26.11.2021
Baba, Oğul ve House of Gucci
Gucci! Köklü bir moda devi. Dünyanın en değerli markalarından biri. Üstelik sansasyonel olaylara sahip bir aile. Sadece derileri için savaşan bu mini hanedan ortaklıkla kurdukları müzelere layık, ikonik moda evinin tek sahibi olmak için ne kadar ileri gidebilir?
2021’in sonlarına yaklaşırken bu sene Ridley Scott’ dan izlediğimiz ikinci film olarak da öne çıkan House of Gucci, ünlü oyunculara sahip, üzerine titizlikle çalışılmış bir pembe dizi gibi. Gucci’nin “karadulu” Patrizia Reggiani’ye ağır bir İtalyan aksanıyla Lady Gaga hayat veriyor. Fizyolojik olarak benzerlik olmasa da karakterin mafyavari havasına Lady Gaga oldukça tatmin edici bir şekilde bürünüyor.
Tam bir beyefendi olan Maurizio Gucci (Adam Driver) Patrizia’nın büyüsüne kapılır ve bir Gucci gibi yaşamayı reddederek evlenir. Amcası Aldo Gucci’nin (Al Pacino) ısrarlarıyla New York’a taşınır ve Gucci’de çalışmaya başlar ama Gucci’ye biraz sahip olmak diye bir şey yoktur. Gucci’ye giren hepsine sahip olmak ister. Aile içerisindeki çekişmeler Patrizia tarafından bir bir tetiklenir ve film herkesin bildiği malum sona doğru ilerler.
Al Pacino ve Jared Leto!
İş ve magazin dünyasında büyük yankı uyandırmış bir olay ve köklü bir aile söz konusu olunca oyuncu seçimi de oldukça önemli hale geliyor ve Gucci ailesinin House of Gucci’nin castından hiç memnun olmadığı konuşulmakta. Özellikle de Aldo Gucci’yi Al Pacino’nun oynamasından rahatsız olmuşlar ve genel anlamda Gucci ailesinin filmde çirkin görünmesinden hoşlanmamışlar. Bu konuşulanlar doğru mudur bilinmez ama filmin en komik anları Al Pacino’lu ve Jared Leto’lu sahneler.
Gucci’nin başına gelmiş en iyi tasarımcı olduğuna inanan Aldo’nun oğlu Paolo Gucci (Jared Leto) en trajik anda bile tüm “İtalyanlığıyla” güldürmeyi başarıyor. Bu noktada karikatürize edilmiş bir İtalyanlık eleştirisi yapmak mümkün ama ilginç bir şekilde izleyici Paolo Gucci’nin gerçekten de böyle bir karakter olduğuna inanıyor.
Düşünülmüş planlar
House of Gucci mekanları, kostümleri, renkli karakterleriyle ve hikayesiyle izleyici çekecek filmlerden. İzleyicinin keyifli vakit geçireceği kesin, oyunculuklar da işin içerisine girince akılda kalan sahneler de olacaktır. Bunun yanında Ridley Scott’ın özellikle tercih ettiği birkaç plandan da bahsetmek gerekir. Aldo Gucci ve Rodolfo Gucci’nin (Jeremy Irons) filmde ilk defa bir araya geldikleri anda en sıradan biçimde, açı-karşı açı şeklinde akan sahnede güneş gözlüklerinin yansımasından karşıdaki karakterlerin tepkilerini rahatlıkla izlemek keyifli bir ayrıntıydı. Benzer bir şekilde Maurizio’nun ve Patrizia’nın tanıştıkları sekansta dans ederlerken tercih edilen açılar da akılda kalacak karelerden.
Gucci’nin etkileyici bir geçmişe sahip olduğunu gösteren mekanı içinde bulunduğu doğa koşullarıyla beraber veren drone çekiminin yarattığı etkileyici havanın, mekanın içinde geçen bir sonraki sahneyle oluşturduğu tezat da parıltılı Gucci hayatının iç yüzünü yansıtmak ister gibi. Lady Gaga’nın kendi eklediği ve Scott’ın da kabul ettiği “Baba, oğul ve House of Gucci” repliği de filmi tek bir planda özetliyor.
Bir şeyler eksik (ya da fazla)
House of Gucci kısa sürede fazla şey anlatmak zorunda olduğu düşünüldüğünden mi bilinmez zaman geçişlerini vermekte biraz eksik kalıyor. Tanışmayla başlayan evlilikle serim bölümüne geçen hikayede finale kadar geçen yirmi yıl izleyiciye tam geçmiyor. Bunun gibi bir başka şey de Patrizia’nın karakterindeki değişimin bir anda gerçekleşiyor olması. Göz alıcı masum kadından mafyavari soğuk kadına geçiş bir anda oluyor. Bu hırs hep içinde miydi yoksa falcı arkadaşı Pita’yla (Salma Hayek) tanışmasıyla mı bu dönüşüm gerçekleşmeye başladı kesin bir şey söylemek güç.
Romantize edilen fakir kız zengin oğlan hikayesinin gerçekte nasıl bir trajediye dönüştüğünü izleyebileceğiniz House of Gucci meraklısını tatmin edebilecek bir yapım. Film moda dünyasına ağırlık vermektense ailenin hikayesini öne çıkarıyor. Hafta sonu keyifli zaman geçirmek için bu parıltılı ve kimi zaman komik olan suç-dram filmi iyi bir tercih olabilir.