05.04.2022

Sardunya: Kötü Babaların “Kötü” Çocukları

Baba-oğul ve anne-kız ilişkisi sinemada sıklıkla gördüğümüz türden ilişkilerdir. Bazı filmlerde bu ilişkilerdeki sorunlar ve gerilim ön planda olur. Oysa baba-kız ilişkisi de en az bunlar kadar sorunlu ve içsel gerilime sahip olabilir. Yönetmen Çağıl Bocut‘un ilk uzun metrajı olan “Sardunya” filmi bağlamına sorunlu ve deşilmeye müsait bir baba-kız ilişkisini alıyor. Bunu yaparken filmin ön planında yürütülen bir polisiye soruşturmasından destek alıyor. Film Defne’nin, babasının beyin kanaması geçirdiği haberini almasıyla başlıyor. Apar topar İzmir’e dönen Defne kendisini, kısmi felç durumu yaşayan babası ve kanser olan halasıyla ilgilenmek durumunda bulur. Defne’nin bu durumdan pek hoşnut olduğu gözükmez ki bu film içerisinde verdiği bazı kararlara da yansır.

Film, karakterlerin almış olduğu kararlar üzerine düşündürten bir yapıya sahip. Baba-kız çatışması daha en başta Defne’nin babası Nadir’in ablasından ablasının hastalığını gizlemesini sorgulamasıyla ufaktan bir fokurdamaya başlar. Filmin sonuna kadar belli bir sıcaklıkta bu fokurdama işlemi devam eder ve bir yerde de zirve yapar. Baba-kız arasındaki yaşanmış bazı tatsız hadiseleri filmin başından beri sezsek de tam olarak ne olduğunu kestiremeyiz. Ancak bazı şeyleri film ilerledikçe öğreniyoruz.

Vicdanların Çatışması

Sardunya” belli başlı kavramlar üzerine inşa edilmiş bir film. Bu kavramların başında da “vicdan” geliyor. Çoğu kararımızı vicdanımız temelli alırız almasına ancak vicdanımız hiç mi yanıltmaz bizi? Nadir’in ablasından hastalığını gizlemesi hangi vicdan ölçütlerini ele alarak değerlendirilebilir ki? Nadir’e göre onun son günlerini içine kapanık yaşamaması adına aslında kendi vicdanını rahatlatmak adına aldığı bir karardır bu. Ablasının hastalığını geç fark ettiği için yaşadığı pişmanlık onu bu karara yönelten şey aslında. Defne’nin vicdanı da halasının hastalığını öğrenmesi gerektiğini söylüyor. Vicdanların çatıştığı bu düzlemde hangisinin vicdanı doğruyu söylüyor? Bu önemli bir soru. Ancak bu sorunun net bir cevabı yok. Bazen cevabın olmaması bazı sorulara yönelik en büyük cevaptır.

Daha Kötü

Filmin yönetmeni Çağıl Bocut bazı sorulara net bir cevap dayatmasında bulunmayıp bazı kararların muhasebesini seyirciye bırakıyor. Filmin bence en büyük başarısı karakterlere eşit uzaklıkta yaklaşmasıdır. Filmde kimin iyi yahut kimin kötü olduğuyla ilgili de bir fikir dayatması yok. Nadir’in ortaya attığı “kötü babaların kötü çocukları” tabirini tahlil etmekte fayda var. Bir kötü var bir de “kötü” var. Nadir’e göre kendisi de kızı da kötü bir konumlanışta. Bunu bu şekilde ifade ediyor ancak atladığı bir şey var ki onun tabirine uyacak olursak eğer birisi görece daha kötü. Çünkü parantez içindeki kötünün oluşmasına parantez dışındaki kötü sebep oldu. Attığı bir tokat yahut bir bağırış bunun oluşmasındaki ana etken belki de. Defne bu kadar donuk ve soğuksa bunun bir sebebi olmalı. Bu yüzden ikisi de eşit derecede kötü değillerdir.

Film sinematografik olarak kusursuza yakın, filmde o kadar iyi kareler var ki bunlar filmin ağır temposunu hissetmememizi sağlıyor. Filmdeki koyun analojisi ise muhteşem. Defne’nin halasının aldığı kurbanlık koyun filmin ilerisi için bize ipucu vermektedir. Her şey çözüme bağlanıyor fakat o koyunu görmüyoruz. O kurban kesilmiyor belki ancak filmin sonunda evden birilerinin kurban olduğu gerçeğiyle baş başa kalıyoruz. Bu gerçeğin yanında filmde derinde işlenilen ötenazi meselesi var. Defne ile babası acı çeken köpeklerinin daha fazla acı çekmemesi için ölmesine sebep oluyorlar. Benzer bir durum belki halası için de geçerli, daha fazla acı çekmemek için canına kıymış olması ihtimal dahilindedir. Bir insan hayatından niye vazgeçer? Bu vazgeçme düşüncesini hayatın yaşanmaya değmeyeceği düşüncesiyle birlikte düşünebiliriz. Bazen insan salt ölmek için ölümü tercih etmez yaşamamaya tahammül edemediği için ölümü seçer.

En nihayetinde baktığımızda Sardunya, meseleleri işleme şekli olsun arka plandaki kavramlar ve temalar olsun aldığı ödüllerin hakkını fazlasıyla veren başarılı bir ilk filmdir. Yönetmenin ilerideki filmleri için merak içerisinde beklerken bu film de demlenmeye bırakılıp filmle ilgili yeni fikirlere kapılmamızı ve çıkarımlarda bulunmamızı sağlayacaktır.