İçinden Mektup Geçen Filmler

Letter From an Unknown Woman

Bir mektubun filmin tamamına hükmettiği ve filmin gidişatını yönlendirdiği filmler de var elbette. Sinema tarihine bakıp bunlardan iki tanesini çekip almamız istense sanırım aklımıza ilk gelecek filmler Letter From an Unknown Woman (Meçhul Bir Kadından Mektup, Max Ophüls, 1948) ve Immortal Beloved (Ölümsüz Aşk, Bernard Rose, 1994) olacaktır. İlki Stefan Zweig’ın bir öyküsünden esinlenerek çekilmiş bir melodram diğeri ise Beethoven’ın hayat hikâyesinden kesitler içeren yani yine gerçekliğe dayanan bir film.

Meçhul bir kadından gelen bir mektubu okumaya başlayan piyanist Stefan’la tanışırız Letter From an Unknown Woman filminde. 20. yüzyılın başlarında Viyana’da geçmektedir film. Stefan’a gelen mektup onu bilinmezliğin netameli kuytularına çekerken canlanan hafızası aslına bilinmezliği perde perde kaldırır önümüzden. Geçmişe döndürür mektup Stefan’ı da izleyici olarak bizleri de. Mektubun her satırına sinmiş olan aşk, acı ve keder bir genç kadının hayatını şekillendirirken kadının yazdığı mektup da filmi şekillendirir. Çünkü mektubun her satırı gözümüzün önüne geçmişten gelen sahneleri düşürür. Dolayısıyla mektup filmin başrolüne yerleşmiş olur. O okundukça yeni bir sahneyle karşılaşır, gizemi çözmeye bir adım daha yaklaşırız. Aslında ortadaki bir gizem değil, bir kadın için her şey olan bir adamın hayatında kadının “meçhul” olarak kalmasıdır. Adam kadının dünyası iken kadın adamın dünyasının hatırlanmayan bir parçasıdır sadece. Mektup işte bu kadının var oluş halinin bir simgesidir. Bedenen artık olmasa da mektupta yaşamaktadır izleyici için. Stefan mektubu okuyup o meçhul kadını anımsadıkça ve kadının silüeti zihninde canlandıkça kimliğini bulur Lisa da izleyici ve Stefan için. Böylece mektup geçmişle şimdinin arasında bir köprü, kadının hatırasının birebir karşılığı haline gelir.