01.06.2016

Züccaciye Dükkânında Bir Sinefil – 6

Efendim malumunuz Ramazan ayı da bitti, kirli sulara doğru yol almamızın önünde pek bir engel kalmadığından Pete Tombs ve Cathal Tohill önderliğinde, seks ve korku sinemasının her müşteriye hitap etmeyen eserleriyle vitrinimizi süslemeye karar verdik. Bu alanın üstatlarından Jesus Franco’nun Vampyros Lesbos ve Killer Barbys filmleriyle José Ramón Larraz’ın çarpıcı işi Black Candles’ı bu haftanın tezgâh altı ürünleri olarak satışa sunuyoruz.

Vampyros Lesbos (1971)

Woody Allen’dan bile üç beş kat fazla film çeken Jesus Franco’nun bu kalabalık filmografisi içerisinde Vampyros Lesbos’un özel bir yeri vardır, özellikle de Türkiye izleyicisi için. Neredeyse tamamı ülkemizde geçen bu eserde yer alan İstanbul manzaraları, mekânsal devamlılıktan nasibini almamış olmasına rağmen Türkiye izleyicisini etkilemeyi başaracak detaylarla yüklüdür. Kaynağını bu topraklara borçlu olan vampir külliyatının her tarafına sinmiş Hristiyan mistisizmini bir kenara bırakıp İslamî bir ülkeyi motif olarak kullanan Jesus Franco, yarattığı mistik tezata bir de vampir filmlerinde pek karşımıza çıkmayan gündüzü çekimlerini ekleyince lezbiyenlik temelli erotik gerilim olarak ambalajlanan Vampyros Lesbos, baş döndürücü bir karışım olmanın da ötesine geçerek hipnotik bir esere dönüşmüştür. Jesus Franco’nun kendine has dokunuşlarıyla zenginleştirdiği bu tuhaf bileşim, Avrupa seks ve korku sinemasının en nadide işlerinden olarak hâlâ cazibesini korumaktadır. Bu nedenle Vampyros Lesbos’u tezgâh altından bile olsa satışa sunmayı uygun bulduk, ilgilisine gerekli kanallardan teminini borç biliriz.

Killer Barbys (1996)

Jesus Franco filmografisinin erken dönem işlerinden ayrılan ve daha ana akım (!) sularda yüzen bir film olan Killer Barbys, erotizmin neredeyse sıfırlandığı, cannibalism ile perili ev mitini harmanlayan teen slasher olarak nitelenebilirdi kabaca, tabii bir Jesus Franco filmi olmasaydı. Korku ve gerilim türüne ait hemen hemen her filmde görebileceğimiz onlarca unsuru bir arada bulunduran bir film olmasına rağmen özgün ve yaratıcı bir eser olmayı başaran Killer Barbys’i bu vasıflara ancak Jesus Franco gibi bir usta eriştirebilirdi. Killer Barbys vs. Dracula isimli bir devam filmi de bulunan bu eserin herkese hitap etmediği aşikâr olsa da biz vitrine koymaya karar verdik; en kötü, filmin müzikal dokusuna tav olup ses çıkarmayacağınız kanaatindeyiz.

Black Candles

Black Candles (1982)

Seks ve korku sinemasının üstadı olan, farklı ülkelerde değişik isimlerle onlarca eser veren José Ramón Larraz’ın en çarpıcı işlerinden biri olan Black Candles ya da filmi İngilizce isminden daha iyi yansıtmasına rağmen akılda kalıcılık nedeniyle tercih edemediğimiz orijinal adı Los ritos sexuales del diablo, Rosemary’nin Bebeği’ne kadar uzanan köklü bir şeytan geleneği üzerine kurduğu hikâyesi ve pornografi ile erotizm arasında gidip gelen sahneleriyle dikkat çeken bir eser. Korku filmlerinin geleneksel beklenmeyen misafir motifiyle başlayan ve tuhaf karakterlerin oluşturduğu bir topluluğun pençesine düşen bir çift üzerinden türün eksik parçaları tamamlayan Black Candles’ın karakter başına düşürdüğü sevişme sayısı ve keçi, kılıç gibi cinsellikle pek bağdaşmayan nesneleri çarpıcı bir şekilde olaya dahil edişi, bir kez izleyenin bir daha unutamayacağı bir eser olmasını sağlamış durumda. Avrupa’nın bağrından kopup gelen bu erotik gerilimi, kirli zevklere sahip olan müşterilerimiz için de unutulmaz kılmayı amaçladığımızdan tezgah altı ürünlerinin arasına yerleştirdik; siz ıslık çalın biz anlarız.