07.04.2018
37. İFF Her Seansa Bir Öneri – 7 Nisan
11:00 Armomurhaaja / Öldürücü – City’s
Fin yönetmen Teemu Nikki’nin üçüncü uzun metraj filmi olan Öldürücü, orman köyünde hasta ya da yaşlı hayvanları öldürme görevini üstlenen Veijo’nun tanıştığı hemşireyle değişen hayatını konu alıyor. Carpenter sinemasına benzerliği dile getirilen film, aldığı eleştirilerden anlaşılan dünyanın günümüzdeki siyasi iklimine dair de mesajlar içeriyor. İzleyiciyi etik anlayışıyla baş başa bırakan Öldürücü güne başlangıcı festivalde yapacaklar için ideal.
13:30 The Green Fog / Yeşil Sis – Atlas
Guy Maddin, Evan ve Galen Johnson üçlüsünün ortak eseri olan The Green Fog festivalin en değerli filmlerinden. 98 film ve 3 diziden parçaların bir araya getirilerek kurgulanıp Hitchcock’ın Vertigo’suna farklı bir yorum getirilmesini perdede izleme fırsatı kaçırılmamalı. Üstelik benzer yapıda bir film olan Pálfi’nin Final Cut: Ladies and Gentlemen adlı filminin verdiği keyfi düşününce The Green Fog oldukça garanti bir seçim.
16:00 Fotbal Infinit / Sonsuz Futbol – Beyoğlu
Başta Bükreş’in Doğusu olmak üzere çektiği filmlerle çağdaş Romen sinemasının öncülerinden olan yönetmen Porumboiu bu kez bir futbol belgeseliyle karşımızda. Belgeselin öznesine eski futbolcu arkadaşı Laurentiu Ginghina’yı koyan yönetmen futbolda devrim yapmak mümkün mü sorusunun peşine takılıyor.
19:00 Piercing – City’s
Festivalin en eğlenceli bölümlerinden mayınlı bölgede yer alan Piercing, The Eyes of My Mother ile korku sineması adına farklılığını konuşturan Nicolas Pesce’nin yeni filmi. Bu kez çok daha sert bir filmle izleyicinin karşısına çıkıyor. Cinsellik, sadomazoşizm gibi alanları da gerilimle birleştiren Piercing izleyiciyi tedirgin ve tahrik edici bir av – avcı hikayesi.
21:30 Lean on Pete – Zorlu
Festivalin açılış filmiyle günü kapatmaktan daha garanti seçim olamaz. Andrew Haigh’in Willy Vlautin’in romanından uyarladığı Lean on Pete, 15 yaşındaki Charley Thompson’ın filme adını veren iddiasız bir yarış atıyla kurduğu dostluğu konu alıyor.
Weekend, 45 Years ve Looking gibi yapımların yönetmenliğini yaparak naif öykü anlatımı çizgisinden şaşmayan Haigh, Lean on Pete’te de yansıttığı bu tarza yeni bir halka ekliyor.