24.07.2016

An American Werewolf in London

474524Michael Jackson‘ın Thriller albümü 80’lerin başında müzik dünyasının altını üstüne getirdi. 8 Emmy ödüllü bu albüm satış rekorlarını da teker teker kırdı. Albümün bu derece popüler olmasında şarkılar kadar video klipler ve Michael’ın dansları da etkili oldu. Özellikle 1983 yılında “Thriller” şarkısına çekilen video klip tüm dünyada ses getirirken klibin tüm zamanların en iyisi olduğunu savunan kişi sayısı azımsanmayacak ölçüde. Film içinde film ve rüyanın iç içe girdiği klip, Michael’ın zombilerle yaptığı uyumlu dansla hafızalara kazındı. Thriller klibinin yönetmen koltuğundaki isme baktığımızda bu tema ve başarının tesadüf olmadığı gözüküyor. John Landis, video klipten iki sene önce, 1981’de çektiği film An American Werewolf in London‘da korku sinemasıyla mizahı etkili bir şekilde birleştirmeyi başarmıştı.

Kurt adam, yüzlerce yıldır şehir efsanelerinin, kulaktan kulağa anlatılan hikayelerin öznesi olmayı başardı. Ortaya çıkış çeşitleri efsaneden efsaneye değişiklik gösterse de genelde bir kurt tarafından ısırılan kişinin dolunayda şekil değiştirerek yarı kurt yarı insan bir canlıya dönüşmesi esas alınır. Tarihte bilinen ilk kurt adam filmi olarak Stuart Walker imzalı Werewolf in London geçer. Landis’in kendi kurt adam filmine isim verirken buradan yola çıktığını söylemek çok da yanlış olmaz. Kurt adamı konu alan diğer filmlerden diyalogları ve mizahıyla ayrılmayı başaran film özgün yapısıyla yıllara meydan okumayı başardı.

an american werewolf in london

İki genç Amerikalı turistin otostopla geldikleri İngiltere’nin ıssız bir kasabasında kurt adam tarafından saldırıya uğrarlar. Jack saldırı anında ölürken David ise yaralı olarak kurtulur. Kendine geldikten sonra ona saldıran yaratığın kurt adam olduğunu kimseye inandıramayan David, gördüğü çeşitli halisünasyonlarla birlikte delirdiğini düşünmektedir. Ancak zamanla geçirdiği fizyolojik değişim David’in haksız olmadığını ortaya çıkarır.

Film, konu olarak kurt adam, vampir klişelerinden pek farkı olmayan film görselliği ve diyalogları ile öne çıkmayı başarıyor. David’in kurt adama dönüşüm anı alışılmışın dışında ağır ağır, yüksek ışık altında ve yakın planlarla gerçekleşiyor. Bu ve David’in halüsinasyonları gibi sahnelerdeki başarılı makyajlar Rick Baker’a En İyi Makyaj Oscar‘ını kazandırmıştı. David’in İngiliz polisiyle girdiği diyalog, porno filmler gösteren sinemada yaşadıkları vb. sahneler de filmin farklı bir havaya bürünmesini sağlıyor.

1997’de An American Werewolf in Paris isminde Julie Delpy’nin başrolünde olduğu devam filmi çekilse de ilk filmin kalitesinin yanına bile yaklaşamadı. Bunda ilk filmin yönetmeni John Landis’in olmamasının da etkisi büyük. Tabii ki devam filminin başarısızlığı ilk filmin değerinden bir şey götürmüyor. An American Werewolf in London, tarihin en özel kurt adam filmlerinden biri.