoré de Balzac’ın aynı adlı romanından uyarlanan film, Fransa’nın en şöhretli oyuncularının yer aldığı parlak kadrosuyla dünya prömiyerini 2021 Venedik Film Festivali’nde gerçekleştirdi.

Sokea mies joka ei halunnut nähdä Titanicia (Titanik’i Seyretmek İstemeyen Kör Adam)

Zengin film programı arasından önereceğim bir diğer iş, Dünya Festivallerinden bölümünde bulunan Sokea mies joka ei halunnut nähdä Titanicia. Kör bir adamın perspektifinden çekilmiş, etkileyici, mizahi, sıcacık bir film; sevdiği kadına kavuşmak için türlü badireler atlatmak zorunda kalan bir adam hakkında sıradışı bir aksiyon-gerilim. 2017 tarihli filmi Armomurhaaja izleyicilerin ilgisini çeken yönetmen Teemu Nikki, bu filminde başrolü MS hastası olan eski dostu Petri Poikolainen’e veriyor.

Zeby nie bylo sladów (İz Bırakmadan)

Dünya Festivallerden bölümünde dikkat çeken bir diğer film ise Zeby nie bylo sladów. Gerçek olaylara dayanan ve seyircisini 1983 yılı Polonya’sına götüren film, lise öğrencisi Grzegorz Przemyk’in polis tarafından dövülerek öldürülmesinin tek tanığı olan ve bir gecede devletin bir numaralı düşmanı haline gelen Jurek’in hikâyesini anlatıyor. Cezary Łazarewicz’in aynı adlı adlı kitabından esinlenen film, uluslararası film dalında Polonya’nın Oscar adayı olmuştu.

Utama

Festivalin Genç Ustalar bölümünde dikkat çeken film de Utama. Bolivya dağlarında Quechua’lı, yaşlı bir çift, yıllardır aynı günlük rutinini izlemektedir. Fotoğrafçı ve görüntü yönetmeni Alejandro Loayza Grisi’nin yönetmenliğini üstlendiği ilk film olan Utama, Variety yazarı Peter Debruge’a göre “nefes kesici, görkemli, sessiz bir ağıt”.