06.06.2017
Yönetmen Koltuğu: Béla Tarr
Macaristan sineması denilince akla gelen ilk isim kuşkusuz Béla Tarr olmalı. Ülkemize de gelmiş, filmleri festivallerimizde boy göstermiş Tarr, felsefik ve minimalist sineması ile tanınmakta. Son filmi A Torinói ló ile yönetmenliğe veda ederek, sinemaseverleri fazlasıyla tatmin edecek bir miras bırakmıştır. Auteur diye tabir edilmeye sonuna kadar hak eden bu değerli ustanın her filminde birlikte çalıştığı oyuncuları (Erika Bók, János Derzsi), senaryo yazarı (László Krasznahorkai), müzisyeni ve en önemlisi neredeyse her filminde kendisi ile birlikte yönetmen koltuğuna oturan karısı (Ágnes Hranitzky) Tarr sinemasının vazgeçilmezlerini oluşturur. Kemik bir ekiple çalışarak karakteristik bir filmografiye sahip yönetmenimizin tıpkı vazgeçemediği kişiler gibi filmlerinde de takıntılı olduğu durumlar vardır. Zira her filminde tıpkı bir oyuncu kadar öneme sahip hayvanlar (köpek, at, balina, kedi), sürekli yağan yağmur ya da esen rüzgâr, her filminde fazlasıyla kullanılan barları, boylu boyunca uzanan yollarda yürüyen insanlar, gitmeye yeltenip de bir türlü gidemeyen karakterler, bitmek bilmez dans sahneleri, uzun plan sekanslar, siyah beyaz çekim, akordeon sesi ve daha nicelerini görürüz.
Sinema dünyasının en büyük filozoflarından biri olan Tarr’ı son dönemki en önemli beş eseriyle tanımaya çalışalım mı, ne dersiniz?