19.04.2017
İFF: Kısa Kısa
Blue Silence / Mavi Sessizlik
Asker sonrasındaki travma neticesinde psikolojik bozukluklar görünen bir adamın sivil yaşama adaptasyon süreci ve bunun ağırlığını kaldıramama durumunu cesurca işleyen film, psikolojik gerilimseverler açısından ilk film olarak iyi bir deneme olarak dikkat çekiyor. Filmin senaryo olarak sınırlı kalması problemini, ses tasarımı ve teknik başarı yeterliliği ile unutturulmaya çalışılmış. Yarışma filmi olarak ortalarda, ilk film olarak iyilerden biri diyebiliriz.
Haktan Kaan İÇEL
Mimosas
Uzun planların hakimiyetiyle örülü kurgusu, sözlerden çok görsellere sırtını yaslayan yapısıyla başarılı bir film olmasına rağmen izlenebilirlik anlamında akıcılığı sağlayamıyor. Hikâye anlatımı konusundaki zayıflıklarını filmlerin çekildiği egzotik mekanların büyüleyiciliğiyle örtmeye çalışıyor. Mimozalar stil filmi olarak kendini sunuyor.
Haktan Kaan İÇEL
Sameblod / Değişim
İskandinavya ırkçılığının farklı bir boyutuna değinen Sami Blood, aynı ülkede yaşayan farklı kökendeki insanlara karşı hoşgörüsüzlük konusunu ve bu kişilere karşı ikinci sınıf muameleyle insan haklarına aykırı bir şekilde yaklaşılmasını çarpıcı bir şekilde yansıtıyor. Bir kızın büyüme hikayesini dışlanmışlık ve hor görülme sınırlarında seyircinin yüzüne çarpıyor. Festivalin en iyilerinden…
Haktan Kaan İÇEL
Lady Macbeth
Dönem filmlerinin tahmin edilebilir döngüsüne adeta bir baş kaldırı niteliği taşıyan Lady Macbeth, Shakespeare’in oyununa yer yer bağlı kalmaya çalışsa da kendi dokunuşlarını eksik etmeden özgün bir uyarlama olmayı başarıyor. Başrol oyuncusunun harika performansı ve tempolu kurgusunun varlığıyla, incelikli görüntü yönetimi iyice önem kazanan bir halini alıyor. Yarışmalı bölümün en değerli işlerinden olmuş.
Haktan Kaan İÇEL
Sarı Sıcak
Fikret Reyhan’ın ilk sinema deneyimi olan Sarı Sıcak, daha önce oynadığı Silsile ve Toz Ruhu filmlerinde yakaladığı başarıyı katlayarak devam ettiren Aytaç Uşun’un oyunculuğuyla öne çıkan bir yapım. Zira Uşun’un hayat verdiği İbrahim, küçük bir patlıcan tarlasından geçimlerini sağlayan, göçmen bir ailenin hayallerinin peşinden koşan oğlu olarak oldukça başarılı. Alt sınıfa mensup İbrahim’in bir yandan feodal aile yapısına bir yandan da yoksulluklarını daim kılan aracılara karşı verdiği savaş çok anlamlı. Fakat bu yırtma hikâyesi öyle kolay olmaz, İbrahim, hayatın acı gerçekleriyle çok çabuk karşılaşmak zorunda kalır. Sarı Sıcak, değindiği mevzuyu dile getirirken didaktik olmaktan imtina etmesi ve Uşun’un takdir edilesi oyunculuğuyla akıllarda yer etmekte.
Tuba BÜDÜŞ
Murtaza
İlk uzun metrajına imza atan Özgür Sevimli, yerli sinemamızın düştüğü tuzakların neredeyse hiçbirine düşmeyerek tam anlamıyla tertemiz bir işe imza atmış. Daha önce birçok başarılı filmde yardımcı yönetmen olarak çalışan Sevimli, tüm birikimini aktardığı Murtaza’da gösterişten uzak, minimalist bir film ile çıkıyor karşımıza. Cezmi Baskın’ın hayat verdiği Murtaza karakterinin omuzlarında yükselen, Meral Çetinkaya’nın muhteşem oyunculuğuyla perdede arz-ı endam eden Sabure karakterinin ise filme belkemiği olduğu Murtaza’nın oldukça vurucu olan hikâyesinden etkilenmemek mümkün değil. Modern çağın aileleri parçaladığı, bireyleri yalnızlaştırdığı gerçeğini, oldukça sert bir şekilde yüzlere çarpan filmin, kör göze parmak sokmadan anlattıkları dikkate değer kesinlikle.