26.04.2018
Çarpık Evdeki Cesetler: Kıvamı Tutmamış Bir Uyarlama
Crooked House
Zengin, acımasız ve pek sevilmeyen bir işadamı olan Aristide Leonides şüpheli bir şekilde ölür. Dedesinin ölümünün ardındaki gizemi çözmeye kararlı olan Sophia, eskiden diplomat olan şimdi ise özel dedektif olarak çalışan eski sevgilisi Charles Hayward’dan olayı soruşturmasını ve Scotland Yard Leonides’in karanlık sırlarını ortaya çıkarmadan önce katili bulmasını ister. Sophia’nın teklifini kabul eden Charles, Kahire’den Londra’ya gelerek araştırmalara başlar.
Kadroda Max Irons, Stefanie Martini, Glenn Close, Gillian Anderson, Christina Hendricks, Terence Stamp ve Julian Sands’i izlediğimiz film, Agatha Christie’nin Çarpık Evdeki Cesetler adlı romanından uyarlanmış. Bu hikâyede Agatha Christie’nin meşhur dedektifleri Hercule Poirot ve Miss Marple yer almıyor. Çarpık Evdeki Cesetler‘in (Crooked House) genç dedektifi Charles’ın Agatha Christie’nin sevilen dedektiflerini arattığı kesin. Sıradan bir polis müfettişinden pek bir farkı olmayan Charles’ın hikâyeye çok fazla bir katkısının olduğunu söyleyemeyiz.
Christie’nin alamet-i farikası
Agatha Christie romanları söz konusu olduğunda gizemin açığa çıkarıldığı sürpriz sonlar vurgulanır sürekli. Yazarın en önemli alamet-i farikasının sürpriz sonlu cinayetler olduğuna dair yaygın bir kanı var. Yazar sürpriz sona ulaşana kadar muazzam bir işçilikle ve meşhur dedektiflerinin karakterlerle, daha doğrusu “şüphelilerle” gerçekleştirdiği diyaloglar aracılığıyla insan psikolojisinin gerçekçi ve sağlam bir portresini çıkarsa da, bu genelde ikinci plana atılan bir gerçektir. Üst sınıfların ikiyüzlülüğü ve İngiliz kibrine dair alaycı eleştirilerini sıralamaktan da geri kalmaz cinayet romanlarının kraliçesi.
Gilles Paquet-Brenner’in uyarlaması ise sürpriz sona ve beklenmedik şüpheliye biraz fazla bel bağlıyor. Film kalabalık kadrosuyla göz alıcı görünmesine rağmen karakterlerin arasındaki haset vurgulanıyor daha ziyade. Renkli karakterler diye bir durumdan söz edemiyoruz kısacası. Karakterler ve aralarındaki atışmalar beklenen sürpriz sona doğru bir oyalama işlevi olarak kullanılıyorlar. Bazı karakterlerin biraz fazla karikatürize edildiğini de görüyoruz. Yine de Gillian Anderson ve Glenn Close’un yer aldığı sahnelerde bazı dikkate değer anlara rastlamak mümkün. Yemek masası sahnesi Agatha Christie’nin ruhuna en çok yaklaşıldığı sahne olabilir.
Sönük bir uyarlama
Agatha Christie’nin zamanında kendisini en çok tatmin eden romanlarından biri olduğunu dile getirmesine karşın Crooked House’ın bu son uyarlaması sönük Agatha Christie uyarlamaları arasında yerini alıyor. Downton Abbey ve Gosford Park ile tanınan Julian Fellowes’un uyarladığı senaryo romana genel olarak sadık olsa da, gizem ve atmosferin beklentileri karşılaması filmi etkili kılmaya yetmiyor. Bir Agatha Christie romanından beklenmeyecek kadar soğuk bir hava hâkim filme.
Yönetmen Gilles Paquet-Brenner senaryo ve oyuncuların kendisine getirebileceği avantajlardan yeterince yararlanamamış. Buna karşın, Crooked House’ı daha popüler olan son Agatha Christie uyarlamalarından Murder on the Orient Express’ten daha başarılı bulanlar da var. Agatha Christie’nin en şaşırtıcı cinayet romanlarından biri olarak bilinen ve finalinin zamanında epey tartışma yarattığı söylenen Crooked House’ın görkemli gizemi hatırına eğlenebilirsiniz.