01.06.2017
Derya Artemel’le Şipşak
1-Sinemada izlediğiniz ilk film?
Free Willy idi yanlış hatırlamıyorsam.
2-Kendinize en yakın hissettiğiniz film?
Antonioni filmleri, Antonioni’nin L’avventura’sı mesela… Kieslowski filmleri, Nuri Bilge Ceylan filmleri… Stephen Daldry’nin filmi The Hours… Karakterlerin gündelik hayatları içindeki yalnızlıklarını, zayıflıklarını, çelişkilerini, iletişimsizliklerini gösteren ve derinlemesine hissettiren filmler çok ilgimi çekiyor.
3-Yarısında çıktığınız film var mı?
Evde seyrederken kapattığım birkaç film oldu ama sinemada yarısında çıktığım olmadı.
4-Bu rolü ben oynamalıydım dediğiniz bir rol var mı?
Bu konuda iştahım biraz kabarık aslında. Pek çok filmde çok oynanası karakterler oluyor. The Hours’da Nicole Kidman’ın oynadığı Virginia Woolf rolünü oynamayı çok isterdim mesela, ilk aklıma gelen… Toplumda pek tutunamayan, gerçekte de yaşamış kişileri oynamaya özel bir ilgim de var galiba. Bir de dans etmeyi hep çok sevdiğim için, oyuncuların dans edip şarkı söylediği filmlerde onların yerinde olmayı çok istemişimdir.
5-Uykunuzu kaçıran bir film var mı? (Korku filmi olmak zorunda değil)
Yok sanırım. Uykum genellikle kolay kaçabiliyor zaten, ondan hatırlamıyor olabilirim. Ama çok etkilenip, izledikten sonra uzun süre üzerinde düşündüğüm ve aklımdan çıkmayan filmler oldu tabii.
6-Hâlâ izlemediğiniz için utandığınız bir film var mı?
Guguk Kuşu’nu hâlâ seyretmedim, aklıma gelince kötü hissederim hep.
7-Sinemada kahramanınız kim? (Gerçek ya da kurgusal olabilir)
Christopher Maccandless’in gerçek hikayesinin anlatıldığı Into the Wild’da, yaşadığı düzeni terk edip kendini doğaya bırakan Chris. Miyazaki’nin Spirited Away filmindeki Haku’ya da epey sempati duymuştum.
8-Sizin için bir filmde öncelikli olan hikaye mi yoksa teknik/görsellik mi?
İkisini birbirinden ayırmam zor sanırım. Filmi oluşturan ve ayakta tutan hikaye ise, hikayeyi etkileyici ve güçlü bir şekilde seyirciye iletmek için de görselliğin çok önemli bir unsur olduğunu düşünüyorum.
9-İçinde bulunmak istediğiniz bir proje ya da çalışmak istediğiniz bir yönetmen var mı?
Nuri Bilge Ceylan’la çalışmak isterdim. Yeşim Ustaoğlu’yla, Zeki Demirkubuz’la, Seren Yüce’yle… Daha sayayım mı? 🙂 Hayallerini yurt dışına doğru genişlet dersen, günümüz yönetmenlerinden Paul Thomas Anderson, Michael Haneke, Stephen Daldry ilk aklıma gelen isimler.
10-Hayatınız film olsa adı ne olurdu?
Zor bir soru. İnsanın hayatında çeşitli dönemler oluyor, dönemsel olarak da farklı isimler bulunabilir sanırım. Bu ara herhalde “Değişim” ya da ona benzer bir şey olurdu adı.
11-AVM sineması mı sokak sineması mı?
Film seyretmek için sinemaya değil insanların alışveriş yaptığı bir binaya, bir alışveriş merkezine gitmek, sinemanın ruhuna aykırı gibi geliyor bana. Çünkü bence bir sanat dalının sergilendiği/gösterildiği mekan o sanatla bütünleşen, kaynaşabilen, biraz da onu tamamlayan ve tanımlayan bir yer olmalı. Bir de, insanların mekanlarla ilişkisi bence çok değerli, sinemalar gibi uzun yıllar sosyal ve kültürel hayata katkısı olan mekanların mümkün olduğunca korunması gerektiğini düşünüyorum.