21.03.2023

65 Milyon Yıl Önce Dünya’da: 65

65, Adam Driver ve Ariana Greenblatt’ın başrollerinde olduğu, Scott Beck ve Bryan Woods’un yönetmen koltuğunda oturduğu bilim kurgu filmi. Film içerisinde bol bol aksiyon barındıran bir yapım. Evrenimizdeki başka bir gezegende hayat vardır ve bunlar insan türüne oldukça benzemektedir. Astronot Mills uzunca bir göreve çıkar ve uzay aracı arızalanıp, hatta parçalanıp Dünya’ya düşer. Mills önce yalnız olduğunu düşünür ama bir kapsülden yaşam sinyali alır ve Koa da Mills’e katılır. Mills ve Koa’nın Dünya’dan kurtulup kendi gezegenlerine dönmeye çalışırken yaşadıklarına şahit oluruz.
Filmin konusunun baba-kız ilişkisi üzerine konumlandırılması Interstellar’ı hatırlatıyor. Kızının ihtiyacı olduğunda yanında olamayan bir baba ve ailesini kaybetmiş küçük kız aralarında dil engeli olmasına rağmen olaylar geliştikçe birbirlerini anlamaya ve korumaya başlıyorlar.

Dil Engeli

Uzaylılar Dünya’ya gelse ve insanlarla iletişim kurmaya çalışsa bunun ne şekilde olabileceğine dair yorumları çeşitli bilimkurgu yayınlarında bulmak mümkün ama tabii ki bu konuda net bir cevap bulmak henüz mümkün değil. 65’de de Mills ve Koa bir dil engeli içerisindeler. Aynı gezegenden geliyor olmalarına rağmen aynı Dünya’da yaşayan insanlar gibi birbirlerinin dilini bilmiyorlar. İletişim kurabilecekleri çeviri cihazı var ama Dünya’ya inerken zarar gördüğü için kullanamıyorlar ve resim çizerek yani ortak imgeler kullanarak anlaşmaya başlıyorlar. Zamanla bu iletişim birbirlerinin söyledikleri kelimeyi tekrar etmeye evriliyor. Burada Mills’in içgüdüleri de etkili oluyor. Yetişkin olanın küçük olanı koruması ve hayatta tutmaya çalışması onu Koa’yla sağlıklı iletişim kurabilmeye itiyor. Bunu sürekli dinozorların saldırdığı bir gezegende sabırla yapıyor.

Kırmızı ve Antik Uzaylılar

Resimle iletişim kurulurken kırmızı kullanılıyor. Bu rengin özellikle seçilmiş olması hem anlatılana dikkat çekmek için olabilir hem de anlatılan şeyin yanlış anlamaya müsait olduğunun bir göstergesi olarak yorumlanabilir. Koa’nın bir kayaya kırmızı kalemle bir şeyler çizmesinin de antik uzaylılar komplo teorilerine bir gönderme olduğu da düşünülebilir.

Ötekinin ters yüz edilmesi

Hayatta kalma içgüdüsüyle hareket eden karakterlerimiz bilmedikleri bir gezegenden evlerine gitmeye çalışıyorlar. Bilmedikleri gezegense Dünya ve kendileri de evrendeki başka bir hayata elverişli gezegenden geliyor. Bu durum izleyicinin öteki algısını tersyüz ediyor. Birçok filmde öteki olarak konumlandırılan ve insanın karşı olduğu uzaylı kavramıyla, filmde özdeşleştiği Mills birbirinden çok farklı. Çünkü Mills’in fiziksek görüntüsü ve içgüdüleri insanınkiyle aynı gösteriliyor. Kaldı ki bizim tanıdığımız/deneyimlediğimiz Dünya’nın 65 milyon yıl önceki haliyle pek alakası da yok. Bu durum da izleyicin uzaylıyla kolay özdeşim kurmasının sebeplerinden biri.

Görme biçimi

Mills ve dinozorun mücadelesinin Mills’in her şeyi tanımlamaya yarayan cihazından seyirciye izletilmesi yeni bir görme biçimi olarak yorumlanabilir. Bu sahnede gerçek mücadele ve cihazdaki mücadele hızlı kamera hareketleriyle izleyiciye sunulması izleyicideki aksiyon eşiğiyle oynuyor. İzleyici cihazdan izletilenle araya bir mesafe koyulabilirken gerçek mücadeleye dönüldüğünde, kamera hareketinin de etkisiyle izleyici bir anda aksiyonun içerisine sokuluyor.

Dinozorlar

65 milyon yıl önce dünyada hüküm süren dinozorların çeşitliliği ve vahşiliği filmdeki ana aksiyon sebeplerinden. Büyüklü küçüklü dinozorlar ikiliye saldırıyor ve Mills her seferinde bir şekilde onlardan kurtuluyor. Bunda çoğu zaman teknolojik silahların etkisi olsa da Koa’nın bir dinozora zehirli mızrakla saldırıp ardından haşlaması en beklenmedik belki de saçma sahnesi olarak niteleyebileceğimiz ama en izlemesi eğlenceli sahnelerden biri olabilir.
65, dinozor ve göktaşı seven bilimkurgu izleyicisini görsel olarak tatmin edebilecek bir yapım. Bunun yanında sürekli farklı türlerde dinozorların saldırısıyla tekrarlanan aksiyon bir noktadan sonra sıkabilir ama haşlanan bir dinozoru kim görmek istemez ki? Dilerseniz filmin tersyüz ettiği öteki kavramıyla izleyici olarak dünyayı algılama şeklinizi de sorgulayabilirsiniz.