Hayata Bakışımızı Değiştiren Filmler

Seçil TOPRAK

Dead Poets’ Society

İlham veren filmler düşünüldüğünde izleyen herkesin listesinde olabilecek bir filmdir Dead Poets’ Society (Ölü Ozanlar Derneği). Bu açıdan düşünüldüğünde belki de bu filmi bu dosyaya almam çok beklenen, hiç sürpriz yaratmayan bir seçim. Ama bu film benim mesleğimi seçmemdeki ilk etken. Nasıl olur da Ölü Ozanlar Derneği’nin hayatıma ol verdiğini, bakış açımı değiştirdiğini, kendi çizgimi yakalamaya beni teşvik ettiğini unutabilirim ve hakkını yiyebilirim ki?

Filmden o kadar çok replik ve sahne var ki aklımda. İzleyenlerin hemen hemen hepsinin hatırlayabileceği replikler bunlar. Ancak bunları tek tek anmak yerine, bende bıraktığı izi yazmak istedim. Robin Williams’ın canlandırdığı ikonik bir karakter haline gelen Mr. Keating’in öğrencilerine “değişim sadece sizinle olmaz ama sizsiz de değişim olmaz” çerçevesinde gelişen tüm replikleri, benim hayata bakışımı şekillendiren sözlerden oluşuyor. Filmden seçtiğim sahne, kabullenilmek ve kendi yolunu bulmak, kendi çizgisini tanımakla ilgili o meşhur bahçe yürüyüşü sahnesi… Mr. Keating’in tüm sözlediklerinin yanında bir öğrencinin, Charlie’nin “Yürümeme hakkımı kullanıyorum.” gibi düşünülebilecek sözleri de evet, seçimle ilgili… Hayatımızdaki seçimler bize ait olmalı ancak bu seçimlerin getirdiği sorumlulukları da kabullenebilmeliyiz, işte büyümek budur.

Waking Life

Sinema sevgimi ikiye katlayan yönetmenlerdendir Richard Linklater. Yönetmenin benim için en özel filmi de Waking Life. “Elindekilerle ne yaptığın sana bağlı. Bu, elinizde boya kalemleriyle dünyaya gelmek gibidir. Çizginin dışına taş, her yeri boya!” Bu filmi fazla felsefik bulan ve sinemanın bu olmadığını, bunun ancak bir kitap olabileceğini söyleyenler var elbette. Neticede eleştiri bakidir. Ancak benim için gerçeğin ne olduğuna veya olmadığına, sebeplerimize veya sebepsizliğimize, yaşamımıza veya ölümümüze dair düşüncelerini paylaşan sahnelerdeki tanıdık yüzler filmi benim için hem samimi kılıyor hem de unutulmaz. “Rüya içinde rüya” tanımlaması yapabileceğimiz genel görünüşü ilmik ilmik açılan ve katmanlara ayrılan film, uyanmak kavramını gerçek olduğu kadar mecazî yönleriyle de kullanıyor.

“Just wake up”