30.05.2017

En Sevdiğim Hitchcock

Rebecca (1940)

[youtube url=”http://www.youtube.com/watch?v=V6mt0ChEPLY”]

Alfred Hitchcock’un filmografisinin, Spellbound ile birlikte, belki de en ayrıksı örneği olan Rebecca, aldığı ‘En İyi Film’ oscarıyla da yönetmenin kariyerinde, oldukça ilginç bir yerde durur.

Sinemada mekan kullanımının zirve noktalarından olan filmde, büyük ve ürkütücü Manderley Malikanesi’nin hanımı ve Maxim De Winter’ın eşi Rebecca, esrarengiz bir kazada ölmüştür. İyi bir yüzücü olmasına rağmen denizde boğularak ölen Rebecca’nın ölümünün ardındaki sır gizemini korurken, Maxim De Winter, genç bir kıza gönlünü kaptırır. Bu genç kızın adını hiçbir zaman öğrenmeyiz, Maxim’le evlenen genç kızın adı ‘Bayan De Winter’ olur. Filmde, bir birey olarak kabul edilen sadece Rebecca vardır, o da ölüdür. Manderley’in devasa yapısı ve korkunçluğu, Rebecca’nın öldükten sonra bile herkesin üzerinde hissedilen ağırlığı, malikanenin Rebecca’ya tüyler ürperten bir bağla bağlı korkunç hizmetçisi Bayan Danvers ve geçmiştekileri unutamayan aristokrat eşi Maxim, genç bayan De Winter’ın özgüvenini yok ederek, O’nu, ruhsal bir felakete sürükleyecektir. Lewis Allen da, başyapıtı The Uninvited ile, 1944’te yine benzer bir yol izleyerek, Hitchcock’a ve Rebecca’ya bir saygı duruşunda bulunur.

Güntaç BENGİSU