19.10.2019
7. Boğaziçi Film Festivali’nde Kaçırılmaması Gereken 10 Film
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü, Kurumsal İş Ortağı TRT, Global İletişim Ortağı Anadolu Ajansı ve Kurumsal İletişim Ortağı Türk Medya’nın destekleriyle 18-25 Ekim 2019 tarihleri arasında gerçekleşecek olan 7. Boğaziçi Film Festivali geniş bir seçki ile sinemaseverleri bekliyor: Türkiye ve dünya sinemasının en iyi ve ödüllü örneklerini sinemaseverlerle buluşturacak olan 7. Boğaziçi Film Festivali, bu yıl 25 ülkeden toplam 83 filme ev sahipliği yapacak.
7. Boğaziçi Film Festivali’nin kaçırılmaması gereken on film ile liste yapmakta zorlananlara ve henüz listesini hazırlamayanlara yardımcı olalım.
1- Nuh Tepesi
Festivalin Ulusal Yarışma bölümünde yer alan Nuh Tepesi, hiç kuşku yok ki en merak edilen yapımlardan biri. Oyuncu kadrosunda Haluk Bilginer, Ali Atay ve Hande Doğandemir gibi güçlü isimlerin yer aldığı film, dünya prömiyerini Nisan ayında gerçekleştirilen Tribeca Film Festivali’nde gerçekleştirmiş ve burada En İyi Senaryo (Cenk Ertürk) ile En İyi Erkek Oyuncu (Ali Atay) ödüllerini kazanıp dikkatleri üzerine çekmişti. Film ülkemizdeki prömiyerini ise bu sene gerçekleştirilen 26. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde yapmış ve burada En İyi Film, En İyi Yönetmen (Cenk Ertürk), Film-Yön En İyi Yönetmen Ödülü (Cenk Ertürk) ile En İyi Görüntü Yönetmeni (Federico Cesca) olmak üzere tam dört ödül birden kazanarak festivale damga vurmuştu.
Filmde bir yandan orta yaşın hayatına getirdiği krizlerle boğuşan Ömer’in, diğer yandan “Nuh Ağacı”nın altına gömülmek isteyen ve ağacı kendisinin diktiğini iddia eden babasının son dileğini gerçekleştirmek için kasabalılarla ve kendisiyle yüzleşmek zorunda kalması anlatılmakta. Ağır bir hastalık sebebiyle hayatının son demlerini yaşayan İbrahim, oğluyla birlikte yıllar önce terk ettiği, çocukluğunun geçtiği köye döner. Maksadı kendi diktiği ağacın altına gömülmektir. Yıllar içinde uzaklaştığı oğlu Ömer’den bu isteği yerine getirmesini bekler. Fakat köylüler bu ağacın tufandan sonra Nuh Peygamber tarafından dikilmiş ilk ağaç olduğuna inanırlar. Bu nedenle İbrahim’in isteğini reddederler. Baba oğlu köylülere bu ağacı dikenin İbrahim olduğunu ispatlamaya çalışırlar.
2- Karınca
Festivalin Ulusal Yarışma bölümünde yer alan Karınca, aynı zamanda dünya prömiyerini de 7. Boğaziçi Film Festivali’nde gerçekleştirecek. Film, iyilik niyetiyle yaptığı yardımın, istenilmeyen kötü sonuçlara yol açacağını öğrenen orta yaşta bir adamın, hatasını telafi etmek için giriştiği ölümüne mücadelenin hikayesini anlatmakta. Nakliye kamyonunda uzun yol şoförü olan Şemsi, dağ yolunda önüne çıkan Fidan adındaki genç kızı İstanbul’a iyilik olsun diye getirmiştir. Fidan’ın canlı bomba eylemlerinde kullanılmak üzere terör örgütü tarafından ayartıldığını çok sonra öğrenen Şemsi, gerçekleştirilecek katliamlarda kızı İstanbul’a getirmekle sorumluluğu olduğunu düşünür. Eylem gerçekleşmeden Fidan’ı bulmak, terör örgütünün elinden kurtarmak, sağ-esen yuvasına teslim etmek kararlılığındadır. Vicdanını rahatlatmak için her türlü kefareti ödemeye hazırdır.
3- Evge (Homeward – Yuvaya Dönüş)
*Ukrayna’nın “En İyi Uluslararası Film” Oscar Adayı*
Festivalin Uluslararası Yarışma bölümünde yer alan Evge (Homeward – Yuvaya Dönüş), dünya prömiyerini bu sene gerçekleştirilen 72. Cannes Film Festivali’nde yapmıştı. Film, Rusya-Ukrayna savaşında büyük oğlunu kaybeden Mustafa’nın, evladının cesedini memleketi Kırım’a götürmeye karar vermesi sonrasında yaşanan sürece odaklanıyor. Mustafa’nın küçük oğlu ile birlikte çıktıkları yolculuk ilişkilerinde derin izler bırakacaktır.
4- Aga’s House (Aga’nın Evi)
Festivalin Uluslararası Yarışma bölümünde yer alan Aga’s House (Aga’nın Evi), dünya prömiyerini bu sene Çekya’da gerçekleştirilen Karlovy Vary Film Festivali’nde yapmıştı. Film, dokuz yaşındaki bir çocuğa yüklenen büyük bir görevi anlatmakta. Bir grup kadın ücra bir dağda hayatlarını sürdürmektedir. Evdeki tek erkek içlerinden birinin oğlu olan dokuz yaşındaki Aga’dır. Beklenmedik bir durumla karşılaşıldığında durumu düzeltme görevi Aga’ya verilir. East of the West’in açılış filmi de olan Lendita Zeqiraj’ın bu ilk uzun metrajlı filmi anlatılan masalların, söylenen şarkıların ve gündelik fıkraların, karanlık ve sert savaş geçmişini ve ülkede süregelen etnik gerilimleri saklayamadığını vurgularken güçlü kadın karakterlerin capcanlı dünyasını beyaz perdeye tüm gerçekliğiyle yansıtıyor.
5- Pavarotti
Festivalin Bi’ Dünya Belgesel bölümünde yer alan Pavarotti, modern opera dönemindeki en önemli ses sanatçılarından biri olan Luciano Pavarotti‘yi bilinen ve bilinmeyen yönleriyle anlatıyor. Büyük ses getiren, ödüllü “The Beatles: Eight Days a Week – The Touring Years” belgeseline imza atan ekip, Pavarotti’yle birlikte yine bir müzik ikonunun yaşamı, kariyeri ve müzik mirasına çeviriyor kamerasını. “Halkın Tenörü” unvanına sahip olan Pavarotti, kişilik, deha ve şöhretin bir araya geldiği nadir rastlanan insanlardan biriydi ve dev yeteneğini, operayı herkesin sevebileceği bir eğlence biçimi haline getirmeye adadı. Tek başına yeteneğiyle dünyanın en büyük sahnelerini fethetmiş olan Pavorotti, dünyanın her yerinden dinleyicilerin de kalbini kazandı. Ailesi ve meslektaşlarıyla yapılan röportajlar, ilk kez yayınlanan görüntüler ve son teknoloji Dolby Atmos ses sistemi eşliğinde, fevkalade bir insan ve müzik devi olan Pavorotti’ye adanmış belgeselin yönetmen koltuğunda Oscar ödüllü Ron Howard oturuyor.