25.03.2016

İstanbul Film Festivali “İyileştirir”

İstanbul Film Festivali’nde birkaç yıldır çok sevilen ve artık kalıcı bir bölüm haline gelen Antidepresan bölümü bu yıl da birbirinden renkli filmlerle devam ediyor. Yeni bölüm olan Musikişinas ise müziği hayatlarının ayrılmaz bir parçası haline getirenlerin hikayelerini bir araya getiriyor. İşte bu iki bölümden yedi filmi ıskalamamanız için bu liste.

Ich Und Kaminski (Ben ve Kaminski)- Antidepresan

Yönetmen: Wolfgang Becker

Good By Lenin ile gönüllerimizi fetheden Wolfgang Becker tam on iki yıllık hasretten sonra Ich Und Kaminski ile geri döndü. Becker’in bu uzun zamandır yolu gözlenen filmini festival programında görüp de es geçen olacağını düşünmüyorum asla. Zira Good By Lenin kalitesinde bir filmi kim izlemek istemez. Becker’in, ressam Manuel Kaminski hakkında bir makale yazan gazeteci Sebastian Zöllner’in akıl almaz isteği etrafında gelişen filminin hayal kırıklığına uğratmayacağı bana kalırsa kesin.

https://www.youtube.com/watch?v=eLppP5e-sK8

Mi Gran Noche (Yılbaşı Eğlencesi)– Antidepresan

Yönetmen: Álex de la Iglesia

Televizyon yayınlarının gittikçe daha da seviyesizleştiği günlerde, sinema gibi bir sanat dalı aracılığıyla neden bu durum ele alınmasın? Tıpkı bizim ülkemiz gibi televizyonculuğun iyice yobazlaştığı İspanya’da bir kanalın yılbaşı yayını telaşına tanık olacağımız, Mi Gran Noche, izlenmeye fazlasıyla değer. Ne dersiniz televizyonculuğun, eğlence anlayışının eleştiri oklarına tabi tutulduğu bu film kaçmaz değil mi?

https://www.youtube.com/watch?v=KBahnqECT7o

Chevalier (Şövalyeler)– Antidepresan

Yönetmen:Athina Rachel Tsangari

Bolca ödül toplayarak yoluna devam eden Chevalier, erkek dünyasını ti’ye almasıyla hemen dikkat çekiyor. Altı erkeğin bir araya gelerek,  kim daha erkek muhabbetine girmeleri üzerinden ilerleyen filmde onların bu komik durumuna Ege Denizi’nde ilerlerken şahit olmak da ayrı bir zevk olsa gerek. Ne demişler komşuda pişer bize de düşer; komşu Yunanistan’da pişen bu filmin ayağımıza kadar gelmişken tadına bakmamak olmaz.

https://www.youtube.com/watch?v=IlbZoYGY62g

Schneider vs Bax (Schneider Bax’e Karşı)– Antidepresan

Yönetmen:Alex Van Warmerdam

Yine bir önceki filmiyle oldukça iyi bir referansa sahip bir yönetmen var karşımızda. Alex van Warmerdam, daha önceki Borgman filmiyle belli bir kitlenin dikkatini fazlasıyla çekmişti. Borgman’ın etkisinden hala çıkamayanların koşa koşa izlemek isteyeceği Schneider vs Bax, Van Warmerdam’ın kendisinin de boy gösterdiği bir absürt komedi gerilim.

https://www.youtube.com/watch?v=PAR_eHWnJBI

Le Nouveau(Yeni Öğrenci) – Antidepresan

Yönetmen:Rudi Rosenberg

Bir Fransız filmi olan Le Nouveau, aslında sadece bu ülkede değil birçok ülkede yaşanan tanıdık bir  durumun alegorisi. Okula yeni geldiği için dışlanan, ötelenen bir çocuğun lider vasfı nedeniyle harekete geçmesi üzerinden ilerliyor film. Benoit çevresine kendisi gibi kaybedenleri toplayıp, bir çete kuruyor. Bu çetenin üstenci, ayrıcalıklı kesime olan kafa tutuşu görülmeye değer. Ötelenen insanların, sinip kabullenişindense, biz de buradayız haykırışını temsil eden bu etkileyici kaybedenlerin hikâyesi oldukça heyecan verici.

https://www.youtube.com/watch?v=lzx_9rpcdLA

 

A Peine J’Ouvre Les Yeux(Tam Gözlerimi Açarken) – Musikişinas

Yönetmen:Leyla Bouzid

Ortadoğu, kaos, karmaşa, ayaklanma, sahte devrimler ve tüm bunların içinde doğan güzellik müzik…Güçlü kadın müzisyen karakterleriyle, aşkı, sanatı, yaşamı her şeye rağmen anlamlı kılmanın önemini gösteriyor A Peine J’Ouvre Les Yeux. Yasemin Devrimi öncesi Tunus’da protest müzik yapan  Farah, umudun, geleceğin sembolüyken annesi ise hayal kırıklığının, yenilmişliğin sembolü olarak çıkıyor karşımıza. Sürekli aynı badirelerin atlatıldığı ülkelerde kuşaklar arası benzer deneyimin tekrarlamasını vurgulaması açısından da oldukça etkileyici bir film A Peine J’Ouvre Les Yeux.

https://www.youtube.com/watch?v=MQ2Q7IKrumk

 

Born To Be Blue(Doğuştan Kederli) – Musikişinas

Yönetmen:Robert Budreau

Biyografik öğeler içeren bir kurmaca film olan Born To Be Blue, caz müziğin James Dean’i olarak tanımlanan Chet Baker’in öyküsü. Ethan Hawke’nin  Baker rolünü üstlendiği film, efsanevi sanatçının inişli çıkışlı hayatının kendi ile ilgili bir filmde oynadığı sürecine odaklanıyor. Baker’i, caz müziği ya da sanatçıların çalkantılı hayatlarına meraklı olanlara iyi gelecek bu film müzikleriyle de seyircisini doyuracağa benziyor.

https://www.youtube.com/watch?v=lC1DQ9qIECo