24.08.2022

Yeşilçam: Muhsin Bey

Muhsin Bey -3

Murat ALTIN

“Ağlamakla, inlemekle ömrüm gelip geçiyor.
Devası yok, garib gönlüm günden güne eriyor.”

Müzeyyen Senar‘ın bu muhteşem dizeleriyle açılan ve aynı şekilde biten, her iki çaldığı yerde de insanı bambaşka duygulara gark eden Muhsin Bey filmi, filme adını veren dürüst, saf, ilkeli Muhsin Kanadıkırık’ın buruk hikayesidir. Hayranı olduğu, huzur evinde yaşayan eski bir ses sanatçısını elinde çiçeklerle sık sık ziyaret eden bir adamdır o. Krem rengi pardösü giyer, rakı içer, kaliteli gerçek Türk müziğini sever, çiçeklerine her gün özenle su verir.

“Çiçekler ölmüş.. Hepsi.. Eskiden bir yer ayarlardın güneşi iyiyse, yerini de sevdiyse ne biçim açardı. Şimdi güneş aynı, ışık aynı, yer aynı.. Suni gübre istiyorlar. Bir iki gram potas koyunca bir coşuyor namussuzlar ama sonra.. Ölüyorlar.”

Yavuz Turgul’un yazıp yönettiği, başrollerinde Şener Şen ve Uğur Yücel‘in yer aldığı 1987 yapımı film, prensiplerine bağlı, miladı dolmuş bir prodüktör olan Muhsin Bey (Şener Şen) ve şöhret olmak isteyen Ali Nazik (Uğur Yücel) ismindeki saf delikanlının keyifli macerası olarak başlayıp;  Ali Nazik ve Muhsin Bey’in hayalleri ve hayata bakışları arasındaki uçurum sonucu bu maceranın eğlenceden çok bir yaşam mücadelesine dönmesini ve işlerin sarpa sarmasını konu alır.

Türkiye’deki yozlaşmanın altında yatan sorunları, değişen değer ve beğenileri çok başarılı bir şekilde senaryolaştırıp, muhteşem yazılmış karakter ve oyunculuklarla bu değerli filmi yönetip bizlere sunan Yavuz Turgul‘a ne kadar minnet duysak az. Türkiye’nin bir devrinin (yitirilip, kaybolan bir devrin) son hallerini yansıtan film, kirlettiğimiz benliğimiz ve kimliğimizi herhangi bir kurban, bir haklı ya da haksız aramadan ya da bir kesime yüklemeden bağışlayıcı ve en az Muhsin Bey kadar şevkatli bir biçimde gösteriyor. Belki de bu yüzdendir ki filmde abartı denecek hiçbir karakter yok. Ve yine bu yüzdendir ki ağlamakla gülmek arasında olan, kederden çok hüznü barındıran bu müthiş klasik, bu kadar naif…

24.Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde en iyi film (Yavuz Turgul), en iyi senaryo (Yavuz Turgul), en iyi özgün müzik (Atilla Özdemiroğlu), en iyi erkek oyuncu (Şener Şen) ve en iyi yardımcı erkek oyuncu (Uğur Yücel) ödüllerini almaya hak kazanan filmde özellikle Uğur Yücel‘in performansı parmak ısırtır. Ayrıca diyaloglar, mekanlar, sesler… Şöyle söylenebilir ki bu film alt metinleriyle, en ufak ayrıntılarına kadar göz dolduracak şekilde tasarlanıp hayata geçirilmiştir. Bu sebepten Muhsin Bey, özellikle Türkiye’deki sinemacıların ve sinemaseverlerin izleyip ders çıkarması gereken filmlerin başlıcalarındandır.

Arabeskin Türk sanat müziğine galip gelişinin, yeninin eskiye tercihinin (hangisi daha iyi, bu başka bir tartışma konusudur elbette) filmi olan Muhsin Bey için son olarak şu söylenebilir: eğer hala seyretmediyseniz kendinize bir iyilik yapıp Muhsin Bey’in hayatına siz de tanıklık edin derim. Emin olun pişman olmayacaksınız.