08.06.2019

Bağcık: Hayatta Mutluluğa da Yer Var

Görkem Yeltan’ın yönetmenliğini üstlendiği ikinci filmi Bağcık bu hafta vizyonda. Konservatuvar tiyatro bölümü mezunu olan Görkem Yeltan dizilerde, filmlerde, oyunlarda oyuncu olarak yer almasının yanı sıra çocuk kitabı yazarlığı, şarkı sözü yazarlığı da yapmaktadır. Rotterdam Film Festivali’nde En İyi Film ödülünü alan Uzak İhtimal filminin hem oyuncusu hem de senaryo yazarlarındandır. Yemekteydik ve Karar Verdim filmi onun ilk yönetmenlik denemesiydi. Festivallerde ilgiye izlenen bu ilk filminde yönetmen, bireyleri üzerindeki tüm olumlu, olumsuz etkileriyle bir ailenin hikâyesini anlatmıştı. Bağcık filminde ise toplumdaki en küçük sosyal grup olan aile kavramını sorgulamayı tercih etmiş. Sorgularken bir yandan da yeni kurulan bir ailenin hikâyesini anlatıyor.

Asuman Kafaoğlu Büke, Görkem Yeltan ve Yalçın Akyıldız’ın senaryosunu kaleme aldığı Bağcık’ın yapımcılığını Karina Film üstleniyor. Filmin ortak yapımcıları; Mehmet Güreli, Yalçın Akyıldız ve Görkem Yeltan. Görüntü yönetmenliğini Ercan Özkan’ın, sanat yönetmenliğini Başak Çakır’ın gerçekleştirdiği filmin özgün müzikleri Yalçın Akyıldız imzasını taşıyor. Filmin çekimleri Bodrum’da gerçekleştirildi. Filmin başrollerinde Kaan Çakır, Pınar Tuncegil, Derin Yeltan, Alin Yeltan yer alırken Ali Altuğ, Yeşim Koçak, Okan Yalabık, Barış Yıldırım yer alıyor ve birçok önemli isim onlara eşlik ediyor.

Sonradan Aile Olunur mu?

Sonradan aile olunur mu? Kafamızdaki engeller değil midir zaman zaman bizi mutluluğa giden yoldan alıkoyan? Biyolojik anne babalarımızla yakalayamadığımız yakınlığı ya da mutluluğu anne, baba olabilecek başkaları ile yakalayabilir miyiz ? Film bu ve bunun gibi aile olmaya dair soruları akla getirirken kadın, erkek ilişkilerine, çocuklar arasındaki ilişkilere de oldukça dengeli ve gerçekçi yaklaşıyor. Filmin konuları arasında kurulan denge çok başarılı. Hikâye gerçekçi diyaloglara ilerliyor. En başından konuya ve karakterlere yavaş yavaş giriş yapıyor. Özellikle çocuklar sanki kamerayı unutmuşlar da kendi aralarında oyun oynuyorlar gibi. Yayımlanmış on dokuz çocuk kitabı olan Görkem Yeltan’ın çocukları sadece oyuncu olarak yönetmek değil onların dilinden konuşmak konusundaki başarısı da gözden kaçmıyor. Çocukluktaki ilk aşk ya da büyüklerin arasında olan bitenlere Alin ve Derin’in yaklaşımları filmin gerçekçiliğine katkı sağlıyor.

Bağlamayı Öğrenmeye Çalışırken Düğüm Atmak

Bağcık ismi, aile bağlarına gönderme yapıyor. Yönetmen anne babalarını kaybeden iki kız kardeş olan Alin ve Derin’in aile bağlarını yeniden kurma öyküsünü anlatırken ayakkabı bağını bir sembol olarak kullanıyor. Ailenin, bağlanmanın, bir aradayken de kendi olabilmenin. Önce yardım alarak öğrensen de kendi ayakkabını kendin bağlamalısın ki yol alabilesin. İnsanların kan bağları olmasa da onları aile olmaya itecek başka görünmez bağları olabilir. Bu bağları bulup, çıkartmak ise çaba ister. İlişki, iletişim ister, zaman ister ve gene aynısı çaba ister. Eğer özenirsen ilmek ilmek kurulur bağlar. Önce tercihler sonra çabalarla yol alıyor hayat. Tüm bunlar Tuğrul ve Peri arasındaki diyaloglarla, birbirlerine sordukları sorularla, verdikleri cevaplarla ince ince, bir döngüyle anlatılıyor. Eğer çaba gösterirsen tek başına girdiğin limandan yeni bir hayata doğru bir aile ile yol alarak çıkabilirsin. Filmin sonu sanki eğer iletişim olmasaydı ne olurdu der gibi bir zıtlığı da akla getiriyor. Tüm bunları anlatırken de tüm diyaloglar oldukça gerçekçi, dengeli, ölçülü. Konuya giren fazladan bir karakter de yok. Kim varsa olması gerektiği için. Ayrıca müzik kullanımı da oldukça az. Yönetmenlerimiz genellikle anlatımda müzik kullanmayı çok seviyorlar. Anlatıma katkısı olsun ya da olmasın filmlerde müzik kullanımında bonkör davranıyorlar. Ama film kendini kendi sesiyle, kendi duygusuyla anlatabilir. Bağcık bu tarz filmlere güzel bir örnek.

Kaan Çakır’ın ilk planda yüzündeki huzurlu gülümseme ile izleyebileceğiniz bir yandan da ilişkileri, aile olmayı, mutluluğun nelere bağlı olduğunu düşünebileceğiniz bir film Bağcık. Filmin Roma’da Cinema d’İDea Kadın Filmleri Festivali’nde Jüri Özel Ödülü kazandığını da belirtmeden geçmeyelim. Jüri açıklamasında Bağcık’ın engelliliğin dikenli temalarıyla cesaretle mücadele ettiğini, yepyeni bir dil icadıyla gerçek, özel ve duygusal eğitime olanak sağladığını vurguladı.