24.08.2022
ELEŞTİRİ: The Turning
Ali ÇALIŞKAN
Avustralyalı yazar Tim Winton’ın kısa hikayelerinden oluşan kitabı The Turning’in bu ‘devasa’ uyarlaması, 18 farklı sanatçının kısa filmlerini bir araya toplayan bir eser. Farklı mekanlar, farklı karakterler ve farklı ‘duygulardan’ oluşan yoğun ve iç içe bir ‘tablo’ yaratmaya çalışan “The Turning”, Avustralyalı ünlü aktör/aktrislerin de yer aldığı, bu ülkeden çıkan son yılların en ilginç çalışmalarından biri. En azından kağıt üzerinde öyle bir izlenim bıraktığı aşikar.
Jonathan auf der Heide, Tony Ayres, Simon Stone, Jub Clerc, Robert Connolly, Shaun Gladwell, Rhys Graham, Justin Kurzel, Yaron Lifschitz, Anthony Lucas, Claire McCarthy, Ian Meadows, Ashlee Page, Stephen Page, Warwick Thornton, Marieka Walsh, Mia Wasikowska ve David Wenham gibi isimleri buluşturan projede her yönetmen, kendi içinde ayrı noktalarda duran hikayeleri birbirinden bağımsız bir görsel üslupla anlatıyor. Tabi bu 18 filmin tamamının başarılı ve ilgiye değer olduğunu söylemek zor.
Örneğin filmin girişinde izlediğimiz, Warwick Thornton imzalı “Big World” isimli çalışma, açılış için son derece kötü bir tercih. “Abbreviation” (Jub Clerc), “On Her Knees” (Ashlee Page), “Sand” (Stephen Page), “Family” (Shaun Gladwell), “Commission” (David Wenham) gibi ‘kısalarda’, filmin seyrini sık sık aşağılara çeken, büyük ihtimalle yazarın bile burun kıvıracağı son derece ‘manasız’ işler. Zaten “The Turning” için tam olarak olumlu konuşamamızın sebebi, aralara serpiştirilmiş ve filme katkısı olmayan, sadece süreyi şişirmek için filme konulmuş gibi görünen bu tarz bölümlerin varlığı. Belki iyi yönetmenlerle bambaşka bir sonuca ulaşabilirdi bu andığımız mini öyküler.
Cate Blanchett’ın iyi performansıyla capcanlı bir kıvama gelen, üç kişilik bir akşam yemeği buluşmasını resmeden “Reunion” (Simon Stone) veya Mia Wasikowska imzalı, obsesif bir küçük çocuğun yer aldığı “Long, Clear View”, filmi ‘yukarılara’ çeken, fena olmayan çalışmalar. Yaron Lifschitz’ın “Immunity” isimli, son derece estetik bir dans kareografisiyle ‘romantizm’i harmanladığı filmi ile Anthony Lucas imzalı, fotoğraflarla geçmişe dönme öyküsünün ekran bölmelerle anlatıldığı “Damaged Goods”, “The Turning”in en iddialı bölümleri belki de. Esere ismini veren ve filmin orta yerine konumlanan “The Turning” (Claire McCarthy) ise Miranda Otto ve Rose Byrne’in enfes performansıyla filme damga vuran bir ‘içsel aydınlanma’ ve ‘zıtlıklar’ öyküsü sunuyor. Özellikle bu bölüm, Byrne’nin kuşağının en iyi aktrislerinden biri olduğunu tekrardan kanıtlaması açısından önemli.
Kısacası The Turning bittikten sonra akılda kalanlar bunlarla sınırlı. Fazla dağınık, kopuk ve gereksiz uzun. Geçmişle yüzleşme, şiddet, ölüm, aşk, cesaret, inanç gibi konuların harmanlandığı kısa-filmler genel olarak elle tutulur, etkili bir bütün oluşturamıyor ne yazık ki. Yine çeşitli yönetmenleri bir araya getiren proje “Paris, je t’atime”daki gibi bir başarıdan söz edemeyiz. The Turning, sadece andığımız birkaç yönetmenin çalışmalarıyla hatırlanacak en çok. Eğer filmin süresi gözünüzü korkutursa sadece Lifschitz, Lucas ve McCarthy’nin ‘kısa’larını bulup izleseniz de olur.