09.11.2019
Vizyon Menüsü – 8 Kasım 2019
Bu hafta vizyona giren filmlerden sizler için derlediğimiz iki adet yabancı yapım önermek istiyoruz.
Onun Adı Petrunya
Bu haftanın vizyon menüsünde yer alan ilk film Onun Adı Petrunya (Gospod postoi, imeto i’ e Petrunija – God Exists, Her Name Is Petrunija). Dünya prömiyerini bu sene gerçekleştirilen 69. Berlin Film Festivali’nde yapan ve burada Ekümenik Jüri Ödülü ile Sinemacılar Ödülü’nü kazanan film, ülkemizde ise ilk olarak bu sene gerçekleştirilen 38. İstanbul Film Festivali’nde seyirci ile buluşmuştu. Teona Strugar Mitevska’nın yönettiği film, Kuzey Makedonya’da Teofanya Bayramı kutlamaları sırasında sadece erkeklerin katılması adet görülen ritüelde süregelen düzene çomak sokan Petrunya’nın hikâyesini anlatıyor.
Kuzey Makedonya’nın küçük bir kasabasında Teofanya Bayramı kutlamalarında onlarca adam pederin suya attığı tahta haçı çıkartmak için kıyasıya yarışırken Petrunya nehrin diğer yakasından suya dalıp haçı kapar. Bereket ve uğur getireceğine inanılan tahta haçı sudan bir kadının çıkarması görülmüş şey değildir, ama Petrunya’nın mücadeleden vazgeçmeye hiç niyeti yoktur. Haçı geri almak için peşine düşen erkekleri, kolluk kuvvetlerini, kiliseyi ve aradığı sansasyonel haberi yakalayan medyayı atlatmaya çabalar. Makedon toplumundaki dönüşümün kilise, medya ve yargıdaki yansımalarına göndermeleriyle, bu öfkeli olduğu kadar hüzünlü film, kemikleşmiş adetlerin hüküm sürdüğü bu ülkede kadınların dik durmalarının önemini vurguluyor.
Pavarotti
Bu hafta sizler için önereceğimiz ikinci ve son film ise modern opera dönemindeki en önemli ses sanatçılarından biri olan Luciano Pavarotti’yi bilinen ve bilinmeyen yönleriyle anlatan Pavarotti. Film ülkemizde ilk olarak geçtiğimiz ay gerçekleştirilen 7. Boğaziçi Film Festivali’nde seyirci ile buluşmuştu. Büyük ses getiren, ödüllü “The Beatles: Eight Days a Week – The Touring Years” belgeseline imza atan ekip, Pavarotti’yle birlikte yine bir müzik ikonunun yaşamı, kariyeri ve müzik mirasına çeviriyor kamerasını.
“Halkın Tenörü” unvanına sahip olan Pavarotti, kişilik, deha ve şöhretin bir araya geldiği nadir rastlanan insanlardan biriydi ve dev yeteneğini, operayı herkesin sevebileceği bir eğlence biçimi haline getirmeye adadı. Tek başına yeteneğiyle dünyanın en büyük sahnelerini fethetmiş olan Pavorotti, dünyanın her yerinden dinleyicilerin de kalbini kazandı. Ailesi ve meslektaşlarıyla yapılan röportajlar, ilk kez yayınlanan görüntüler ve son teknoloji Dolby Atmos ses sistemi eşliğinde, fevkalade bir insan ve müzik devi olan Pavorotti’ye adanmış belgeselin yönetmen koltuğunda Oscar ödüllü Ron Howard oturuyor.
Opera, 1990 İtalya Dünya Kupası esnasında tüm dünyanın sanatı haline gelmişti. Bunun en büyük sebeplerinden birisi de şüphesiz ki, “Nessun Dorma”yı seslendirip dünya kupası resmi şarkısı haline getirmeyi başaran Pavarotti’ydi. Placido Domingo ve Jose Carreras ile seslendirdiği eseri canlı yayında tam olarak 1.4 milyar insan izlemişti. Yönetmen Ron Howard, Pavarotti’nin hikayesini bir ikon haline gelmeden öncesinden alıyor ve müzikal kimliğinin ötesindeki Luciano’yu bizlere sunuyor.