05.08.2016
Emanet: Binbir Mafya Gelip Geçer, Tek Tabanca Ezip Geçer
Yaz ayları vizyonuna baktığımızda genelde daha çok yabancı yapımlarla karşılaşıyoruz. İnsanların tatile gitmeleri ve sinemaların daha az ilgi görme durumundan kaynaklı olarak Türk yapımcılar yaz aylarında pek riske girmeden filmlerinin daha hareketli sezona saklıyorlar. Tabi sezon dışı gibi görünen yaz aylarında şansını deneyenler de oluyor. Bunlardan biri de Emanet filmi diyebiliriz. Güçlü sponsor destekleriyle kotarılan yapım, TRT yapımcılığında ve Mars Group’un dağıtımcılığında vizyona büyük ümitlerle giriyor. Bakalım aradığı ilgiyi bulabilecek mi?
Filmin konusunu ise kısaca şöyle özetleyebiliriz: Bir sitede güvenlik görevlisi olarak çalışan Mirza (Tayanç Ayaydın), bir cinayetin tek görgü tanığı olan küçük bir kız kaçırılınca mafya ile çetin bir savaşa girişiyor. Bir yandan polis onun peşinde koştururken, o da mafyayla kedi fare oyunu oynamaya başlıyor. Bu güvenlik görevlisinin gizemli tavrı ve sırları bakalım ortaya çıkabilecek midir?
İlk filmi “Teslimiyet” ile belirli çevrelerin dikkatini çeken yönetmen Emre Yalgın, daha sonrasında “Yol Ayrımı: Hadi Baba Gene Yap” filmiyle vizyonlara yeniden konuk olmuştu. Ancak ikinci filminde yeterince ilgiye mazhar olamamıştı. Bu filmin ertesinde TRT’nin televizyon filmleri projesi kapsamında “Güvenlik” adlı bir TV filmi çeken yönetmen, bu TV filminin sinema uyarlamasında bir kez daha vizyonda şansını deniyor.
Tek tabanca göreviyle tek kişilik bir orduya can veren güvenlik görevlisi rolüyle Tayanç Ayaydın, olabildiğince minimal bir oyunculuk sergileyerek gizemli karakterini izleyiciye kabul ettirmeye çalışıyor. Türk sinemasında son dönemlerde aksiyon türü üzerine fazla örnek üretilmediğini düşündüğümüzde aksiyon meraklılarının özellikle televizyon dizilerindeki mafya senaryoları üzerinden beslendiğini biliyoruz. Emanet filmi de bu yoldan giderek düşman olarak karanlık adamları kendine hedef seçiyor.
Eski Yeşilçam’ı düşündüğümüzde ise tek başına mücadelesini sürdüren ve deyim yerindeyse durdurulamaz bir güçe hayat veren oyuncuları görmek hiç de zor değildi. Özellikle ilk akla gelenleri düşündüğümüzde bilhassa Cüneyt Arkın, Kadir İnanır, Yılmaz Köksal, Kartal Tibet gibi oyuncuların canlandırdığı yenilgisiz karakterler aksiyon türünü tek başlarına sürüklemeyi başarmışlardı. Ancak 90’lı yıllarla beraber bu türün ülke sinemasında ölmeye başladığını çıplak gözle görünür hale gelmişti.
Sonuç olarak irili ufaklı örneklerle aksiyon sinemasına örnekler sunulmaya başlansa da, ne yazık ki hakkıyla hit olan bir film pek sinemalarımızda olmadı. Belki Kurtlar Vadisi dizisinin popüler olmasından kaynaklı olarak gişe anlamında tatmin edici etkisini bir kenara bırakabiliriz. Şener Şen’in başrolünde olduğu Kabadayı ve Eşkiya filmlerinde ise dramın ağırlığından dolayı tam anlamıyla aksiyon diyemeyiz ama bu filmlerde de tek başına mafyaya meydan okuyan karakterler görmek mümkündü. “Panzehir” filmi de son yıllarda haraketlenmeye başlayan bu türün önemli örneklerinden biri kabul edilebilir.
Emanet işte bu tür filmleri referans alarak sinema yolculuğunda ilerlemeye çalışıyor. Tekinsiz bir mafya hikayesinin üzerine, ilkeleri olan gizemli bir karakter koyarak izleyicinin beyazperdede adrenalin düzeyini arttırmayı hedefliyor. Peki başarabiliyor mu? Yarı yarıya başardığını söylemek mümkün diyebiliriz. Kurgu anlamında görsel estetikten çok, akıcılığı ön planda seyreden yapımın, sinemadan çok televizyon odaklı bir projeye yakın durduğunu söyleyebiliriz. Yaratılan mizansenler ve oluşturulan kadrajlar bize bunun açık bir örneğini sunuyor. Ancak hep aynı filmlerin sinemada yer aldığı Türk sinemasında alternatif işlerin olması açısından Emanet izleyicilerin ilgisini hak ediyor. Senaryodan çok, eylemi öne çıkaran filmlere uzak değilseniz, Emanet bu haftanın sizin için iyi seçeneklerinden biri olacaktır.
Hayal kırıklığına uğramak istemiyorsanız, başyapıt bir film beklemeksizin kendinizi Hollywood’un B tipi aksiyon filmlerine benzer bir yapım izlemeye hazır olun. Böylece filmin keyfini daha rahat çıkarabilirsiniz.