13.01.2022
Pera Sohbet: Hatice Aşkın
10-11 Aralık 2021 Tarihleri Arasında Birincisi Gerçekleşen ve Ülkemizde Henüz Başka Bir Örneği Olmayan “Uluslararası Distopya Film Festivali”, Festival Dünyasına Yeni Bir Soluk Getiriyor
Festivalin Direktörü Hatice Aşkın Festival Sürecini ve Distopik Sinemanın Önemini Anlattı
1. Bu sene birincisi düzenlenen “Uluslararası Distopya Film Festivali” ni gerçekleştirme fikri nasıl ortaya çıktı ve nasıl bir hazırlık süreci oldu? Festivalin çıkış noktasından ve misyonundan biraz bahseder misiniz?
Yıllardır distopya türünde filmler çekiyorum. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Film Tasarımı bölümündeki öğrencilik yıllarımdan itibaren distopya türünde beş kısa filmin senaristliğini ve yönetmenliğini gerçekleştirdim. Yakın zamanda Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nden aldığım yapım desteğiyle ise distopya türündeki ilk uzun metraj filmim “Adresi Olmayan Ev” in yapım hazırlıklarını sürdürüyorum. Distopya türü için yönetmenlik yaparak bireysel olarak verdiğim mücadeleye şimdi Uluslararası Bağımsız Sinema ve Sanat Derneği çatısı altında tüzel kişi olarak verdiğimiz mücadele eklendi. Uluslararası Distopya Film Festivali düzenlerken çıkış noktam, yıllardır yönetmenliğini yaptığım türe ülke sinemamız içerisinde daha fazla alan açabilmekti. Uluslararası Distopya Film Festivali’ni yaklaşık bir buçuk yıllık olgunlaşma evresi sonucunda Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü katkılarıyla ve BKM Mutfak destekleriyle distopya türüne dikkat çekmek ve distopya türünde film üretimini arttırmak amaçlarıyla hayata geçirdik.
2. Festivalin sembolü şüphesiz Akın Robotics’in robotu “Mini Ada” idi. Akın Robotics ile iş birliği sürecinizden ve “Minik Ada” nın neden festivali temsil etmesini istediğinizden bahseder misiniz?
Her geçen gün artan teknolojik gelişmelerle birlikte yeni bir dünya düzenine evriliyoruz. Yapay zeka, NFT’ler ve Metaverse’ler ise bu yeni dünya düzenini oluşturan en önemli bileşenler. Günümüzde senaryo yazan, kısa film çeken, sanat eleştirmenliği yapan ve Rembrandt’ın sanat anlayışını çözümleyerek tıpkı Rembrandt gibi eserler üretebilen yapay zekalar mevcut. % 97 doğruluk payın sahip dünyanın ilk yapay zeka tabanlı dijital savcısı geliştirildi.
Meta evrende avatarlarla yeni yıla girilebilen bir dünya düzeninin elbette ki yeni bir festival diline ihtiyacı var. Uluslararası Distopya Film Festivali ile yeni dünyanın festivalini gerçekleştiriyoruz. Bilimkurgunun alt türü olarak distopyanın teknoloji ile yadsınamaz bağının bir parçası olarak da festival kapsamında Akın Robotics ile bir robotik sponsorluğu iş birliği kurduk. Yeni dünya düzenini yakalayan interdisipliner bir festival vizyonuyla “Mini Ada” ve “ARAT” üç gün boyunca festival alanında kurulan yapay zeka deneyim alanında sinemaseverlerle buluştu. Aynı zamanda Açılış Töreni ve Ödül Töreni’nde Janset ve Yosi Mizrahi’yle birlikte seyir zevki yüksek bir sunuculuk deneyimi yaşattılar.
3. İlk festival yılı olmasına rağmen çokça başvuru aldınız. Seçim süreci zorlamış olmalı. Filmleri seçerken en çok nelere dikkat ettiniz?
Yönetmeliğimiz doğrultusunda Uluslararası Kısa Film Yarışması bölümünde distopya türünde sekiz kısa film finalist olarak yarışma hakkı kazanacaktı. Ulusal Senaryo Yarışması bölümünde ise beş kısa film senaryosu “En İyi Senaryo” ödülü için yarıştı. Öncelikle yarışmalara başvuran kısa filmlerin ve senaryoların “distopya” türüne uygunluğu en önemli eleme kriteriydi.
Uluslararası Kısa film Yarışması’nda filmlerin 30 dakikayı aşmaması, İngilizce altyazılı olması ve yönetmenlerin yarışmaya en fazla bir kısa film ile katılması gerekmektedir. Ulusal Senaryo Yarışması’nda ise senaryoların 30 sayfayı aşmaması ve çekimlerinin gerçekleşmemiş olması en büyük teknik eleme kriterimiz. Teknik ekibimizin yönetmeliğe uyan filmleri belirlediği değerlendirme sonrası üçer kişiden oluşan ön jüri finalist filmleri ve finalist senaryoları belirledi. Akabinde ise ödül alacak yapımların belirlenmesi için ana jüri zorlu bir karar verme sürecinin ardından nihai ödül değerlendirmesini yaptı.
4. Geçmişte ve günümüzde filmlerde izlediğimiz, gerçekleşmesi pek mümkün değil gibi gözüken distopik senaryoların kimilerinin pek çok kez gerçekleştiğini kimilerinin ise yaklaşmakta olduğunu görüyoruz. Distopik filmler sizce günümüzde hangi distopik ihtimallere ışık tutuyor?
Distopya, bilim ve sanatın dirsek teması halinde olduğu bir tür olarak gelecek atmosferi içerisinde kurgulansa da günümüzün birer sistem eleştirisini sunar. Pandemi öncesinde distopik filmlerde şahit olduğumuz gelecek atmosferi insanlar için uzak bir gerçekliğe tekabül ediyordu.
Pandemi ezberlenmiş ve bilindik tüm algıları yıkarak o uzak geleceğin aslında ne kadar yakın olduğunu gösterdi. Tüm dünya üzerinde pandemi ilk ortaya çıktığı zaman devlet yöneticileri distopya türünde üretim yapan senarist ve yazarları bir araya getirerek olası gidişat ve gelecek senaryoları üzerine bu türün yaratıcılarının görüşlerine başvurdular. Distopik filmlerin yeni teknolojik gelişmeler başta olmak üzere yeni dünya düzeninin gidişatına dair gerçekleşebilecek tüm olası senaryolara karşı insanlara ışık tutan bir misyonu var.
5. Festivalde film gösterimleri dışında da etkinlikler gerçekleşti mi?
Festival kapsamında distopya türünde ulusal ve uluslararası filmlerden oluşan “Uzun Metraj Film Seçkisi” ve “Uluslararası Kısa Film Yarışması” bölümlerimize ek olarak distopya kavramının disiplinlerarası bir çerçevede dünyanın prestijli üniversitelerinden akademisyenlerin yer aldığı “Distopya-Teorik ve Eleştirel Yaklaşımlar” adlı paneller dizisi ve teknolojik gelişmelere yer verdiğimiz “Yapay Zeka ve Yeni Tekno-Lojik Gelişmeler” bölümlerimizi gerçekleştirdik.
Distopik bir film üretebilmenin ön koşulu bu türün sınırlarına derinlemesine hakim olabilmektedir. Bu iki kuramsal bölümümüzle seyirciye distopyanın sınırlarını anlatmak kadar distopya türünde film üretmek isteyen senarist, yönetmen ve yapımcılara tür üzerine özel bir bilgi alanı açmak istedik. Yunan Tuhaf Dalgası’nın kült yönetmenlerinden Babis Makridis, sinemamızın ödüllü görüntü yönetmeni Feza Çaldıran ve önemli yapımlara imza atan yapımcı Emre Oskay ise festival kapsamında son derece yaratıcı Masterclass’lar gerçekleştirdi.
6. “Bir film festivali yapmaya başladığınızda yaşlanmaya başlıyormuşsunuz.” demişsiniz? Bu söyleminizle film festival süreçlerinin yoruculuğuna mı vurgu yapmak istediniz? Festival direktörü olarak ilk defa gerçekleşecek bir festivalde kişiyi en çok zorlayan durumlar nedir?
Uluslararası Distopya Film Festivali, bir ilk yıl festivalinin ötesinde yapısı içerisinde çok fazla multidisipliner bölüm barındıran büyük bir organizasyondu. Yıllardır yönetmen olarak festivallerin içerisinde yer alsam ve distopya türünün sınırlarını iyi tanısam da festival direktörlüğü ilk kez deneyimlediğim, her ilk kez gerçekleştirilen iş gibi içerisinde belli başlı pek çok zorluğu barındıran bir süreç olarak gerçekleşti.
Uluslararası bir film festivali gerçekleştirmenin ne kadar zorlu bir yolculuk olabileceğini deneyimlediğim, fikri hayata geçirebilmek için çok uzun bir mücadele verdiğim, bol bol öğrendiğim, deneyim alanlarımı ve sınırlarımı genişlettiğim bir yolculuk yaşadım. Türkiye’de genel olarak festival direktörlerinin yaşça büyük olması üzerinden ödül töreninde bir ironi yapmıştım aslında. Keza Uluslararası Distopya Film Festivali’nin beni çok daha güçlü birine dönüştürdü. Festival direktörü olarak ilk kez gerçekleşecek bir festivalde en büyük zorluk kesinlikle fon bulma sürecidir. Fakat Türkiye’de ilk kez gerçekleşecek bir “Distopya” Film Festivalinin direktörüyseniz zorluklar çifte bir meydan okumaya dönüşüyor ve türü insanlara en iyi şekilde anlatırken fonlarınızı tamamlamanız gerekiyor.
7. İlk olması sebebiyle bu sene bir deneme senesiydi diyebilir miyiz? Bir sonraki festival senesi için düşündüğünüz, planladığınız farklı şeyler var mı?
Uluslararası Distopya Film Festivali’ni geriye dönüp baktığımızda gurur duyacağımız bir ilk yıl serüveniyle geride bıraktık. Festivalin ikinci yılını BKM Mutfak’la birlikte daha büyük bir iş birliğiyle gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Festivalin ilk yılında seçki olarak gerçekleştirdiğimiz uzun metraj bölümümüzü bir sonraki yıl Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması olarak hayata geçirmeyi çok istiyoruz. Festivalin geleceğine dair sürpriz pek çok planımız var.