05.04.2017

Orphan Black: Klon Kulübüne Hoş Geldiniz!

Orphan Black, sürprizlerle dolu senaryosu ve karakter gelişimini öne çıkarmasıyla benzer bilimkurguların arasından açık ara sıyrılarak kendine özgü bir yer edindi kısa zamanda. Bir türlü başı beladan kurtulmayan İngiliz kökenli Sarah, bir gün kendisine ikizi kadar benzeyen bir kadının intiharına tanık oluyor. Sarah peşindeki belalısından kaçmak için gözünün önünde intihar eden polis dedektifi Beth’in yerine geçerek onun hayatını “ödünç alıyor” ve birçok klonu olduğunu öğreniyor. Sonrasında aksiyon tavan yapıyor, gerilim artıyor ve olaylar gelişiyor. Banliyö annesi Alison, bilim insanı Cosima, sorunlu Helena derken kendi başındaki belalarla klon sorunları arasında bocalıyor Sarah ve olayların aslı konusundaki gizem bir şekilde kaçınılmaz bilim-yaratılış çatışmasına doğru gidiyor. Yan karakterlerle de iyice zenginleşen dizi izleyeni şaşırtmayı da, ödüllendirmeyi de, sarsmayı da aynı anda başarıyor.

Dizinin en şenlikli sahneleri, karakterlerin/klonların zaman zaman birbirlerinin yerine geçip rol yaptıkları bölümlerde yaşanıyor. Kulağa klasik gelse de çok eğlenceli ve yaratıcı bir şekilde işleniyor bu sahneler dizide. Klon olmalarına rağmen hepsi birbirinden farklı kişiliklere sahip (bunun nedenleri bölümler ilerledikçe açığa çıkmakta ve işin bilimsel yanı tartışılabilir) ve olaylar karşısındaki tavırlarının farklılığı diziyi enteresan kılan asıl unsur olarak da görülebilir. Beth’in kılığına giren Sarah, Sarah’nın kılığına giren Alison ve Rachel, Beth ve Sarah’nın kılığına giren Helena’yı izlerken bir oyuncunun sınırlarının dışına çıkarak oyunculuğun nerelere gidebileceğini görüyoruz. Tatiana Maslany’nin Sarah’ymış gibi davranan Alison rolünde, Alison’ın tavırlarından bir şey yitirmeden Sarah olarak rol yapmasını izlemek çok keyifli örneğin. Beth kılığında gizlice polis merkezine gelen Helena’nın da aslında Beth değil, Beth gibi görünen Helena olduğunu hiç zorlanmadan görebiliyoruz izleyiciler olarak. İzleyiciyi ters köşeye yatırıp şaşırtan kılık değiştirmeler de yok değil elbette fakat ispiyonlara çok fazla bulaşmayalım.

Aynı anda birkaç karakteri birden canlandıran Tatiana Maslany dizinin bu kadar başarılı olmasının ana sebebi dersek abartmış olmayız. Benzer yapıdaki diğer dizilerde bir şekilde hissedilen donukluğun kıyısından köşesinden geçmeyen bir derinlikle ve sarsıcılıkla oynuyor karakterleri Tatiana Maslany ve televizyon dizilerindeki oyunculuklar açısından çıtayı yükseltiyor. Zaman zaman her klonun aynı oyuncu tarafından canlandırıldığını bile unutabiliyorsunuz.

Kadın karakter odaklı dizileri hala mumla aradığımızı göz önünde bulundurursak, Orphan Black’in varlığı bu konuda da bir adım öne geçiyor. Bilim-din, aile ve çevre eğitimi arasındaki ikilemler kadar kadın bedeni ve toplumsal cinsiyet üzerine düşündüren sahneleri de dizide bir o kadar önemli yer tutmakta. Her karakterin/klonun farklı bir geçmişinin ve yaşamının olması, her biri ekrana yansırken sahiciliğe önem verilmesi ve temelde insanın kırılganlığının vurgulanması ile çok katmanlı karakter öyküleri izliyoruz aslında.

Gücünü bilimkurgu gizemlerinden çok dramatik unsurlardan ve özellikle Alison ve Felix’in kattığı eğlenceli havadan alan Orphan Black, bu tavrından sapmaz ve gereksiz dolambaçlara başvurmazsa dizi dünyası içindeki özel yerini korumayı sürdürecektir. Yeni ortaya çıkan her yan karaktere de çok fazla gizem yükleyip şüphe duygusunu abartmamasını dilerken, hâlihazırda 2 sezonu yayınlanan ve sezonları 10’ar bölümden oluşan dizinin 3. sezonunu beklemek kalıyor geriye.