23.08.2021
Aden: Cennet Bahçesinde Cehennem Alegorisi
Yazarın Film Puanı: 10/7
İlk filmi Eksik ile 2015 yılında yönetmenlik yolculuğuna adım atan Barış Atay’ın 2018 yılında çektiği Aden, üç yıl aranın ardından MUBI’de seyirciyle buluştu. İlk olarak oyuncu, daha sonra ise yönetmen kimliğiyle tanıdığımız; 2018 yılında da genel seçimlerde meclise giren ve şu an Türkiye İşçi Partisi milletvekili olan Barış Atay’ın ikinci uzun metrajı Aden, 38. İstanbul Film Festivali’nde Mansiyon Ödülü’ne layık görülmüştü.
Atay’ın oynamış olduğu ve daha sonrasında yasaklanan Sadece Diktatör oyununun da senaristi olan Onur Orhan ile çalıştığı filmin kurgusunda ise Ali Aga’yı görüyoruz. Yönetmenin Eksik filminde de rol alan Funda Eryiğit, Caner Erdem ve Sermet Yeşil’in yanı sıra kadroda iki farklı isim daha bulunuyor. Bunlardan biri Cemalettin Çekmece diğeri ise Onur Ünsal.
Tek mekanda ve yalnızca beş oyuncunun çevresinde geçen Aden, savaş mağduru bir çiftin, bilmedikleri bir coğrafyada, tanımadıkları iki kardeşin evlerine sığınma ve onların iktidar kavgasının ortasında hayatta kalmaya çalışmalarının hikâyesi olmasının çok ötesinde, insanlık tarihi boyunca kırılamayan bir kısır döngünün filmi aynı zamanda.
Aras (Funda Eryiğit) ve Marba (Caner Erdem) savaştan kaçıp kıtlığı, açlığı ve sefaleti geride bıraktıklarına inanarak kendileri için yeni bir hayat arayışına girmiştir. Bir türlü sona ermeyen bu yolculukta tam tükenmek üzere oldukları anda cenneti andıran bir çiftlik evi görürler. Karı koca olduklarını saklayıp evin kapısına giderler, kendilerini iki kardeş olarak tanıtırlar. Ev sahipleri Libak (Cemalettin Çekmece) ve Pukay (Sermet Yeşil) kardeşler onları tereddütle karşılar ama eve kabul ederler. Fakat aralarında Aras ve Marba’yı tedirgin eden bir gerilim vardır. Tıpkı kendileri gibi Libak ve Pukay da bir şeyler saklıyor olabilir.
Cehennemden Cennete Zamansız Bir Yolculuk
Aden’e sözlükten baktığımızda cennet bahçesi anlamına geldiğini görüyoruz. Aden ismi aynı zamanda Kur’an’daki Hud ve Necm surelerinde de yer almaktadır. Biri kadın, biri erkek iki yolcu, geride bıraktıkları savaş ve kıtlığın yorgunluğuyla ve uzun, zor bir yolculuğun sonunda cennetlerini ararken, büyük bir sır saklayan, suç ortağı iki kardeşin dünyasında bulmalarını gerilim dozu yüksek bir anlatımla sunan Aden, tam da başlıkta belirttiğim cennet bahçesinde cehennemi yaşatıyor karakterlerine. Dördü başrol olmak üzere yalnızca beş oyuncuyla ve tek mekanda çekilen film, bu yönüyle de tiyatro oyunu izliyor hissini veren bir kalıpla karşımıza çıkıyor.
Tarihin Tozlu Sayfalarında Yolculuk
İnsanlığın var oluşundan bu yana sahip olduğu en ilkel duygulardan olan yalan, kıskançlık, iktidara sahip olma, riyakarlık ve nankörlüğü bizlere yeniden hatırlatan Aden, tarihi ve dinsel motiflerle süslediği senaryosuyla da sıradan bir izleme deneyimini kenara atmayı başarıyor. Film, senaryodaki başarısıyla anlatmak istediğini kör göze parmak sokmaktan ziyade ustaca kurgulanmış olay örgüsüne oya misali nakşettiği parçalarıyla kendi tekinsiz atmosferini kuruyor. Libak ve Pukay arasındaki iktidar ve üstün gelme mücadelesi ile sakladıkları sır, Marba’nın karşı karşıya kaldığı ikilemde verdiği karar bizlere tarihin tozlu sayfalarını üfürmeye; bunun sonucunda da Habil ile Kabil, Yakup ile Esav, İbrahim ile Sara ve Yusuf ile Firavun’un hikayesiyle karşı karşıya bırakıyor.
Zamandan ve Mekândan Sıyrılmış Bir Anlatı
Günümüzde etkilerini çok ağır ve sancılı hissettiğimiz göçmen meselesi üzerinden bir anlatıma da kendisini yaslayan film, buna karşın günümüzü de tam olarak yansıtmıyor. Sunmuş olduğu zamansızlık hissi ile mekan ve süre mevhumundan kendisini kurtaran Aden, insanlık tarihinin portresini sinirleri yıpratan bir gerginlikle çiziyor. Aras’ın varlığı ile cinsel açıdan farklı koridorlara da taşınan hikâye; doğurganlık, av-avcı ve erkeklik halleri üzerine de çeşitli yönlerden yaklaşarak ilkel dürtüleri uyandırıyor.
Artısıyla Eksisiyle
Barış Atay’ın ilk filmiyle attığı sağlam adımı, iyice pekiştiren ve sinemamızın son döneminde imza atılan işlerinden pek çok yönüyle ayrılan Aden, hikayesi hiçbir dönem eskimeyecek ve her koşulda güncel kalmayı başaracak bir film. Gerilimi, bünyelere ustaca zerk eden atmosferi, başarılı mekan kullanımı, sinematografisi ve oyunculuklarıyla kesinlikle bir şans verilmesi gereken Aden; en ilkel hallerimize ayna tutan bir iş.