14.05.2016
Eskişehir Film Festivali: Festival Günlükleri – 5 – Organizasyon ve Şehir
Uluslararası Eskişehir Film Festivali, diğer büyük festivallere karşı samimi oluşu ile dikkat çekiciydi. Çoğunluğu öğrencilerden oluşan ekip ve gönüllüler ile yine çoğunluğu Üniversite bünyesinden bulunan öğretim görevlilerinden oluşan yürütme kurulu kurumsal olmayan ilgi ve alakaları ile bu samimiyeti bizlere sundular. Çok ciddi bir iletişim bekleyenler için çok uygun değil ama böylesine öğrenci odaklı bir festivalde zaten bunu beklemek yanlış olurdu. Bu açıdan karşılama, konaklama ve güler yüz gösteren, ilgisini eksik etmeyen herkese çok teşekkür ederiz.
Organizasyonun diğer artılarına gelince; Öncelikle diğer festivallerde olmadığı kadar saat konusunda titizlik var ve geç gelen izleyici salona asla alınmıyor. Bunun yanı sıra diğer festivallerde çok çile çektiğimiz filmden önceki bitmek bilmeyen reklamlar burada yok. Sponsorların ismi elbette yansıdı ama bu birkaç saniyelik bir geçişle sağlandı. Altyazı sorununun da hiç yaşanmadığı festivalin en dikkat çekici güzelliği de söyleşiler için kısa bir ara verip harika bir ortam hazırlamak. Bir bilgili moderatörün de bulunması ile söyleşide tıkanma söz konusu olmuyor. Bu yönünü umarım diğer festivaller de örnek alır da ayaküstü yapılan ve soru gelmediği zaman tıkanan söyleşiler bir son bulur. İşin içinde Anadolu Üniversitesi olunca ek söyleşiler, sinema dersleri ve atölye çalışmaları olduğunu da belirtmeye çok gerek yok sanırım. Bu etkinliklerden de faydalanmak mümkün.
Peki organizasyon eksileri var mıydı? Varsa nelerdi? Göze biraz batan tek olumsuzluğun filmlerin gün ve seanslarının çok sık değişiyor oluşuydu. Bulunduğumuz süre zarfında hemen her gün başımıza geldi bu ve bazı filmleri takvimimiz dışına ittiği için izleme şansını yitirmiş olduk. Bunun dışında olumsuz diyebileceğim bir olay da izleyici. Bu olumsuzluğun elbette festival ile alakası yok. Eskişehir gibi bir memlekette ve öğrenci bolluğunun/ kalitesinin yaşandığı bir üniversite şehrinde filmlere ilgi epey azdı. Özellikle okul dışındaki salonda filmlerin izlenme sayısı oldukça düşüktü. Tabii seçkinin rolü de buna etkili olmuştur. Çok güzel filmlerin yanı sıra, güzel olsa bile daha önce izleme şansı bulunan filmlerin çokluğu bir etken olarak değerlendirilebilir.
Bu kadar bahsetmişken Eskişehir hakkında da kısa iki kelam etmeden olmaz. Epey hareketli, nüfusun öğrenciler ile birlikte fazla genç olduğu cıvıl cıvıl bir şehir. Porsuk çayı kenarında dolaşmak, Odunpazarı ve şelaleyi gezmek, mekanların yan yana olduğu sokaktan bir yer seçip muhabbete oturmak son derece keyifli. Tramvay ile nostalji yapabilmek de mümkün. Tabii epey değişkenlik gösteren havasına dikkat etmek gerek. Soğuğu meşhur Eskişehir’in baharı da biraz tehlikeli.
Sonuç olarak, Üniversite ortamında, Anadolu Üniversitesinin imkanları ile güzel bir şehirde keyifli bir festival geçirmek mümkün. Samimi ortamın getirisi ile küçük hataları görmezden gelmek ve güzel anılarla ayrılmak da sizin elinizde. Umarım seneye de görüşme fırsatımız olur. Bu arada unutmadan, eğer gitme fırsatınız olursa çiğ börek yemeyi de unutmayın…