13.05.2016

Çizgi Ötesi: Igor

Kötü olmak

John Cusack‘ın sevimli sesiyle hayat bulan, kötülüklerin dünyasında herhangi bir Igor olan Igor‘un bilim adamı olma ve bir nevi kendini var etme savaşına tanık oluyoruz bu sevimli animasyonda.

Seslendirme kadrosunda John Cusack‘tan başka John CleeseSteve Buscemi gibi isimler bulunduran “Igor” filmi, sinema dünyasına yaptığı atıfları ve birebir göndermede bulunduğu Frankenstein filmiyle keyifli bir seyirlik olmaya aday.

Ne zordur adınızın bile olmadığı sadece “sizin gibi olanlar”la birlikte aldığınız herhangi bir isimle yaşama devam etmek değil mi? Üstelik o yaşam içinde tutkuları olan, kendinin de var olduğunu, bir şeyler yapabildiğini ispat etmeye çalışan biri olmak. Ama devamlı birilerinin gölgesinde, arkasında kalmak. İşte Igor, böyle Igor‘lardan bir tanesi. Filmin açılış sahnesinden itibaren “herhangi biri” oldukları vurgulanan, birinin diğerinden farklı bir iş yapmadığı hatta işe yaramaz olarak görülen Igor, bir bilim adamı olmak isterse ne olur? Filmin açılışından itibaren sesiyle bizi buluşturan John Cusack, film boyunca bizi sevimli Igor‘un serüvenlerine ortak ediyor.

Filmin temelinde yer alan kötü olma ihtiyacı, Igor‘u müthiş bilim adamı yapacak çalışmaları ve bu çalışmalar sonucu Eva‘yı (dişi Frankenstein) yaratması filmin karanlık atmosferini besleyen unsurlar. Ancak kötülüğün işleyen bir düşünce tarzı olmadığı açıkça ortaya çıkınca ve Igor‘un yarattığıyla kendi arasındaki farklılıkları da görünce filmin pembe bir atmosfere ulaşması da beklenen sonuç. Aslında bunun tercih edilmemesi, filme “iyilik kazanır, iyi olmalı” vs gibisinden mesajlar yedirilmemesi daha iyi bir netice verirdi filme kanımca. Ancak doğrudan çocuklar hedef alınmamış olsa da sonuçta karşımızda orta karar bir animasyon var ve küçük izleyicileri de hedefledikleri açık. Halbuki kendi varlığını ispat etmeye çalışan bir “öteki” olarak Igor‘un hikâyesi karanlık atmosferiyle beslenerek etkileyici bir görsellik sunmaya, üstelik bunu sağlam bir hikâyeyle de beslemeye çok müsait. Ancak bu yoldan çabucak dönülüyor ve film birtakım mesajlar iletme derdi olan bir filme dönüşüveriyor. Bunu göz ardı ederseniz, filmde eğlence vadeden birçok unsur var ki bunlardan biri yapılan sinemasal göndermeler. Hatta taşlamalar…

Igor‘un yarattığı ve kötü bir canavar olacağını umduğu Eva‘nın aktris olmak isteyen bir hilkat garibesine dönmesi, bize sinema dünyasının da kapılarını açıyor. Yeri geliyor ünlü müzikallere saygı duruşunda bulunuyor film, yeri geliyor sinema tarihinden ünlü repliklerle izleyiciye hoş oyunlar oynatıyor. Hatta Eva‘nın oyuncu olmak için sıraladığı şartlar tam bir Hollywood taşlamasına dönüşüyor. Bu yönleriyle sinemaseverleri çok eğlendirecek bir film Igor. Bunun yanında yarattığı tiplerle de çok keyifli anlar sunuyor izleyiciye. Özellikle Igor‘un yardımcıları Brain ve Scamper. Filmin komik yönünü besleyen tiplemeler bunlar.

Baştan kaybeden bir yaratığın kendini var etme çabası olarak özetlenebilecek “Igor”, sinemasal tatlar bırakıyor izleyicide. Bu yönüyle de izlenmeyi hak eden bir yapım oluyor.