30.08.2024
Dünyaya Melankolik Bir Ziyaret: Dünyaya Düşen Adam İncelemesi
Enes ALTINOK
David Bowie’nin unutulmaz rollerinden Thomas Jerome Newton’a hayat verdiği bir Nicholas Roeg filmi olan Dünyaya Düşen Adam, 15 Ağustos’ta MUBI platformunda izleyicilerin karşısına çıktı. Film, uzaylı alegorisi üzerinden bireyin tüketim kültürü ve kitle iletişim araçları bombardımanı karşısındaki yabancılaşmasını ele alıyor. Öte yandan endüstrilerin gezegenleri kurtarmak yerine tüketime teşvik etmeye dayalı yapılarına karşı sağlam bir hiciv niteliği taşıyor.
Yabancıyı Sevmek
Bu alt başlık, David Bowie’nin filmden sekiz yıl sonra piyasaya sürdüğü Loving the Alien şarkısına göndermede bulunuyor. Alien, dilimize hem uzaylı hem de yabancı olarak çevrilebilmektedir. Zira, David Bowie’nin canlandırdığı Thomas Jerome Newton, kendi gezegeninde kalan 500 kişiyi kurtarmak ve gezegenine su taşımak adına dünyaya gönderilen bir uzaylı. Newton, kısa zamanda uzaylı teknolojisini dünyayla paylaşıp servet sahibi haline geliyor. Amacı, kazandığı servetle bir uzay gemisi inşa edip gezegenine su taşımak. Ancak, planlar Newton’ın niyet ettiği şekliyle ilerlemiyor. Dünya hakkında bilgi edinip kendini medyanın ellerine teslim ediyor. Tüketim kültürü içinde kendine yabancılaşıyor. Kendisine yoğun ilgi gösteren bilim insanlarının eline kurban gidiyor.
Film, aynı zamanda Walter Tevis’in aynı adlı romanından uyarlama. Olay örgüsünün genel hatları ve karakter dinamikleri bakımından tutarlılık gösterse de roman, filmden daha melankolik bir portre çiziyor. Ayrıca fizyolojisi gereği ışığa duyarlı olduğu için hassas bünyeli olarak tarif edilen Newton romanın bir kısmında görme yetilerini kaybediyor. Lakin, filmde Newton, görme yetisini kaybetmiyor. Yine de hem roman hem de filmde Newton, anlamakta güçlük çektiği dünya toplumu içerisinde yabancılaşırken kendini yüksek seviyede hedonizme, alkole ve cinselliğe veriyor.
Lakin, bu yabancıyı “seven” sermayedarlar, bilim insanları ve medya kuruluşları Newton’ı kucaklamak yerine Newton’ın iradesi olmadan fiziksel sınırlarına müdahalelerde bulunuyorlar. Her ne kadar Walter Tevis, 1963’te kitabı yazıp kitabın konusunu 1980’lerde geçirse de bilim kurgu türünün ileri görüşlülüğünü kullanarak yukarıdaki konuları bir uzaylı metaforu üzerinden anlatır. Tevis’in romanlarının karakteristik özellikleri arasında yabancılaşan birey, sosyal ilişkilerde yalpalayan protagonist imgesi bu romanda da kendini göstermektedir. Örneğin daha sonraları Netflix mini draması olarak karşımıza çıkan bir başka Walter Tevis uyarlaması olan Vezir Gambiti, çocuk yaşta yetimhanede büyüyen bir satranç dehasını ele alır. Ancak satranç dehası olurken giderek topluma ve kendine yabancılaşır. Thomas da insanlaşma sürecinde ve kaynak arayışında, tüketim kültürü karşısında satranç dahisi gibi yabancılaşır ve yalnızlaşır. Dolayısıyla Thomas Jerome Newton bir Tevis arketipi olarak karşımıza çıkar.
Bowieploitation’ın Ötesinde Bir Anlatı
1970’li yılların ortasında David Bowie nev-i şahsına münhasır kişiliğinden dolayı yapımcıların ilgisini çeker. Uzay, başkalaşma, insan doğası ve ölüm gibi konuları şarkılarında sık sık işleyen Bowie, 1975 yazını Nicholas Roeg ve ekibiyle Dünyaya Düşen Adam’ı çekmeye adar. Bowie’nin karakteristik yüz hattı, androjen görünümü insan ve uzaylı arasındaki çizgiyi silikleştirmek için biçilmiş kaftan haline gelir. Ancak film bir Bowie vehicle’ı olmanın ötesine geçer. 1970’li yıllardaki petrol krizi, elektronik şirketlerinin piyasaya egemen oluşları ve toplumun Vietnam Savaşı ertesi bireyleşmesi, yabancılaşması; dünya kaynaklarının giderek yok olması filmin konusuyla örtüşür.
David Bowie, Thomas Jerome Newton karakterini oynayan bir oyuncuya dönüşür. İnsan imajı ve uzaylı imajı arasındaki kontrastın sağlanması; uzaylı hali ve çöl gezegenindeki yaşantısı da dönemine göre oldukça ilerici bir üslupla yansıtılmış. Bir anlamda filmin beden politikası hakkında da söyleyeceği sözleri oluyor. Foucault’yu hatırlarsak bireyin özneleşme sürecinde iktidar mekanizmaları bireylerin bedenlerini de yönetir. Bireyin kendine bakışı, bedeniyle ilişkisi ve bedenlerin devlet ile diğer öznelerin güdümünde oluşunu çeşitli kitaplarında ele almıştır. Thomas da film boyunca kendi alışamadığı, dünya güneşine yenik düşen bedenini dikizler. Onu dikizleyen sadece Thomas’ın kendisi değil; asistanı Mary Lou ile daha sonraları bilim insanları olacaktır. Thomas, filmin bir sahnesinde onu “insan” yapan tüm uzuvlarından sıyrılıp çıplak halde Mary Lou’nun karşısına çıktığında Mary Lou dehşete düşer. Beden politikalarında da öteki, dehşet ile kodlanır. Bilinmezlik, korkuyla kodlanır. Günün sonunda, günümüz hükümetlerinin yaptığı gibi “bilimsel araştırma” kisvesi altında yabancı beden(ler) denetlenir.
Bunların yanı sıra, film yapım sürecinde David Bowie, film müziklerini yapmaya koyulur. Ancak yasal nedenlerle bunu gerçekleştiremez. Onun yerine dönemin meşhur rock sanatçılarının parçaları ve Thomas’ın yabancılaşmasını perçinleyen bir ses kurgusu seyirciye eşlik eder. Yasal nedenler olsa da, Roeg bu unsurları yaratıcı bir şekilde kullanması da filmi bir “Bowieploitation” olmaktan kurtararak Bowie imajının sömürü aracı haline gelmesi yerine Thomas Jerome Newton’ın hikâyesini anlatmaya gayret eder. Yine de, filmden neredeyse bir yıl sonra piyasaya çıkardığı “Low” albümünü Nicolas Roeg’e gönderdiğinde “İşte filmin olması gereken müziği”, notunu düşer. Ancak bu ihtimalin olması veya olmaması elbette tartışmalara açık olsa gerek.
Sonuç Yerine
Dünyaya Düşen Adam, ağır temposuna rağmen döneminin tüketim kültürü ve yabancılaşma etkilerini uzaylı metaforu üzerinden başarıyla anlatan; Roeg’ın yönetmenliği ile David Bowie’nin oyunculuğuyla 1970’ler İngiliz bilim kurgu filmleri içerisinde izlenilmesi gereken filmler arasında yerini alıyor.
Filmin ortaya çıkışından bu yana neredeyse elli yıl geçmiş olsa da çeşitli disiplinlerden okumalara açık olup ele aldığı konular güncelliğini korumaktadır. Müzisyenlerin oyuncu olduğu filmler, bazen nitelikten ödün verip müzisyenin reklamının yapıldığı araçlar haline gelebilmektedir. Ancak Bowie’nin müziğinin kullanılmaması, Roeg’in senaryoya ve Thomas Jerome Newton’ın sürecine odaklanarak Bowie’nin androjen ve uzaylı imajını filme hizmet eder şekilde kullanmasına yol açmıştır.
Dünyaya Düşen Adam’ı MUBI’de izleyebilirsiniz.