Khurram H. Alam’ın yönettiği Bilal: Özgürlüğün Sesi (Bilal: A New Breed of Hero) filminin seslendirme kadrosunda Engin Altan Düzyatan, Tamer Karadağlı, Ayça Bingöl ile Volkan Severcan yer alıyor.
Tüm dünyada büyük ses getirmeyi hedefleyen bu animasyon filmin senaryosu, 1400 yıl önce yaşamış özgürlük savaşçısı bir kahramanın gerçek hayat hikayesinden yola çıkarak yazıldı. Hollywood Senaryo ekibinin yaklaşık 2 yıllık bir çalışma sonucu kaleme aldığı ‘Bilal’; İslam aleminde Ezan’ı ilk okuyan Müslüman olarak bilinen Bilal-i Habeş’in çocukluğu ile başlayan ve ömür boyu sürecek olan özgürlük mücadelesinin anlatıldığı bir animasyon filmi.
Bilal: Özgürlüğün Sesi 26 Mayıs 2017′de vizyonda!
Bilal, küçüklüğünden itibaren hep bir savaşçı olmayı hayal etmektedir. Siyah atlı süvarilerin vahşi saldırısı sonrası annesinin ölümü ve kız kardeşiyle birlikte başlayan esaret dönemi Bilal’in kâbus yılları olur. Esir pazarında Hicaz’ın en zengin tüccarı Ümeyye’ye satılışı ile yeni bir dönem başlar. Bilal hayatı boyunca annesinin öldürüldüğü günü asla unutamaz. Annesinin kendisine tavsiyeleri her zaman kulaklarındadır. Bu inanç ve hırsla kendi mücadelesini kendisinin vermesi gerektiğini bilir ve her şeye karşı mücadele başlar.1400 yıl önce Hicaz, önemli bir ticaret merkezi ve putperestlerin buluşma noktasıdır. Bu kirlenmiş araziler üzerinde her yer, zenginin fakirler üzerinde ezici bir tahakkümü ile inlemektedir. Ümeyye ve onun tüccarları da bu hususta en önde giden kişilerdir. İnsanlar körü körüne bunlara itaat etmektedir. Fakat Bilal asla bunu yapmaz. O gördüğü rüyalardan ve kalbini derinliklerinden gelen sese kulak vererek bir gün özgürlüğü haykıracağını hep hisseder. Bilal ve kız kardeşi bütün çocukluk dönemlerini Ümeyye’nin zulmü altında geçirirler ama asla birbirleriyle olan bağları kopmaz, aksine gün geçtikçe güçlenir. Kız kardeşi prenses kadar güzel bir kızdır. Bilal annesini çok özler. Kulağında ve gönlünde annesinin şarkıları hep ona ilham verir. Bilal yakışıklı ve güçlü bir adamdır. Bir gün pazarda rastgele dolaşırken hayatını sonsuza dek değiştirecek bir olay yaşar ve tüccarların efendisi ile karşılaşır. Bilal artık asla eski Bilal olmayacaktır. Özgürlük arzusu bütün bedenini çöl sıcağından daha fazla yakmaktadır. Ve özgürlüğün sesine kulak verir. Annesinin sözleri hiç aklından çıkmamaktadır. “Hiç kimse senin ruhunun sahibi olamaz” Fakat Ümeyye bedenin sahibidir ve her fırsatta ona inanılmaz işkenceler yapmaktadır. Amacı, putlara tapmaktan vazgeçenlere ibret olması için her fırsatta onu akla hayale gelmeyecek işkencelerle cezalandırmaktır. Fakat Bilal asla pes etmez. Güçlü iradesi ve özgürlük hayali onu dimdik ayakta tutar. Ve nihayet tüccarların efendisi (Hz. Ebu Bekir), kızgın kumlar üzerinde ve devasa taşlar altında işkence gören Bilal’i neredeyse bütün servetini vererek Ümeyye’den satın alır. Kız kardeşi geride kalır. Safvan (Ümeyye’nin oğlu) kız kardeşini özgür bırakmaz. Bilal kız kardeşi olmadan ne yapacaktır? Bilal artık özgür bir adamdır. Kısa zamanda yaşadığı toplulukta saygın bir konuma yükselir ve iyi bir savaşçı olur. Onun rehberi, tüccarların efendisi ve Hamza (zamanın en büyük savaşçısı)dır artık. Yeryüzünde herkesin aynı Güneş altında derisinin rengi ne olursa olsun eşit olduğunu ona anlatır. Ve o çocukluğundan beri özlemini çektiği rüyasına kavuşmuştur artık. Ama hala kalbinde buruk bir acı var. Kız kardeşini özlemekte. Acaba onu yeniden görebilecek midir?