05.04.2017

Yönetmen Koltuğu: Lars von Trier

4)Melancholia (Melankoli) – 2011

Danimarkalı aykırı yönetmen Lars von Trier’in Cannes Film Festivali’nden ödülle dönen filmi Melancolia, en sade tabiriyle bir felaket filmi aslında. Lakin felaket filmi denilince akıllara bol aksiyonlu bir gerilim yahut aileyi, insanlığı koruyan, kutsayan bir güzelleme gelmemeli. Zira Trier, Nihilizm’in izinden yürüyen, kendini görüntülerin, müziğin ve en önemlisi de sanatın (resim) kollarına bırakan bir dünyanın sonuna yolculuk filmi yaratır. Daha baştaki prolog sahnesinden tahmin ederiz, biz seyircilerin karşısında arz-ı endam edecek ve içsel bir yolculuk yapmamızı sağlayacak filmin hınzırlıklarını. Film boyunca tarihe damga vurmuş eserleri görür, onlara yapılan incelikli, muazzam göndermelere şahit oluruz.  Fakat her anıyla, her perdeye düşen sanat eseriyle, olağanüstü görüntüleriyle (Sir John Everett Millais’in Ophelia, Pieter Bruegel’in Jagers in de Sneeuw, Caravaggio’nun David and Goliath ) başka bir âlemin kapılarını aralayan Melancolia’nın nefesleri kesecek en büyüleyici anlarına, tartışmasız bir şekilde final sahnesi ev sahipliği yapar.

Yine erkeğin bir teferruat olduğu filmde iki farklı kadının hayata ve ölüme karşı gösterdikleri tepki filmin en büyük çatışmasını yaratır.