24.08.2022

Belgin Doruk: Küçük Hanım

Yusuf YETİŞ

Belgin Doruk: Küçük Hanım

Yeşilçam; ilk aşklarımızın, ilk tutulduğumuz aktrislerin, aktörlerin yeri. Sinemamızın en uzun soluklu dönemi olarak adlandıracağımız bir dönem Yeşilçam. Öyle ya, başlangıcı için 50’ler diyebileceğimiz bu dönem, son ürünlerini 80’li yılların sonunda verdi. Sinemamızın kırk altın yılı Yeşilçam ile geçti, bu isimle anıldı. Aynı yıllar içerisinde olan ve Yeşilçam kategorisinde değerlendiremeyeceğimiz filmler de oldu elbet ama bu yıllar içerisinde sunulan ürünlerin büyük bir çoğunluğunu bu kategoriye almamız gerek.

Kırk yılı aşkın bir süre boyunca var olan Yeşilçam sineması, bir çok yetenekli oyuncuyu hayatımıza kattı. Bunların bazıları, zaman içinde “star” olarak anılmaya başlandı, bazıları bizle büyüdü, bazıları ise eriyip gitti, kayboldu. İşte bu eriyip giden, kaybolan hikayelerden birisi, Belgin Doruk’un hikayesi. Kırık bir hikaye. Başından iki evlilik geçmiş, dünyaya iki çocuk getirmiş ama buna rağmen hayatta en çok aşkı aramış bir isim Belgin Doruk. Tüm bu arayışı ve uğraşının ardından; bir dönemine damga vurduğu ve çok sevdiği sinemayı çok erken yaşlarda terk etmek zorunda kalmış üstelik. 70’li yılların yükselen “erotik” sinema anlayışıyla uyuşamaması, günbegün artan kilo problemleri ve bu kilolarla mücadele etmek için hayatı boyunca kullandığı zayıflama ilaçları, Gecekondu Rüzgarı (1972) filminin, son filmi olmasına sebep olur.

1936 yılının 28 Haziran günü, Ziraat Mühendisi bir baba ve sinema tutkunu bir annenin evladı olarak dünyaya gözlerini açar. Gamzeli bir kızı olmasını isteyen ve hamileliği boyunca sürekli ayva tüketen annesi, kızının gamzelerini bu ayvalara borçlu olduğunu der. 60’lı yıllarda adeta bir ikon haline gelecek olan sinemamızın “Küçük Hanımefendisi” annesinin anlatımıyla, gamzelerini buna borçludur. Sinemaya da annesinin desteğiyle adım atar. Kızının elinden tutup, onu yarışmalara sokan, sinemalara götüren Refet Hanım, karşılığını da alır. 1952 yılında, Yıldız Dergisinin düzenlediği yarışmayı kazanan Belgin Doruk, Çakırçalı Mehmet Efe’nin Definesi filmi ile sahnelere adım atar. 1953 yılında Miss Turkey yarışmasında Türkiye İkincisi seçilen Doruk, güzelliğiyle de ün salmaya başlar.

Henüz 17 yaşındayken ilk evliliğini yapan ve bu evlilikten,  Gül isimli bir kız dünyaya getiren Doruk, mutluluğu bulamaz ve ayrılır. Bu yıllarda, Küçük Hanımefendi film serisi ile yükselişe geçer. Ayhan Işık ve Sadri Alışık ile başrolleri paylaştığı bu filmlerde yıldızı iyice parlayan Belgin Doruk, sahnelerde ne kadar yıldızı parlasa da, zayıflama haplarının da etkisiyle, duygusal olarak gün geçtikçe zayıflar.

Sinema tarihi boyunca, bir çok isme ilham olan, bir dönem Zeki Müren ile de kamera karşısına geçen Doruk, duygusal olarak yaşadığı sıkıntılardan ve artan kilolarından dolayı sinemaya veda eder fakat çöküşü bununla da kalmaz, iki evliliğinde aradığını bulamaması ve çok sevdiği sinemaya da vedası onu iyice karamsarlığa sürükler ve akıl hastanesine kadar düşer. Nitekim bu sürecin sonunda da 26 Mart 1995 yılında, Küçük Hanımefendi film serisinden rol arkadaşı Sadri Alışık’ın (18 Mart 1995) ölümünden sekiz gün sonra hayata gözlerini yumar. Belgin Doruk ise, bu kadar yıkıntıya ve erken vedaya rağmen,  sinemamızın en büyük, en kıymetli oyuncularından biri olarak sinema tarihine geçer.