13.05.2016
İFF Uluslararası Yarışma: Şeytanlar
Büyümek Her Zaman Zor mudur?
Festival’e Kanada’dan konuk olan Şeytanlar (Les Démons) kısaca Felix adlı çocuğun etrafında dolanan hikâyesiyle bir büyüme filmi edasında. Uluslararası Yarışma bölümünde gösterilen Şeytanlar, Kanadalı yönetmen Philippe Lesage’ın ilk kurmaca filmi. Senaryoyu da Lesage kaleme almış.
Şeytanlar, yaşları on civarlarında olan çocukların okul görüntüleriyle açılıyor. Zaten filmin çoğunlukla kullandığı mekân okul. Bunun dışında başkahraman Felix’in evi, arkadaşının evi ve yüzme havuzu arasında mekik dokunuyor. Bu çember, Kanadalı orta düzey ailelerin banliyö yaşamları hakkında da bilgi sahibi olmamızı sağlıyor.
Okuldaki beden eğitimi öğretmenine âşık olan (kendi ifadesi bu, biz hayranlık diyebiliriz) Felix’in kendince büyüme öyküsünü izleyeceğimizi düşünürken film daha büyük meselelere değinmek üzere olduğunu hissettiriyor izleyiciye. Özellikle Felix’in ağabeyi ve arkadaşları arasında konuşulan “katil bir sapık”ın varlığı filme gerilim sosu da ekliyor.
Aslında sadece bir büyüme öyküsü iken etkileyiciliği sağlayabileceği halde senaryonun yolundan sapması ve çocuk tacizi, tecavüzü ile ilgili vurgulamalar yapması filmi rayından çıkarıyor. Elbette ki böylesi bir filmde konu daha ciddi boyutlara çekilebilir ve ciddi sorunlar dile getirilebilir. Ancak filmin bunu yaparken bir taraftan hâlâ naif bir öykü anlatma derdi varmış gibi davranması çerçeveye zarar veriyor. Evrildiği yönden geri dönüşlerle hikâyeyi baltalıyor ve seyirci ne izlediğini anlayamıyor. Üstelik zaten anlatılması zor bir konuyu anlatırken bu kadar “değinmeceli” davranması da filmin süresi içinde etkileyiciliğini yitiriyor.
Filmin esas sıkıntısı ele aldığı tecavüz, cinayet meselesinin öznesi olan katili “hasta” olarak konumlandırıp onu çaresizlik içinde göstermesi. Hayata geçirdiği eylemden (ki bu ilk değil) sonra çektiği pişmanlık sancıları ve ağlama krizleri böyle ciddi bir meseleyi boyutlandırmak için yeterli değil. Motivasyonu ne olursa olsun sanki katili aklar gibi görüntüler kullanılması maalesef etik değil. Bu meselelere de “yansız” yaklaşmak isteği zaten mümkün değil.
Neticede Şeytanlar, Kanada’nın banliyö hayatından kesitler sunan, bunu yaparken küçük bir çocuğun büyüme sancılarına odaklanan, bu esnada da ciddi bir meseleye değinir gibi yapan bir film olarak ne yazık ki tatmin edici değil.