05.09.2021

En Sevdiğim Spielberg

Seza KÖREKEN YALÇINKAYA

Ready: Player One

Spielberg’in 2018 yapımı bilimkurgu-gençlik filmi Ready: Player One 2045 yılında alternatif gerçekliğin gerçeğe tercih edilmesiyle başlıyor. Yaşamanın, bulunulan dünyadan daha anlamlı olduğu alternatif bir evrende yaşamak isteyen insanlar sanal gerçeklik gözlüğü kullanarak yeni bir evrene adım atıyorlar. Öyle ki herkes ne isterse olmakta ve istediği yere gitmekte özgür. OAISIS adındaki bu fantastik evrenin yaratıcısı/mimarı bir anahtar gizlemiş ve bu anahtara ilk ulaşan kişi OASIS’e ve beş yüz milyon dolara sahip olacak. Tabii ki dünya üzerindeki birçok insanın yanı sıra bu konuda profesyonelleşmiş şirketler de anahtarı ele geçirmek istiyor. Hatta bu bir iş kolu haline de gelmiş durumda. Liberal ekonominin kalıntıları bu evrende de devam ediyor. OASIS’ deki en güçlü ve dayanıklı ekipmanlara özel şirket çalışanları sahip oluyor. Buraya kadar tüm çatışmalar ve evrenin retrofütürist (80’ler görünümlü fantastik evren) olması Spielberg’i yansıtan özellikler. Ama filmde özellikle bir sekans var ki hem yakın arkadaşı Kubrick’e bir atıfta bulunuyor hem de Kubrick’le aralarındaki sinemasal fark direkt görülebiliyor. Bu yüzden film oldukça ilgimi çekmişti.

Parzival ve ekibi OASIS’de Overlook Oteli’ni ziyaret ediyor. Oteldeki mekanlar aslıyla birebir aynı kurgulanmış ama otel içi mekânsal geçişler Spielberg’in fantastik evreniyle uyumlu gerçekleşiyor. Helen’ın sarı topun ardından gitmesiyle her şey bir anda gerçekleşiyor. İkizler görünüyor, asansör kapısından kanlar boşalmaya başlıyor öyle ki -abartmayı seven Spielberg’i görebiliriz bu sahnede- Helen kan gölünde sürükleniyor ve 237 numaralı odaya giriyor. Odayı ilk gösteren kadraj Kubrick simetrisinde ama ölçeği daha yakın. The Shining’de yaşlı kadının bir şeyler yapıp yapmayacağı arasındaki ikilemi Spielberg yok edip sahneyi aksiyonla diğer sahneye bağlıyor. Kubrick The Shining’de kadını yavaş yavaş hareket ettirerek ve görünümündeki ani değişiklikle gerilimi sağlarken Spielberg bu süreyi daha kısa tutarak yaşlı kadının beklenmedik bir hızda hareket etmesiyle sahnenin ritmini arttırıyor. Tabii ki fantastik bir evrende olduğumuz için kadın elinde baltasıyla bir dev oluyor bir küçülüyor. Aniden geçilen labirentten Parzival ve arkadaşları Helen’ı kurtarana kadar sahne yaşlı kadının büyük aksiyonlarıyla devam ediyor. Siyah beyaz kokteyl fotoğrafında da OASIS’in yaratıcısının Jack Torrence’ın yerinde görünmesiyle de bu sekans filmin kilit sahnelerinden biri haline geliyor.