Mehmet Ada Öztekin’in yönettiği 7. Koğuştaki Mucize filminin oyuncu kadrosunda Aras Bulut İynemli, Nisa Sofiya Aksongur, Sarp Akkaya ile Celile Toyon yer alıyor.
7. Koğuştaki Mucize, 11 Ekim 2019′da vizyonda!
Memo ve Ova, Türkiye’de askeri darbe sonrası sıkı yönetimin devam ettiği 1983 yılında, Anadolu’nun küçük bir kasabasında, Memo’nun babaannesi Fatma Anayla birlikte yaşayan bir baba ve onun yedi yaşındaki dünya tatlısı kızıdır. Memo, mental yetersizliği olan bir çobandır. Üçü birlikte göl kenarında küçük bir evde, hayatlarını sürdürmektedirler.
Ova yedi yaşında ve Memo da yedi yaş zekasındadır. Memo’nun hayattaki tek motivasyonu Ova’ya ve yaşama duyduğu sevgidir. İkisi, baba kız, birbirlerinin her şeyidir.
23 Nisan törenlerinde Memo’nun sattığı elma şekerlerinden kazandıkları parayla Ova’nın çok istediği Heidi’li çantayı almaya giden Memo ve Ova, çantayı, bölgenin sıkıyönetim komutanının kızına aldığını görürler. Memo, çantayı Ova’ya vermek için kızdan almaya kalkışınca Yarbaydan sıkı bir tokat yer ve yerle bir olur. Kızının üzüldüğünü gören Memo çöker.
Aynı günün öğleden sonrasında, göl kıyısındaki evinin yakınlarında piknik yapan askeri ahalinin çocuklarıyla karşılaşan Memo, kızı sırtında çantasıyla görür. Yarbayın kızı Memo’nun çantaya olan zaafını bildiğinden onunla kovalamaca oynamaya başlar. Memo’nun önceden uyarmaya çalışmasına rağmen, göl kenarında yaptığı dikkatsizce bir hareket sonrasında ayağı kayar ve kafasını kayalığa çarparak feci şekilde hayatını kaybeder. Memo kızı kucağına alıp ağlamaya başlar. Öldürülmüş kızın başında kanlar içinde yakalanan Memo, hemen tutuklanır. İdamla yargılanmak üzere cezaevine gönderilir.
Ova bundan sonra nenesiyle yalnız başına, babasını görmeye ve onu kurtarmak için elinden gelen ne ise minik bedeni ve büyük aklıyla yapmaya çalışacaktır. Bu yolda tek bir destekçisi vardır. Öğretmeni Mine.
Memo böylece ‘Yedinci Koğuş’a gelir. Askorozlu, Ali, Tevfik, Hafız, Meydancı Selim, Ayna, Yusuf ve diğerlerinden oluşan Yedinci Koğuş’ta hayatta kalması pek mümkün görünmemektedir. Böyle bir atmosferde cehennem azabı yaşayan Memo’nun zaman içinde bu cinayeti işleyebilecek bir kişiliği olmadığına dair birtakım emareler görür Yedinci Koğuş ahalisi. Başta onu nefretle karşılayan tüm koğuş, hapishane müdürü Nail ve hapishanenin askeri kumandanı Yüzbaşı Faruk da yavaş yavaş buna ikna olmaya başlarlar.
Olayın bir de şahidi vardır. Memo bu şahidi görmüştür ama derdini anlatabileceği tek kişi kızıdır.
Bir hasmının saldırısı sırasında Memo’nun, kendi canını hiçe sayarak Askorozlu’nun hayatını kurtarmasıyla artık onun öldürmekle değil yaşatmakla dertli bir adam olduğuna emin olurlar.
Artık tek hedefleri vardır. Kızını idamdan önce Memo’yla buluşturmak.
Bu büyük buluşma gerçekleşir sonrasında şahidin varlığı ortaya çıkar. Şimdi herkesin yeni bir hedefi vardır. Şahidi bulup, Memo’nun suçsuz olduğunu kanıtlamak. Fakat bir asker kaçağı olan şahit bulunup konuşturulacağı anda bundan Yarbay’ın da haberi olur.
Bu sırada Memo’nun babaannesi Fatma Ana’nın, yaşadıklarından yorulmuş kalbi daha fazla dayanamaz ve son nefesini hiç beklenmeyen bir anda verir. Minik Ova yapayalnız kalmışken imdadına yine Mine öğretmen yetişir. Mine her zaman Ova’nın yanında olacaktır.
Bu esnada Yarbay, kaçak askeri hızla ortadan kaldırır. Memo ipte sallanacak, kızının canına kast eden adamın idam edildiği gazetelerde yazacaktır. Yarbay bunun için yaşamaktadır. Şahidin ölümüyle Yedinci Koğuş, Müdür Nail ve Yüzbaşı Faruk’un yapabileceği hiçbir şey kalmamıştır. Tüm umutları tükenmiştir.
Ta ki, gelinlik çağdaki öz kızının katili Yusuf Ağa, tartışmaya kapalı bir çözüm önerene kadar…
Bu öneri, Memo’nun hayatını kurtarabilecek midir?
Memo’nun hayatına dokunduğu herkes bu planı hayata geçirmek için seferber olur.
Bu çözüm, gerçekleşmesi halinde ya da bir aksilik olup gerçekleşmemesi halinde, her iki sonuçla da hepsine, hayatları boyunca vebalini taşıyacakları çok ağır bir bedel ödetecektir.