15.05.2018

Dizi: The Marvelous Mrs. Maisel

The Marvelous Mrs. Maisel

1950’ler sonu. Yukarı Batı Yakası, New York. Rengârenk ve ışıl ışıl bir dünyada her şeye sahip görünen, hareketli ve keskin zekâlı Yahudi bir ev kadınıdır Miriam “Midge” Maisel. Amerika’nın 60’lardaki siyasi atmosferine, ayrımcılıklara karşı isyanlara biraz daha zaman vardır.

Biraz fazla renkli bir dünyadır bu. Cilayı kazıdıkça bu dünyanın gerçek yüzünün açığa çıktığını görürüz. Doğallığıyla ve kıvrak zekâsıyla öne çıkan Miriam’ın bile kocasının uyumasını bekledikten sonra yüzündeki makyajı sildiği, sabah da kocasından önce uyanıp yüzüne bakım uyguladığı ve sonra hemen yatağına dönüp kocası uyanınca hiçbir şey olmamış gibi davrandığı sahne bu dünyanın ve dönemin kadın erkek ilişkilerinin bir özetidir adeta.

Kocası Joel’in hobisi olan stand up komedyenliği için akşamları bir gece kulübüne gitmektedirler. Asıl komedyenin Miriam olduğu çok geçmeden anlaşılır. Joel’in sahnede sürekli yaptığı esprilerin çalıntı olduğu ortaya çıkar. Miriam Joel’e kendisi gibi davransa daha iyi olacağını söyleyince Joel bu kez sahnede kendi esprilerini yapmaya çalışır ama sonuç hezimet olur. Miriam elindeki not defterine Joel’in sahnede ne zaman, nasıl davranması gerektiğine ve nasıl espriler yapabileceğine dair notlar alarak destek olduğu halde, Joel’in sahnedeki başarısızlığının suçlusu elbette Miriam olur ve Joel onu suçlar. Sadece görünüşüyle değil, kocasına verdiği manevi destekle de kusursuz tavırlar içindeki Miriam tüm bunlara rağmen terk edilir.

Eşinin kendisini başka bir kadın için terk etmesiyle aslında konformizme ne denli sıkışıp kaldığını, bu renkli dünyada her şeyin çok fazla keskin çizgilerle belirlendiğini, kendisine biçilen ve kendisinin de baştan seve seve kabullendiği rollerden sıyrılmak için önce ailesiyle, sonra toplumla mücadele etmesi gerektiğini, asıl hayali olan stand up komedyenliği için yolunun uzun olduğunu anlar Miriam. Sarhoşken kendini Joel’le birlikte gittikleri sahnede bulur ve seyircileri gülmekten kırıp geçirir. Bu noktada gece kulübündeki işletmeci ve menajer Susie Meyerson devreye girer ve Miriam’ı kanatları altına alır.

Miriam’ın yeteneğini ilk gören kişi olan Susie Meyerson dizinin en ayrıksı karakteridir. Bol pantolonu ve hiç çıkarmadığı şapkasıyla diğer kadınlardan ve Miriam’ın dünyasından farklı bir görünüm çizen Susie aynı zamanda sözünü hiç sakınmayan, gözü pek ve alaycı biridir. Miriam’la çok farklı dünyalardan gelmelerine rağmen dünyaya bakış açılarının benzerliği sayesinde kısa zamanda yakın dost olurlar. Aralarındaki diyaloglar dinamik, eğlenceli ve toplumla dalga geçen bir kıvamdadır. Bununla birlikte, basmakalıp bir kadın dayanışmasından çok, gücünü iş ortaklığından alan bir dayanışmadır aralarındaki ilişki.

Öte yandan, Miriam’ın annesiyle babası tutucu dünyalarında en ufak bir değişikliğe tahammül edemeyen insanlardır. Miriam’ın annesi o dönemde kadınlardan beklenen tüm tavırların bir sembolüyken, babası Miriam neredeyse otuz yaşına gelmiş iki çocuklu bir kadın olduğu halde eve geç geldiği için Miriam’ı azarlamakta hiçbir tuhaflık görmeyen bir adamdır. Miriam’ın annesi Joel’in çok yakında Miriam’a geri döneceğinden, Miriam’ın da Joel’i koşa koşa kabul edeceğinden hiç kuşku duymaz, kızı için başka türlü bir hayatı utanç verici bulur.

Tüm bu tutucu toplum atmosferine rağmen dizinin son derece eğlenceli bir havası var. Miriam Maisel’ın yaşamındaki tüm olumsuzlukları hemen komediye çevirebilme yeteneği sayesinde bize de bolca malzeme çıkıyor. Gilmore Girls’ün yaratıcısı Amy Sherman-Palladino’nun yeni dizisi olan The Marvelous Mrs. Maisel Amazon’dan ikinci sezon onayını kaptı. Oyuncu kadrosuna gelirsek, Miriam Maisel rolündeki Rachel Brosnahan’ın adını şimdiden bir kenara yazdık bile. Oyuncu kadrosundaki diğer isimlerin de başarısını, her bir oyuncunun canlandırdığı karakterlerin kırılma anlarında özellikle görebiliyoruz.

Hızlı ve alaycı diyaloglarla Gilmore Girls’ü, görselliği ve toplumsal atmosferiyle Mad Men’i anımsatıyor The Marvelous Mrs. Maisel. Güçlü bir kadın karakteri anlatmaktan ziyade, kadınların güçlü ve mükemmel olma gerekliliğiyle dalga geçen bir dizi oluşuyla umut vaat ediyor.