20.11.2015

İzmir Kısa Film Festivali #1

film

16. İzmir Kısa Film Festivali 18 Kasım Çarşamba günü 20.00’da başlayan törenle açıldı. Festivale İzmir’in tarihi köşklerinden biri olan Hacı Davut Fargoh Malikanesi, yenilemelerle Buca Kültür ve Sanat Merkezi olarak kapılarını açtı. Festival açılış töreniyle beraber açılan merkez Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina, jüri üyeleri ve şeref misafiri Tunç Başaran tarafından gezildi. Açılış, Başaran’a verilen ödülün ardından flemenko dansı gösterileri ve Kerem Görsev konseriyle tamamlandı.

Festivalin finale kalan filmlerinin gösterimleri ise Perşembe günü jüri üyelerinin de katılımıyla İzmir Fransız Kültür Merkezi’nde başladı. “Yabancı Kurmaca” finalistlerinin gösterimiyle başlayan gün Macaristan Kısa Film seçkisi ve EFA seçkisiyle sona erdi. Film gösterimleri sonrasında Chasing Days, Go Daan Go, Full Moon ve That’s Not Me filmlerinden yönetmen, görüntü yönetmeni gibi isimler izleyiciyle filmlerini tartıştı. Jüri üyelerinden Vildan Atasever ise 18:00’da Fransız Kültür Merkezi arka bahçe verandada bir söyleşi düzenledi. “Yabancı Kurmaca” finalistleri genel olarak hikayeden çok tekniğe ağırlık vermiş izlenimi yarattı. Formül senaryoları bir kısa filmden beklenmeyecek ölçüde teknikle süsleyen birçok film vardı. Öne çıkanlara kısa kısa değinirsek;

that's not me

Rusya yapımı düşük bütçeli bir film olan That’s Not Me finalistlerin arasındaki en sert filmlerden biri. Uyuşturucunun etkisiyle belli sahneler hariç bir önceki gece ne yaptığını hatırlamayan genç bir adamın televizyonda dün karşılaştığı kadının öldürüldüğü haberini görmesi ve devamında cinayetle ilgili evinde belli kanıtlar bulması sonucundaki ruhsal değişimini anlatan film karanlık ve vurucu atmosferiyle izleyiciyi kendine çekiyor. Film sonrası görüntü yönetmenin vurguladığı led ışıklar dışında yüksek bütçeli hiçbir aracın kullanılmaması ve filmde geçen evin bile normalde yaşadığı ev olması filme duyulan saygıyı artırıyor.

 

sormeh

1979 İran Devrimi döneminde geçen filmde bir nikah törenine gitmek için hazırlanan çiftin evine konuk oluyoruz. Makyaj, kıyafet gibi ritüeller yerine getirilirken kadın birden arkadaşından Sormeh (İran stili eyeliner)  almak için evden çıkmaya karar verir. Tam kapıya geldiğindeyse kaçak bir isyancıyı karşısında bulur. Onu teslim etmekle saklamak arasında ikilemde kalan kadının tek ikilemi bu değildir. Toplum ve bugüne kadar ona dayatılan yaşantı nedeniyle çoğu şeyi sorgulamadan yaşayan kadın karşısına çıkan isyancı sayesinde duygusal bir boşluğa sürüklenir.

dawno

Geçmişteki büyük bir yaraya parmak basan film, II. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanya’sı tarafından alınan binlerce Polonyalı çocuğun kardeşlerinden kopup asimile olmasını anlatıyor. Yetimhanede birlikte büyüyen ikiz kardeşlerin Alman bir aile tarafından birbirinden ayrılması ve savaş dönemi karşı karşıya gelmelerini konu alan film hikaye ve teknik açıdan çok güçlü olmasa da değindiği konu neticesinde etkileyici.

one more day

 

Fransa yapımı One More Day, terk edilmiş Paris sokaklarında hayatta kalan diğer insanlardan önce yemek bulmaya çalışan bir adamın ve evde dışarıya yaşam belirtisi göstermeden saklanan eşinin öyküsü. Hayatta kalma içgüdüsünün insana neler yaptırabileceğini gösteren film, basit bir senaryoya sahip olsa da bir kısa filme göre ortalama üstü tekniğiyle dikkat çekiyor.

 

while they were flying to the moon

Apollo 11, 1969’da Ay’a ilk defa ayak bastı. Belgrad’ın terk edilmiş bir sokağında ise herkes Ay’a yapılan bu yolculuğu izlemektedir, Tozi ve Vera hariç. Birbirlerine karşı ilgilerini dışa vuramayan ikili o gün yakınlaşmaya başlar. Apollo 11’ın yolculuğuyla senkronlu ilerleyen hikaye yaratıcı ve farklı bir ilişki çözümlemesi örneği. Ses efektlerinde kullanılan ilginç teknik de ayrıca dikkat çekici.

 

full moon

İşini her şeyin önüne koyan bir adamın iç hesaplaşmasını temel alan Full Moon çekimleri Fransa ve Japonya’da gerçekleşen Çin yapımı bir film. Ay festivali yaklaşırken büyük annesinin yemek masasını satan adam, büyük annesinin yanı sıra karısı ve kızının da tepkisini görünce masayı geri almak için yola çıkar. Fakat bu yolculuk, masadan bağımsız bir hal alır ve adama kendini iş hayatına bu kadar kaptırmasını sorgulatır. Kalabalık aile ve akrabalık ilişkilerini büyük annenin masası metaforuyla sunan film başta Çin olmak üzere tüm Dünya’daki aile bağlarının zayıflamasını eleştiriyor.

Festivalde bugün (20 Kasım) neler olacağına gelirsek; Fransız Kültür Merkezi’nde “Yerli Kurmaca” finalistleri ve Antalya Sinema Derneği’nin seçtiği En İyi 10 Kısa Film seyirciye sunulacak. Ayrıca İzmir Üniversitelerinde de gün içinde kısa film gösterimleri yapılacak. Bunların dışında ise 17:00’da Fransız Kültür Merkezi Gösteri Salonu’nda Yiğit Özşener söyleşisi olacak. 18:00’da Bornova Belediyesi Nikah Salonu’nda ise Yönetmen Serdar Akar söyleşi yapacak.