07.05.2016
Dizi: Agent Carter
Marvel’ın Captain America spin-off’u Agent Carter, Captain America – The First Avenger filminde karşımıza çıkan Ajan Peggy Carter’ın 1946 yılından itibaren maceralarını konu ediyor. Filmde geri planda kalan Ajan Carter karakterine hak ettiği yeri teslim eden dizi, son dönemin en iyi spin-off’ları arasında yer almakta.
Bir yandan Captain America’nın kaybıyla, bir yandan SSR’daki işi ve ayrımcılıkla mücadele eden Agent Carter, hainlikle suçlanan silah üreticisi Howard Stark’a yardım etmektedir. Carter‘dan piyasaya sızan silahlarını yok etmesini isteyip adaletten kaçan Howard Stark, bu görevinde yardımcı olması için yardımcısı İngiliz Edwin Jarvis’i Carter’ın yanına verir. İlk sezon Captain America’nın etkisi altında bu minvalde devam ederken, radyo tiyatrolarında ve geri dönüş sahnelerinde tekrar karşımıza çıkar Captain America. II. Dünya Savaşı’ndan kalan meseleler, Howard Stark’ın sırları, 1940’ların maço dünyasında bir kadın ajan olmak, SSR’daki gerzeklere laf anlatmaya çalışmak, Peggy Carter’ın ilk sezonda uğraşmak zorunda olduğu sorunların yalnızca birkaçı. İlk sezon sonunda olaylar makul bir finale bağlanırken, Peggy’nin Captain America’yla da her açıdan vedalaştığını görürüz.
İkinci sezonda bilimkurgu öğeleri ön plana çıkan dizinin Fringe’i anımsatan bölümleri bir nebze hayal kırıklığı yaratıyor. Öte yandan, Hedy Lamarr göndermeleriyle Hollywood yıldızı gizli bilim insanı Whitney Frost karakteri, 2.sezonun en büyük kazanımı. Whitney Frost karakteri, Marvel evreninde özellikle Iron Man’in rakiplerinden Madame Masque karakterine dayanıyor. Carter hak ettiği kalibrede bir rakibe kavuşuyor kısacası. İlk sezonun Leviathan ajanı Dottie Underwood, 2.sezonda da karşımıza çıkıyor ve Peggy’le karşılıklı sahneleri eğlenceli atışmalara sahne oluyor.
İkinci sezonda Peggy Carter’ın hep aynı tip magandalarla çatışmalarını görmememiz ve dizinin bu açıdan kendini tekrar etmemesi iyi bir şey olsa da, dizinin bilimkurguya yöneldiği bölümler beklentileri yeterince karşılamayabilir. Romans da bu sezonda daha fazla ön plana çıksa da, Peggy çevresindeki erkeklere göre konumlandırılan bir karakter olmadığı için dozunda bir şekilde yer veriliyor romantik sahnelere.
Agent Carter rolündeki Hayley Atwell, rol için gereken dinamizmi, karizmayı ve cazibeyi fazlasıyla karşılamakta. Aksiyon-komedi sularında gezinen dizinin 1940’lar atmosferini ve screwball komedi türünü de başarıyla yansıttığını söyleyebiliriz. Dizideki komedi unsuru, Peggy Carter’la Dominic Cooper’ın canlandırdığı Howard Stark’ın yardımcısı Edwin Jarvis arasında geçen eğlenceli diyaloglarla sağlanıyor büyük ölçüde. İngiliz oyuncu James D’Arcy’deki Benedict Cumberbatch havası birçok izleyiciyi diziye çeken sebeplerin başında gelirken, D’Arcy ikinci sezonda Sherlock havasından ziyade İngiliz beyefendisi kimliğini daha çok ön plana çıkarmış, ikinci Benedict Cumberbatch vakası olmaktan neyse ki uzaklaşmıştır.
Agent Carter’ın mevcut iki sezonunu inişli çıkışlı bulsanız bile, aksiyon, komedi, aşk, bilim kurgu, tarih, entrika gibi kullandığı tüm öğelere dengeli bir şekilde yer verdiğini göreceksiniz. Eğlenceli ve gülümseten aksiyonlara pek sık rastlayamadığımız günlerde Agent Carter’ın özel bir yeri var. Kadın karakterlerine aptalca diyaloglar yazan senaristlerin işlerinden de sıkıldıysanız, etkili, zeki ve çekici bir kadın karakterin varlığına minnettar kalacaksınız.