01.06.2017

DİZİ: Shameless

2004-2013 yılları arasında İngiltere’de yayınlanmış Shameless adlı dizi çok büyük ilgi görünce Amerika, 2011 yılında diziyi aynı isimle uyarlar. Dizi İngiliz versiyonundan güçlü oyuncu kadrosunun da katkısıyla daha büyük ilgi görür. Bugüne kadar Amerikan filmlerinde özellikle varoşları siyahi mahallelerinde göstererek sadece siyahilerin tehlikeli olduğu gibi bir algı yaratılmıştır. Shameless beyaz ırkın da varoşlarda nasıl yasadışı bir hayat yaşadıklarını gözler önüne sermesiyle algıdaki yanlışların üstünü çizer. Yeni sezonu merakla beklenen dizi ocak ayında altıncı sezon ile yayında olacak.

Shameless aslında bir aile dramıdır. Lakin aile dizisi denildiği için aile bireyleriyle birlikte izlenecek bir yapım gelmemeli akla. Dizi her ne kadar Gallagher ailesinin dramını anlatsa da Chicago’nun varoş bir semtinde yaşayan ailemizin yaşadıkları pek de günlük hayatta görmeye alıştığımız cinsten değildir. Yani öyle ağlak sahnelerden oluşan bir dram değil karşımızdaki dizi. Ailenin her bir bireyi tabiri caizse feleğin çemberinden geçmiş, hayatın tozunu yutmuş bireylerdir. Haliyle aile fertlerinin ilişkide olduğu yan karakterlerin de onlardan kalır yanı yoktur.

Dizide esas olarak Gallagher ailesinin aynı evi paylaşan yedi elemanı(anne evi terk ettiği için ara sıra diziye dahil olan yan karakterdir) başrolü omuzlar. Alkolik ve düzenbaz baba Frank, ailenin en büyük çocuğu ve gayri resmi lideri Fiona, Lip, Ian, Debbie, Carl, Liam dizinin odak noktasında bulunurlar. Ama bu karakterlerin komşusu, arkadaşı, sevgilisi olarak diziye dahil olan(V, Kev,Karen, Sheila,Mickey, Sammi, Monica, Mandy…) karakterlerde zaman zaman baş karakterlere çelme takacak hamleler yaparlar. Dizideki en kötü karakter Frank gibi gözükse de aslında tüm karakterlerin olumsuz yanları vardır; fedakar Fiona, zeki Lip eşcinsel Ian, ergen Debbie, psikopat Carl, siyahi Liam iyi ve kötü kişilik özellikleriyle var olur ve o halleriyle izleyiciye kendilerini sevdirirler. Ve tam da bu şekilde inandırıcılıklarını korurlar. Şayet dağılmış bir aile, parasızlık, suç cenneti haline gelmiş mahalle gibi etkenlere kayıtsız kalıp da prens ve prenses rolünü oynayan karakterler ne kadar samimi olurdu? Shameless’da her bir karakter iyi ile kötü yönlerini aynı potada eritir.

Dizinin en önemli bir diğer özelliği ise sınıf meselesini her zaman önceliği olarak görmesidir. En duyarsız, bencil Frank bile mahalleden ev almaya çalışan orta sınıf vatandaşların tehdit olabileceğini tahmin ederek çevresini tehlikenin ciddiyeti konusunda uyarır. Hatta üç kuruş için çocuğunu bile satabilecek Frank, evine teklif edilen paranın kaç haneli olduğuna bile dikkat etmez; evini satmayacağına kendisinin düzenbaz bir ayyaş olduğuna ne kadar eminse o kadar emindir. Çünkü mahalle onların bir nevi kurtarılmış bölgesi gibidir; istedikleri gibi at koşturabilirler. Yeri gelir mahalle dışından gelen bir et kamyonundaki etleri kamulaştırırlar, rahatça otlarını içer, yasadışı satışlarını yaparlar. Devletin kolluk güçleri ya da üst sınıftan bireyler mahallelerinde en son görmek istedikleri kişilerdir. Ayrıca karakterlerimiz durumlarından hayıflanan ve bir üst sınıfa atlamak için fırsat kollayan tipler asla değildir; gündüz lağım temizleyip, taş taşıyıp gece eğlence mekanında dans edip eğlenen, hayatın tam da oldukları yerden tadını çıkaran, yaşadıkları hayatla barışık insanlardır.

Birbirinden ateşli seks sahneleri, diyaloglarda havalarda uçuşan küfürleri, porno çekimlerle para kazanan ahlak bekçiliğine pabuç bırakmayan aileleri, devlet liderlerine yapılan eleştirileri, seks bağımlısı umutsuz ev kadınları, eşcinselliğin tüm doğalığı ile yaşayan mahalle kabadayıları ile mükemmel bir yapımdır Shameless. Toplum tarafından genel geçer kabul edilenin değil aykırılığın normal olduğunu izleyenlerin zihnine işleyen bir nevi hipnozdur Shameless.