06.06.2017

Büyükler ile Küçüklerin Yol Arkadaşlığı

Alice in den Städten

Alice in den Städten  / Alis Kentlerde – 1974

Yönetmen: Wim Wenders

Wim Wenders’in pek bilinmeyen ama tam anlamıyla bir adam ile kız çocuğunun yol hikâyesi diyebileceğimiz Alice in den Städten, bana kalırsa yönetmenin de en iyilerinden.  Yine kaybeden hatta looser diyebileceğimiz bir adam var karşımızda. İşinde istediği gibi anlaşılamayan, yazma sıkıntıları, buna bağlı olarak da varoluş buhranı yaşayan Philip ile kendini gönül ilişkileri arasında oradan oraya sürükleyen bir annenin yalnız ve mutsuz kızı Alice bir dizi yolunda gitmeyen olay sonucu birlikte takılmak zorunda kalırlar. Onları uçakta, trende, yol üstü otellerde izleyeceğimiz bu karakterlerimizin ruh halleri kaldıkları mekânlarla öyle ilintilidir ki. Gitmek ile kalmak arasında sıkışıp kalmış, hayatlarına net bir şekilde yön veremeyen salınıp duran bir ikili var tam da karşımızda. Philip hayatını kararlı bir şekilde çizemezken, Alice, nerede, kiminle yaşamak istediğinden asla emin olamaz. Bu kararsızlıklarının onları büyük bunalımlara soktuğu süreçte birbirleri ile olan ilişkileri, diyalogları öyle etkileyicidir ki… Bu iki karakterimizin kimyası birbirlerine müthiş bir şekilde uyum sağlar. Yan yana yürüdükleri ya da arabada Alice’in anneannesini birlikte aradıkları araba sahneleri bile filmi fazlasıyla çekici kılmaz da ne yapar?

Şiddetten, cinsellikten ya da duygusallıktan asla nemalanmayan bu olağanüstü, realist yapım Wenders’in kusursuzluğunun nişanı adeta.