20.12.2017

Yönetmen Koltuğu: Joachim Trier

4) Louder Than Bombs (Sessiz Çığlık) – 2015

Louder Than Bombs, Trier’in birçok Avrupalı yönetmenin düştüğü tuzağa düşerek İngilizce dilinde ve tanıdık simalarla çektiği filmi. Oysa ki Trier ve onun gibi birçok yönetmende biz seyircileri etkileyen en önemli şeylerden biri aşina olmadığımız yüzler ve dil olmuştur her daim. Sırf bu sebeple bile benim açımdan Trier’in filmografisinin en zayıf halkası olan bu film, neyse ki senaryoyu birlikte kaleme aldığı Eskil Vogt (Körlük gibi muhteşem bir filmin yaratıcısı) sayesinde biraz da olsa suçunu –evet bu daha geniş kesime hitap etme çabasını sinema adına bir suç olarak görüyorum- hafifletmekte.

Trier, Louder Than Bombs ile bir aile çözümlemesine girişiyor. Üstelik bu çözümlemenin içerisindeki karakterlerin kendi hayatları özelindeki ilişkilerini de dâhil ederek ana hikâyeyi beslemeyi de ihmal etmiyor. Bir yanda gitmek ile kalmak arasında kendini mutlu edecek yolu bulamayıp intihar eden bir kadın ve geride bıraktığı eşi ve iki erkek çocuğu bir yanda da bu gerçekle yüzleşmesini ne kendi içinde ne de kendi aralarında çözümleyememiş bu üç erkeğin çırpınışları perdede arz-ı endam ediyor. Tüm evliliği boyunca bulamadığı mutluluğu bir başka kadında denemeye çalışan bir baba, büyüdüğü ailede göremediği saadeti kendi hayatında inşa etmeye çalışan ama daha da kötü eline yüzüne bulaştıran büyük çocuk ve son tahlilde babası ile abisinden daha iyisini yapabileceğine bizi ikna eden ergen Conrad…

Bu iç içe geçmiş hayatların bizlere sunuluşu ise Trier’in muhteşem kurgusuyla karşımıza geliyor. Açıkçası filmin en büyük artılarından birinin kurgu olduğunu inkâr edemeyiz. Prolog sahnesinin tüm filme ışık tutacak detayları da birbirini bütünleyip destekleyen yan hikâyelerin varlığı da sinema adına gerçekten umut verici hamleler. Lakin ölen kadın karaktere tüm suçu yükleyip de kalan erkeklerin omuz omuza bu süreçten çıkmaları bir kadın olarak beni rahatsız etmedi desem yalan söylemiş olurum. Yaşananların hep bu karakterler üzerinden aktarılması kadın karakterin ise öldüğü için savunma yapamaması çok büyük haksızlık olmuş bana kalırsa. Yine de elbette Trier sineması ile tanışanların asla es geçmemesi gereken Louder Than Bombs’u görmeden olmaz.

Filmin detaylı eleştirisine buradan ulaşabilirsiniz.