24.08.2022
American Made: Maceraperest Pilotun Kaçakçılık Serüveni
Mert YILDIRIM
Sıradan Bir Pilot ve Dizginlenemeyen Hırsları
Aksiyon filmlerinin aranan isimlerinden biri olan Tom Cruise, bu sefer maceraperest bir para kaçakçısı olarak beyaz perdeye geri dönüyor. Son yıllarda Mr. and Mrs. Smith, Edge of Tomorrow, The Bourne Identity gibi filmlere imza atan yönetmen Doug Liman, bu sefer bizi 80’lerin Amerika’sına götürüyor. Senaryosunu Gary Spinelli’in yazdığı filmin oyuncu kadrosunda Tom Cruise, Sarah Wright, Domhnall Gleeson,Caleb Landry Jones, Jayma Mays gibi isimler yer alıyor.
Başarılı bir pilot olan Barry Seal (TomCruise) bir gün CIA’dan aldığı iş teklifiyle hayal edemeyeceği bir maceranın içerisinde bulur kendini. Karısıyla sıradan hayatı olan Barry’nin hayatı bu teklifle birlikte bilinmeyen bir yolda değişir. Başlangıçta CIA’nın görevlendirdiği gizli pilot fotoğrafçısıyken birdenbire uyuşturucu ve silah kaçakçısına dönüşür. Film bize bu dönüşümün nasıl gerçekleştiğini ve karakterin bu dönüşüm sırasında neler yaşadığını anlatmakta.
American Made filmi kendi içinde çok şey vaat etse de aslında karmaşık bir olay örgüsü yüzünden iç potansiyelini harcamış. Konu çok anlaşılır bir biçimde ele alınmış ancak olayların işleniş tarzı çok hızlı bir şekilde olduğundan filmin içine girmek izleyici için zor olabilir. Dönem filmi olmanın ikna ediciliği de filmde yok ne yazık ki. Dönem filmlerinde esas olan unsur ikna ediciliktir. American Made bu açıdan yeterli bir bakış kazandıramıyor.
Yetersiz Bir Film
The Wolf of Wall Street ve Air America filmlerinin birleşiminden oluşuyor sanki American Made. Bu kadar benzerlik olması filmin inandırıcılığını olumsuz bir şekilde zedeleyebilir. Özellikle Air America filminin konusuyla neredeyse aynı özellikler taşıyor American Made. Bu bağlamda bu filmin orijinal bir film olduğunu söylemek çok zor diyebiliriz.
Filmde kullanılan mizahi dil ise oldukça zorlama. Vasat oyunculuklar vasat bir mizahi dil ile bir arada olunca ortaya yetersiz bir film çıkıyor. Bu mizahi dil filmi yapay ve uyumsuz bir atmosfere taşıyor. Tom Cruise’u pilot olarak karakterine uyum sağlasa da hikâyeye uyum sağlayamayan birisi. Aynı anda bir sürü eylem yapmanın verdiği stres onun davranışlarına etki etmiş.
Bu filmi izlerken paranın insan hayatını nasıl baştan aşağı değiştirdiğine tanık oluyoruz. Karakterlerin maddiyata bu kadar önem vermesi onların yüzeyselliğini yansıtıyor. Daha fazla para için her yolu deneyen Barry için hayat bir süre karmaşık bir hal alıyor. Çünkü fazla para onun için daha fazla sorunu da beraberinde getiriyor. O dönemde Pablo Escobar’ın neler yaptıklarına da tanık oluyoruz filmi izlerken. Narcos dizisini ilgiyle takip edenler bu filmde Pablo Escobar ile tekrar karşılaşma fırsatı bulacaktır.
Aşırı Hırs ve Bencilliğin İnsan Hayatı Üzerinde Etkisi
Yönetmenin olayları tek bir düzlem içerisinde aktaramadığı bariz belli. Aynı anda her yerden farklı olay geliştiğinden dolayı filmin kurgusunda aksaklıklar seziliyor. Filmde tekrarlanan eylemler nedeniyle izleyici filmden kopma noktasına gelebilir. Bu eylemler yüklü miktarda para getirisiyle sonuçlanırken karakterler gittikçe büyük bir riskin içinde buluyor kendilerini. Her yerden çıkan para bir süre sonra görmezden gelinemeyen büyük çaplı bir sorun haline geliyor.
Barry Seal’ın tutarsız ve bencil davranışları başlangıçta ailesi tarafından hoş karşılanmasa da bir süre sonra bu durum paranın çoğalmasıyla görmezden geliniyor. Barry Seal sıradan bir teslimatçıyken birdenbire ülkenin en çok aranan ismi veya vatansever bir kahraman olarak bir karakter evrimi geçiriyor film boyunca. Kaçakçı, sıradan bir pilot, aç gözlü bir para avcısı… Bütün bu tanımlar bizlere Barry Seal’ın karakter birleşimlerini sunmakta.
Bu filmde aşırı hırs ve bencilliğin insan hayatı üzerinde etkisini görüyoruz. İnsanın doğasında hep daha fazlasını istemek yatar çoğu zaman. Barry Seal da bu durumdan nasibini fazlasıyla almış gibi görünüyor. Hükümetlerin saman altından gizli işler yürüttüğünü fark ediyoruz filmi izlerken. Hayatta çok büyük oyunların hükümetler tarafından oynandığını görüyoruz. İnsanları birer piyon gibi kullandıklarını ve daha sonra onlara birer hiçmiş gibi davrandıklarına tanık oluyoruz. Bu durum birey – devlet ilişkisinin farklı bir yönünü yansıtıyor bizlere.
Barry Seal filminin gerçek bir hayat hikâyesinden yola çıkması iyi bir fikir ancak bu film işleniş açısından yeteri başarıyı sağlayamamış. Filmin atmosferi biraz daha canlı ve işlevsel olsaydı, kurgudaki çatlaklıklar giderilseydi belki daha iyi bir film olabilirdi. Barry Seal’ın örnek alınacak bir hayata sahip olmadığını anlıyoruz filmi izledikten sonra. Tom Cruise bu filmde oyunculuğuyla göz doldurmayı başaramamış. Daha özgün bir şeyler bulmak isteyenler bu filmde istediklerini bulamayabilir. Çünkü bu film The Wolf of Wall Street ve Air America filmlerinin birleşiminden öteye gidemiyor.