08.10.2020

Ezgi Yalınalp ile “8. Engelsiz Filmler Festivali” Üzerine

Her yıl sabırsızlıkla ve büyük bir heyecanla film festivallerini beklediğimiz ekim ayı geldi çattı fakat bu yıl hayatın her alanında olduğu gibi film festivalleri de pandemi etkisi altında. 2020 yılının başından bu yana tüm dünyayı kasıp kavuran koronavirüs hiç kuşku yok ki kültür ve sanat dünyasını da derinden etkiledi. Sinema sektörü de bu tatsız durumdan nasibini aldı ve tüm dengeler alt üst oldu. Beklenen birçok önemli filmin vizyon tarihleri peş peşe ertelendi, sinemalar aylarca kapalı kaldı, sinemaseverler için ise bambaşka bir anlam ifade eden film festivalleri de ya ertelendi ya da iptal oldu. Bu röportajda 12-18 Ekim tarihleri arasında tamamı eff2020.muvi.com’da tüm Türkiye’deki sinemaseverlerin erişimine açık, ücretsiz ve engelli bireylerin de erişimine uygun olarak gerçekleştirilecek 8. Engelsiz Filmler Festivali’ni festivalin yönetmeni Ezgi Yalınalp ile konuşma fırsatı bulduk. Festival hakkında genel bilgi, bu seneki gösterim koşulları, film seçkileri, atölyeler, söyleşiler ve merak ettiğiniz diğer tüm bilgiler röportajda sizleri bekliyor. Hazırsanız sözü daha fazla uzatmadan bu keyifli röportaja başlayalım. Keyifli okumalar…

Daha önceki yıllarda İstanbul, Ankara ve Eskişehir’de sinemaseverlerle buluşan festival, bu yıl pandeminin etkisiyle online olarak yapılacak ve festival coşkusu tüm Türkiye’ye yayılacak. Bu konu hakkında bilgi alabilir miyiz?

Engelsiz Filmler Festivali’ni, kültür sanat hayatına katılımın bir hak olduğu düşüncesinden hareketle, herkesin eşit koşullar altında film izleyebildiği bir festival olarak 2013 yılından beri düzenliyoruz. Festival hazırlıkları bir sene boyunca devam ediyor. Bu sene de festivali 8. kez İstanbul, Eskişehir ve Ankaralı sinemaseverlerle buluşturmak için hazırlıklarımızı yaparken Mart ayında Covid-19 salgını patlak verdi. Başlangıçta durumun geçici olduğu ve festivale etkisi olmayacağı gibi bir iyimserlik içindeydik ancak bir süre sonra durumun geçici olmadığı anlaşılınca B ve C planlarımızı oluşturmaya başladık. B planı yalnızca dijitalde gerçekleşecek bir festival iken, C planı hibrit, yani hem dijital hem de fiziksel ortamda gerçekleşecek bir festival idi. Ancak bir süre daha geçtikten sonra fiziksel ortamda bir arada bulunmanın ciddi bir risk oluşturduğuna ikna olduk ve festivali yalnızca çevrim içi olarak düzenlemeye karar verdik.

Pandemi dolayısıyla ertelenen veya iptal olan birçok festival oldu. Siz bu süreçte festivali yapıp yapmama konusunda ikilem yaşadınız mı?

Tabii ki. Festivali çevrim içi olarak düzenlemeye karar verdikten sonra, daha önceki yıllarda iş birliği yaptığımız bazı kurumlardan bu sene festivale destek olamayacakları yanıtını aldık. Bu durum kendisini tekrarlayınca ve ciddi bir kaynak sıkıntısı baş gösterince festivali iptal etmek gündemimize girdi. Festivali iptal etmeyi tercih etmediğimiz için, nasıl bir ara çözüm bulabileceğimizi düşündük ve bu dönem içinde çok sayıda fon başvurusunda bulunduk. Bunlardan bir kısmı olumlu sonuçlanmasaydı festivali yapma şansımız olmayacaktı sanırım.

Festivalin bu yılki farklılıklarından bir tanesi de ilk kez bir tema etrafında yapılacak olması. “Normali Ararken” ismindeki bu temayı neye göre belirlediniz?

Salgın döneminde en çok duyduğumuz cümlelerden biri “Normale ne zaman döneceğiz?” sorusu idi. Senarist ve sinema akademisyeni Angel Luis Lara, Mayıs ayında bu konuyla ilgili bir makale yazdı: “Covid-19: Normale Dönmeyeceğiz, Çünkü Problem ‘Normal Olan’”. Bu konu salgın öncesinde de üzerine çokça düşündüğümüz bir konu idi, salgın süresince evlerimize kapanmamızla birlikte “normal” olarak adlandırdığımız yaşantımızın aslında ne kadar tercih edilir; kendimiz ve yaşadığımız gezegen için ne kadar sürdürülebilir bir yaşantı olduğunu daha çok sorguladık. Bu sırada festival programı için izlediğimiz filmlerde de bu konunun çok fazla kendisini tekrarladığını fark ettik, görünen o ki sinemacılar arasında da “nasıl yaşadığımız” meselesi temel bir dertti. Bu nedenlerle bu seneki programımızı Normali Ararken teması etrafında şekillendirdik. Bu tema çerçevesinde oluşturduğumuz 5 film seçkisi altında pandemi öncesi ‘Eski’ dünyada ‘normal’ neydi?”, “Bedenle, benlikle, yaşanılan şehirlerle, içinde bulunulan mekanlarla, bir arada yaşanılan hayvanlarla kurulan ilişkilerde ‘normal’ neyi ifade ediyordu?”, “Pandemi sonrası yeni dünyada bu ilişkiler nereye evrilecek?”, “Başka bir duyarlılıkla farklı bir yaşam örmeye başlayabilecek miyiz yoksa ‘eski normaller’e geri mi döneceğiz?” gibi soruların yanıtlarını arayacağız.

Bu yılki festival sinemaseverlere nasıl bir film seçkisi sunuyor?

Festival programında her yıl olduğu gibi Türk Sineması’nın son dönemde öne çıkan en iyi örneklerden derlenen “Engelsiz Yarışma”, Dünya sinemasından ödüllü filmlerin yer aldığı “Dünyadan”, animasyon filmlerden oluşan ve yeni nesil sinemacılara esin kaynağı olmayı amaçlayan “Çocuklar İçin” ve Türk Sineması’nın nitelikli kısa filmlerinden derlenen “Uzun Lafın Kısası” adlı başlıklar yer alıyor. Normali Ararken teması çerçevesinde ise beş adet film seçkimiz bulunuyor: Yaşadığımız şehirleri merkezine alan Eski Normal: Şehir, kentsel mekanların ön planda olduğu Eski Normal: Mekan, bedenlerimizle kurduğumuz ilişkilere göz atacağımız Eski Normal: Beden ve “modern” hayatlarımızda sokakta gördüğümüz için rahatsız olduğumuz ve barınaklara hapsettiğimiz ya da mezbaha, laboratuvar, yumurta fabrikası gibi mekanlarda bir “ürün” haline getirdiğimiz hayvanlarla ilişkilerimizi sorguladığımız Eski Normal: Hayvan seçkisi.

Festival coşkusu hiç kuşku yok ki salonlarda yaşanır ama bu sene zorunluluktan dolayı online olarak gerçekleştirilecek. Bu durum sizde nasıl bir duygu uyandırıyor?

Her zamanki gibi seyircilerimizle salonlarda buluşamayacağımız için üzgünüz çünkü festival bir arada olmayı, etkileşimi gerektiren bir olgu. Ancak festivali çevrim içi olarak düzenlemenin de başka avantajları var. Örneğin bu sene ilk kez Türkiye’nin bütün şehirlerindeki kişiler festival filmlerine erişebilecekler, böylece daha fazla kişi erişilebilir gösterimlerimizden faydalanmış olacak. Ayrıca salgın döneminde sinemacılar arasında dijital araçların kullanımı eskisine kıyasla çok daha yaygınlaştığı için söyleşi yapmak istediğimiz, Türkiye dışında yaşayan sinemacılara ulaşma ve onlarla söyleşi gerçekleştirme fırsatımız oldu. Yani karışık duygular içindeyiz diyebiliriz.

Festivali bu sene iptal etmek gibi bir seçeneği de uygulayabilirdiniz. Tüm bu zorlu sürece rağmen sizleri bu sene festivali gerçekleştirmeye iten sebep ya da sebepler nelerdi?

Festivali hiç yapmamaktansa farklı bir formatta seyircilerimizle buluşturma motivasyonu salgın başından beri vardı. Sanatın bir “lüks” olduğuna dair bir algı var ancak biz sanatın bir ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Saraybosna’da savaşın en kanlı günlerinde bile direnişin simgesi haline gelen uluslararası bir sanat festivali düzenlenmişti. Dolayısıyla bu tür etkinliklerin iyileştirici bir gücü olduğuna inanıyoruz. Aynı zamanda salgın başladığından beri uluslararası film festivallerinin durum karşısında nasıl pozisyon aldığını gözlemliyorduk. Oberhausen, Selanik, Krakow, Tribeca gibi önemli film festivalleri, etkinliklerini dijital ortamda gerçekleştirdiler ve başarılı oldular. Bu da bizim için itici bir güç oldu.

Festivaldeki Canlandırma Atölyesi de bu sene bir farklılık sunuyor. Bu seneki atölye nasıl olacak?

Geçtiğimiz senelerde bu atölyeyi işitme engelli çocuklarla gerçekleştiriyorduk. Bu seneki canlandırma atölyesi ise festival gibi çevrim içinde gerçekleşecek. 7 yaşından büyük herkes bu atölyenin bir parçası olabilir. Tek yapmanız gereken sosyal medya hesaplarımızdan paylaştığımız atölye hazırlık videosunu izleyerek ihtiyacınız olan materyalleri tamamlamak ve sonrasında 14 Ekim günü sosyal medya hesaplarımızdan paylaşacağımız videoyu izlemek. Bu videoyu izleyen herkes, kendi animasyon filmini yapmayı öğrenecek.

Festival bu sene yine merakla beklenen birçok filmi sinemaseverlere sunacak. Festivalin sekizinci yılına özel seçkiden sekiz film önerisi alabilir miyiz?

Bir seçim yapmak tahmin edebileceğiniz gibi bizim için oldukça zor. Programda her türden sinema zevkine uygun film olduğunu düşünüyoruz. www.engelsizfestival.com adresine girerek festival filmlerimize göz atabilirsiniz. Ayrıca bazı filmlerden sonra yönetmenlerle yaptığımız söyleşilerin de dijital gösterim platformumuz olan eff2020.muvi.com adresinde filmlerle birlikte takip edilebileceğini not düşelim.