03.06.2017
!f Bağımsız Filmler Festivali Günlükleri – 7
Love 3D
Sinemanın yaramaz çocuğu Gaspar Noe, filmin içinde de bahsettiği üzere cinsellikle aşkı anlatmaya çalışıyor. Bunu yaparken küçük kurgu oyunlarıyla, kendine has ses ve görsel öğelerle seyircisine adeta bir ayin yaşatıyor. Her seansında insanlar filmden kaçacak iddiasını da boş çıkmışa benziyor. İzlediğim seansta sadece beş kişi filmden çıktı.
Haktan Kaan İÇEL
Cobain: Montage of Heck
Brett Morgen’in sekiz yıl üzerinde çalıştığı Cobain: Kahrolası Montaj, Kurt Cobain’ie ait, bazıları şu ana kadar hiç yayınlanmamış görüntü ve ses kayıtlarını içermesi bakımından oldukça önemli bir belgesel. Belgeseli çekerken Cobain’in yakınlarının onayını alan Morgen, onlardan temin ettiği kayıtlarla arşiv değeri olan, güçlü bir yapım ortaya çıkarmış. Cobain’i doğumundan itibaren ele alan belgesel, yaşadığı ruh buhranlarına, insanlarla ilişkilerine, müzik kariyerine, uyuşturucuya olan bağımlılığına, şöhret ve başarıya bakış açısına kadar Cobain’in hayatına dair pek çok şeyi 8mm film, vhs kaset görüntüleri, ses kayıtları ve animasyonlarla anlatmaya çalışıyor. Adını Cobain’in doldurduğu ses kasetlerine verdiği isimlerden alan Cobain: Kahrolası Montaj, Cobain hayranlarının ve onu tanımak isteyenlerin mutlaka izlemesi gereken bir belgesel.
Alican YILDIRIM
Cobain: Kahrolası Montaj Kurt Cobain’in hikayesinde samimi röportajlar ve öz eleştiriler oldukça yer tutuyor. Ailesinin intihara giden yoldaki rolleri en gercek haliyle yansıyor. Hüzünlü bir belgesel ve daha önce görmediğimiz görüntüler bizi kahrediyor. Teknik geçişlerin ve ekstralarin da iyi olması filmin gücünü yükseğe çekiyor.
Onur KIRŞAVOĞLU
Nie Yin Niang
Filmin isminin suikastçı olması yanıltmasın. Karşınızda asla bol efektli, soluk soluğa izleyeceğiniz bir film yok. Dingin, huzurlu bir sığınak misali sizi sarıp sarmalayacak bir film Nie Yin Niang. Bu kelimelerle anlatılamayacak kadar olağanüstü görselliğe sahip film, gücünü diyaloglardan değil de enfes görüntülerden alıyor. Film muhteşem dingilliği ile bize karakterlerin duygu dünyasını daha iyi anlamamıza, onların arzularını, özlemlerini hissetmemize ortam sağlayan bir mabet adeta.
Tuba BÜDÜŞ
Kill Your Friends
Yakın zamanda izlediğimiz Oscar’a da aday olan The Big Short, oyuncuların seyirci ile bire bir iletişime geçmesi, en olmadık yerde ekrana dönerek bir nevi sohbet havasına girmesi vs. gibi yöntemleri denemiş oldukça da başarılı olmuştu. Kill Your Friends de işte bu anlatım tazının bu kez borsa dünyasında değil de müzik sektöründe geçen hali adeta. Başkarakter olarak izlediğimiz Rent’in yer yer bire bir anlatımı yer yer de zihnindeki canlandırmaları ile tanıdığımız dünya hiç de masum değil. Sonuçta kapitalist sistemde yükselmek için filmin isminden de anlaşılacağı gibi arkadaşlarına bile kazık atman hatta çok daha öteye gitmen gerekebiliyor. Tabii filmin bu oldukça ciddi durumu eğlenceli bir şekilde anlatırken muhteşem müzikleri ile de seyirciyi mest ettiğini belirtmek gerek.
Tuba BÜDÜŞ
Kill Your Friends Müzik piyasasının arka planına oldukça dinamik, kışkırtıcı ve zeki bir bakış atan film, Scorsese tarzı anlatımı ile de izleyici yakalamayı başarıyor. Müziklerin harika secilmesi de ekrana civiliyor. Tabii film finalindeki düşüş ve klişe planlama puani alt seviyeye cekiyor. Yine de festivalin önemli filmlerinden biri.
Onur KIRŞAVOĞLU
Crumbs
Crumbs Etiyopya’da post apokaliptik film çeken bir İspanyol. Bu bilgi bile yeterince garipken bir de filmi düşünün. Evine dönme çabasındaki bir adamın bol kişisel, oldukça soyutsal hikayesi. Spontane tercihlerin ve nostaljik sosun epey eğlenceli olduğu yapım, hazmı zor ama dikkate değer.
Onur KIRŞAVOĞLU
James White
James White Film bir karakter anlatısı ve durum filmi. James’in karmaşık ve ne yapacağı bilmez hali vurdumduymazlığı ve annesinin hastalığı ile daha da zorlaşıyor. Yalın bir anlatımın tercih edildiği film, oldukça zor, üzücü ve sarsıcı. Ancak, bunubyapsrken ajitasyona neredeyse hiç bulaşmıyor. Duygusunu gerçekliğinden alıyor.
Onur KIRŞAVOĞLU