19.10.2019

Vizyon Menüsü – 18 Ekim 2019

Bu hafta vizyona giren filmlerden sizler için derlediğimiz iki adet yabancı, bir adet yerli yapım olmak üzere toplam üç film önermek istiyoruz.

Karakomik Filmler

Bu haftanın vizyon menüsünün en sükseli filmi Cem Yılmaz’ın “iki film birden” konseptli projesi olup Kaçamak ve 2 Arada isimli iki orta metraj filmden oluşan Karakomik Filmler. Cem Yılmaz, Özkan Uğur, Zafer Algöz, Necip Memili, Nilperi Şahinkaya ve Can Yılmaz’ın yer aldığı Kaçamak, eşlerine yalan söyleyip felekten bir hafta sonu geçirmek için lüks bir işletmede bir araya gelen bir grup erkeğin, yakınlarına dünya dışı varlıkların iniş yapmasıyla gelişen olayları anlatırken; Cem Yılmaz, Ozan Güven, Cem Davran, Cemre Ebuzziya, Uraz Kaygılaroğlu gibi isimlerin yer aldığı 2 Arada ise arabalı vapurda çalışan Metin’in hikâyesini anlatıyor. Tek biletle iki film izleme olanağı sunacak olan Karakomik Filmler, Arif v 216’dan sonra bir kez daha Cem Yılmaz’a kavuşmamıza olanak sağlıyor.

Oray

Bu hafta sizler için önereceğimiz ikinci film ise yönetmenliğini Mehmet Akif Büyükatalay’ın yaptığı ve kendisinin ilk uzun metrajı olan Oray. Dünya prömiyerini bu sene gerçekleştirilen 69. Berlin Film Festivali’nde yapan ve burada En İyi İlk Film ödülünü kazanan film, ülkemizde ise ilk olarak Nisan ayında gerçekleştirilen 38. İstanbul Film Festivali’nde seyirci ile buluşmuştu.

Film, Almanya’da İslâm’a bağlı bir hayat süren Oray’ın, karısı Burcu ile aralarında geçen bir tartışma anında İslâmi kaidelere göre boşanma anlamına gelen talâk hakkını kullanmasıyla gelişen olayları konu ediniyor. Almanya’da gurbetçi bir ailenin oğlu olan Oray, ilk gençlik yıllarında suça bulaşmış, hapis yatmıştır. Eşi Burcu’yla mutluluğu yakaladığı yeni hayatında eski alışkanlıklarından uzak durmaya çalışır. Bir yandan da Almanya’daki İslamcı akımlara kapılır. Eşiyle tartıştığı bir gün İslam’a göre boşanma anlamına gelen “boş ol” sözlerini söyler. Danıştığı imama göre üç ay eşinden uzak kalması gerekmektedir. Köln’e gidip üç ayın geçmesini bekler, fakat Köln’de danıştığı başka bir imam tamamen ayrılmaları gerektiğini öne sürer. Yönetmen, Oray ile “Almanya’da, Batılı, demokratik, seküler bir ülkede Müslüman olmak, din yoluyla kendini ifade etmek istemek ne demek?” sorusuna yanıt aradığını söylüyor. Yönetmen Mehmet Akif Büyükatalay uyum sorunları yaşayan genç bir erkeğin hayata tutunma çabasını gerçekçi bir sinema diliyle anlatıyor ve yılın en parlak keşiflerinden birisi olarak akıllara kazınıyor. Başarılı bir ilk film izlemek ve yeni bir yönetmen keşfetmek isteyen sinemaseverlere duyurulur.

Malefiz: Kötülüğün Gücü

Bu hafta sizler için önereceğimiz üçüncü ve son film ise başrollerde Angelina Jolie, Michelle Pfeiffer ve Elle Fanning’in yer aldığı Malefiz: Kötülüğün Gücü (Maleficent: Mistress of Evil). Film, Malefiz ve Aurora’nın arasındaki karmaşık ilişkiyi ve Moors topraklarına gelen yeni tehditlerle karşılaşmalarını konu ediniyor. Yıllar Malefiz ve Aurora’ya nazik davranmıştır. Acı ve intikamla başlayan ve nihayetinde sevgiye dönüşen ilişkileri gelişmiştir. Ancak insanlar ve perileri arasındaki kin devam etmektedir. Aurora’nın Prens Phillip’le yaklaşmakta olan evliliği, Ulstead krallığı ve komşu Moors’ta kutlamalara neden olmuştur ve düğünün, iki dünyayı birleştirmesi amaçlanır. Beklenmeyen bir karşılaşma yeni ve güçlü bir ittifakı ortaya çıkarır. Malefiz ve Aurora bir Büyük Savaş’ta muhalif taraflara ayrılırlar. Bu da bağlılıklarını test eder ve gerçekten aile olup olmadıklarını sorgulamalarına neden olur.