25.06.2017
Hjartasteinn: Gençlik Başımda Duman
Büyüme Sancıları
Nordik ülkelerin 21. yüzyıldaki yükselişi ayrı bir konu başlığı olmakla beraber kuzeyden gelen bu enfes filmlerin en büyük ortak özelliklerinden biri kendine has atmosferleri ve yerel anlatımı olabilir. İzlanda sineması da Dagur Kári önderliğinde bu yükselişin başaktörlerinden biri olarak gösterilebilir. Özellikle insanın içinde bulunduğu yalnızlığı daha doğrusu yalnızlık hissini aktarmayı vurucu bir tonla gerçekleştiren Nordik filmlerine bir yenisi daha eklendi.
Ülkemizde Gençlik Başımda Duman ismiyle vizyona giren Hjartasteinn, İzlanda’yı en iyi tanımlayan balıkçı kasabalarının birinde geçen bir büyüme öyküsü. Filmi bu kadar başarılı kılansa çocukluktan gençliğe geçişin o enerjisi ve sorunları altına büyük bir yalnızlık hissi yerleştirmesi ve yerel bir atmosferden bu denli evrensel bir dil oluşturabilmesi…
Öncesinde yalnızca kısa filmleri olan ve Hjartasteinn ile ilk uzun metrajını gerçekleştiren yönetmen Guðmundur Arnar Guðmundsson, İzlanda’da küçük bir kasabada iki arkadaşı merkezine alıyor, Thor ve Christian. Kızları yaşında bir kadınla kaçıp ailesini bırakan babasının bıraktığı yarayla iki ablası ve ailenin yükünü tek başına üstlenen annesi ile kapamaya çalışan Thor bir yandan da cinsel kimliğini bulmaya çalışmaktadır. Christian ise Thor’a göre kendini tanımaya daha önce başlamış biridir. Ancak baskıcı, katı babası sebebiyle sahip olduğu hisleri en yakın arkadaşı Thor dâhil kimseye açamamaktadır. Uzunca bir süre izleyiciye bile…
Kendini Tanımak
Gençlik Başımda Duman, filmin büyük bir bölümünde bu keşif sürecine izleyiciyi de dâhil ediyor. Thor’un fiziksel değişimine, Christian ile yaşadığı yakın arkadaşlığın (bazı anlarda) bir adım ötesine taşınan fiziksel temaslara yapılan yakın çekimler cinsel tansiyonun yükselmesini ve merak duygusunun adım adım tırmanmasını sağlıyor. Thor ve Christian’ın ikili ilişkilerinin yanında kasabada yaşayan iki kızla girdikleri ilişki, karşı cinsle kurulan ilk etkileşim, karakterlerle birlikte izleyicinin de kafasını karıştırıyor. Yönetmen Guðmundsson‘un filme dair en büyük başarısı da şüphesiz bu belirsizlik hissi. Genç karakterlerin en ufak hareketinden cinsel yönelimlerine dair ön yargılarımıza dayanan tahminler yürütmeye başlıyoruz ve bunların film ilerledikçe bir bir yıkılmasına şahit oluyoruz. Bu kimlik arayışının arka planında ise ailevi problemler, arkadaş ilişkileri ve kasaba yaşamının getirdiği sorunlar ana hikâyeyi besliyor.
Coming of Age (Büyüme öyküleri) türünün son dönemdeki en güçlü filmlerinden biri Hjartasteinn, üstelik bir ilk film olmasına rağmen. Kuzey Avrupa sinemasında görmeye alıştığımız görselliğin filmin temposuyla birlikte git gide soğuması ve mevsimler arası geçiş öyküdeki karanlık atmosfere adaptasyonu hızlandırıyor. Film, Thor ve aile yaşamı üzerinden ilerliyor gibi gözükse de git gide Christian’ın öyküsüne dönüşüyor. Küçük bir çevrede homoseksüel olmanın zorluğu canına tak eden Christian, medeniyet olarak bu konularda dünyanın ilerisinde gösterilen Nordik topraklarında da muhafazakar bölgelerin olduğunu gösteriyor. Guðmundsson, en çok takdiri de kendi toplumuna karşı gösterdiği bu eleştirel duruşuyla, dürüstlüğüyle hak ediyor.