23.03.2018
37. İstanbul Film Festivali’nde Mutlaka İzlenmesi Gereken Filmler
Berna KULELİ
Ev / The Home
Festivalin Uluslararası Yarışma bölümünde yer alan Ev / The Home Tahran’da 2017 Fajr Uluslararası Film Festivali’nin öne çıkan yapımlarından biriydi . Festivalde en iyi film ve en iyi senaryo ödüllerini aldı. Filmin yönetmeni ve senaryo yazarı 1969 doğumlu Asghar Yousefinejad. Ev yönetmenin ilk uzun metraj filmi. Film tamamen Azerice yapılmış ve İran’da alışık olunmayan bir durumla altyazılı gösterilmiş. Yönetmen kendisi ile yapılan bir söyleşide filmin Azerice olmasının ona bir orijinallik kattığını ama aynı zamanda da Azericenin ana dili olması sebebiyle köklerine de bir yolculuk olarak düşündüğünü belirtiyor ve şöyle ekliyor : Bu filmde Azerice kullanmasaydım aynı film olmazdı. Filmin konusu yaşlı bir adamın ölümünden sonra kızı Sayeh’in onun vasiyetine karşı çıkması etrafında gelişiyor. Yakınları Sayeh’i babasının vasiyetine uyması için ikna etmeye çalışırlar. 78 dakikalık film tek mekânda geçen, oyuncuların performansıyla da güçlenen , aynen gerçek hayatta olduğu gibi mizah ve gerilimi de barındıran oldukça başarılı bir ilk film.
Tempelhof Havalanı / Central Airport Thf
Tempelhof Havaalanı festivalin Sinemada İnsan Hakları yarışma bölümünde gösterilecek olan 97 dakikalık bir belgesel. Yönetmeni Karim Aïnouz’u festivalin meraklı izleyicileri Futuro Beach ve Madame Sata filmlerinden hatırlayacaklardır. Belgesel bu yıl Berlin Uluslararası Film Festivali’nde Uluslararası Af Örgütü Sinema Ödülü’nü aldı. Havaalanları kavuşmaların, ayrılmaların, gidip , dönmelerin mekanı ama ya bir yaşam alanı olsaydı ? Tempelhof 1923 yılında Berlin’in merkez havaalanı olarak kurulmuş ama 2015’ten beri mülteciler için geçici bir yaşam alanı olarak kullanılıyor. Belgesel burada yaşayan biri 18 yaşında Suriyeli, diğeri 35 yaşında Iraklı iki göçmene odaklanarak mültecilerin medya tarafından histerik bir şekilde işlenmelerini eleştiriyor. Bu anlamda belgesele bir dayanışma filmi diyebiliriz.
Obscuro Barocco
Sinemada İnsan Hakları Yarışma bölümünün bir diğer dikkat çekecek filmi Yunanlı yönetmen Evangelia Kranioti’nin Obscuro Barroco filmi. Film Mart ayında Selanik Belgesel Festival’de üniversite öğrencilerinden oluşan gençlik jürisi tarafından en iyi film seçildi. Filmde kurmaca ve belgesel birlikte kullanılmış. Mekân rüyalar ve aynı zamanda kâbuslarla dolu Rio de Janerio. Kamera zaman zaman rengârenk, müzikli, danslı karnaval zamanlarını gösteriyor zaman zaman ise Rio’nun eşcinsel dünyasında geziniyor. Eşcinsel kültürün tanınan bir karakteri olan transseksüel Luana Muniz’in sesinden bir metinle devam eden filmde tıpkı karnavalın eğlenceli dünyasının arkasına gizlenen hüzünler, acılar gibi makyajla renklenmiş yüzlerin arkasındaki gerçeklikler var.
Buğday
Semih Kaplanoğlu’nun 2017 yılında bir çok ödül alan filmi Buğday bu yıl İstanbul Film Festivali’ninTürkiye Sineması 2017-2018 bölümünde izleyici ile buluşacak. Film 35 film siyah beyaz olarak değişik coğrafyalarda çekilmiş. Hikâye anlatımı görüntü ile desteklenmiş. Semih Kaplanoğlu günümüzde bir distopya için her şeyin var olduğuna inanıyor. Genetiği ile oynanmış buğday bir ütopyadan distopyaya geçişi yansıtıyor. Filmde yakın gelecek zamanda geçiyormuş hissi yaratılmak istenmiş. Hikâyenin nerede geçtiği ise belli değil. Tohum genetiği konusundaki uzman Prof. Erol Erin ve bildiği her şeyi terk etmiş olan bilim adamı Cemil Akman dünyanın ölü topraklar olarak adlandırılan bölgesinde yaptıkları yolculuklarda aynı zamanda bir iç yolculuk yaparlar. Buğday, Semih Kaplanoğlu’nun bildiğimiz sinemasından oldukça farklı bir yerde duruyor.
Tarihsiz İmzasız / No Date No Signature
Festivalin Dünya Festivallerinden bölümünde İran’dan Vahid Jalilvand’ın Tarihsiz İmzasız filmi var . İran sinemasında çok çeşitli konularda, gerçek hayattan adeta belgesel tadında, izleyiciyi kendi iç dünyasında sorularla baş başa bırakan örnekler var. Tarihsiz İmzasız da tüm bunlara örnek oluşturacak başarılı örneklerden biri. Bazen çok fazla üzerinde durmadığımız olaylar sonrasında büyük acılar veren sonuçlar doğurabilir. Vicdanla baş başa kalmak hayatta karşılaştığımız en zor sınavlardan biridir. İşinde son derece ilkeli çalışan Doktor Kaveh küçük bir kaza ile motosikletleriyle yolda ilerleyen bir aileye çarpar. Onları hastaneye gitmeleri konusunda uyarmak ister ama aile yoluna devam eder. Ailenin sekiz yaşındaki oğlu ertesi gün ölür. Ölüm nedeni gıda zehirlenmesidir. Gıda zehirlenmesinin ardındaki gerçek nedir? Ama bu teşhis gerçekten doğru mudur? Film, başından sonuna izleyiciyi olayların akışına çeken karakterle konuşturan ve sonunda onu dürüstlük, şüphe, korkaklık, bir ölümün ardındaki acı gibi konularda kendi içinde sorularla, yorumlarla baş başa bırakan bir yapım. Filmin başarısında olayların sıralanışında kurgunun ve oyuncuların performansının payı büyük.