24.08.2022
Katil Joe: Çılgın Bir Kara Komedi
Halil İbrahim Sağlam
Tony ve Pulitzer ödüllü oyun yazarı Tracy Letts, şu sıralar oyunları sıklıkla beyazperdeye uyarlanan başarılı bir isim. “Bug” oyunu 2006’da, Killer Joe”ise 2011’de usta yönetmen William Friedkin tarafından sinemaya uyarlandı. Bol ödüllü oyunu August: Osage County ise 2013’te John Wells yönetiminde beyazperdede can buldu. Letts, bu üç filmin de aynı zamanda senaryo yazarlığını yaptı ve işin “senaryo” kısmında oyunlardaki başarısını sinemaya da aynı şekilde taşıdı.
2011 yapımı “Katil Joe” filmi Amerikan sisteminin dayandığı aile kavramının sistem tarafından içinin boşaltılmasının öyküsüydü. Amerikan ailesinin yapısının iş yaşantısı ve iş ilişkileri üzerine kurulu olmasını kara komedi tonlarında sert bir dille eleştiriyordu. Matthew McConaughey, Juno Temple, Emile Hirsch, Gina Gershon ve Thomas Haden Church tarafından canlandırılan “aile beşlisi” teatral performanslarıyla beyazperdede arz-ı endam ediyordu. Bu teatralliğin yarattığı yabancılaştırmanın fazlalığı ve “kara komedi” tabanının metinden ziyade oyunculuğa fazla yansımaması gibi faktörlerin filmin tam bir başarı olmasını engellediği söylenebilir. Sonuçta sinemada olanla tiyatroda olan birbirinden çok farklı iki şey ve bazı eserlerin tiyatroda verdiği hazza tanık olmak daha önemli.
Engin Hepileri’nin kurduğu “Tiyatro İn”in ilk oyunu olan ve 15 Ocak 2014’te ilk kez Moda Sahnesi’nde sergilenen Katil Joe, Letts’in metnine neredeyse birebir sadık kalan, diyalog yazımındaki bazı değişikliklerle kara komedi tabanını kuvvetlendiren, sahne ve ışık tasarımıyla metne bambaşka bir boyut katan oldukça başarılı bir uyarlama. Her şeyden önce dekorlar görsel açıdan taşra kasabasını anımsatan bir gerçeklikte tasarlanmış. Oyun boyunca şahit olduğumuz yer aslında bir karavanın içerisi. Duvarları tıpkı içerideki aile kavramı gibi tükenmiş, çürümüş. Tepede dalgalanan bir Amerikan bayrağı. Yerlerde koli koli bira kutuları, saçma sapan dergiler, “beni yıka “ diye bağıran bir mutfak, içine biradan başka bir şey girmeyen dandik bir buzdolabı, salonun ortasında bir tekli koltuk, onun karşısında çiftli bir koltuk ve evin en olmazsa olmaz eşyası hatta altıncı karakteri televizyon! Mehmet Birkiye’nin dramı, komediyi ve özellikle finaldeki aksiyon koreografisini harmanlayan başarılı yönetmenliği ve Afife Tiyatro Ödülleri’nde “Yılın En Başarılı Işık Tasarımı” ödülünü alan Cem Yılmazer’in projeksiyondan dekora yansıtarak oyunu çok boyutlu bir deneyim haline getirdiği görüntüler muazzam.
Killer Joe filmindeki noir-western odaklı yapı ve evin haricinde dış mekanda da akan olaylar örgüsü oyunda kendini sadece evin içerisine bırakmış. Buna rağmen filmde sıklıkla kullanılan gök gürültüsü, kapının önündeki köpeğin havlaması gibi olaylar, ses ve ışık tasarımı oyunlarıyla, evin dışarısını gölge şeklinde görmemizi sağlayan küçük cam gibi faktörlerle izleyicinin algısını diri tutacak şekilde başarıyla yansıtılmış. Filmde Friedkin’in “kült”e dönüştürdüğü meşhur tavuk budu sahnesi ve çıplaklık – şiddet dozajının fazlalığı da tiyatroya uygun bir şekilde biraz hafifletilmiş ama çarpıcılığından hiçbir şey kaybetmemiş. Hala oldukça sert ve kanlı bir kara komedi.
Kuşkusuz kara mizah gerçeklikten ziyade o gerçekliği daha iyi kavramamızı sağlayan en etkili üsluplardan biri. Bu kara mizah dokusu sayesinde sistem tarafından içi boşaltılıp bir takım şekli formları kalan “aile” bireylerinin çırpınışlarına, birbirlerine dibe çekerek adeta bataklığa gömülmelerine tanık oluyoruz. Karakterler giderek insanlıklarını yitirdiklerinde onlara karşı içimizde bir acıma duygusu hissediyorsak eğer bu duyguyu yaratan şey “kara mizah”ın ta kendisi oluyor, zira televizyon, uyuşturucu ve alkol bağımlılığının etkisindeki bu üçkağıtçı, açgözlü ve paragöz karakterlere başka türlü empatiyle yaklaşabilmemiz mümkün değil.
Mehmet Birkiye’nin yönetimindeki Katil Joe’nun Engin Hepileri, Defne Halman, Mehmet Birkiye, Taner Ölmez ve Pelin Abay’dan oluşan oyuncu kadrosu oldukça başarılı. “Joe” karakterinde başrolü üstlenen Engin Hepileri, tıpkı Killer Joe filmindeki Matthew McConaughey gibi fiziksel olarak rolün dinamiklerine uygun karizmaya sahip bir oyuncu. Sahneye çıktığı andan itibaren tekinsizlikle sempatiklik, sertlikle kibarlık, duyarsızlıkla romantiklik arasındaki ince çizgiyi tutarlı bir şekilde mimikleri ve beden diliyle bütünleştiriyor. Geçen yıl “Sessizlik” ile “Yılın En Başarılı Yönetmeni” seçilen Birkiye, günümüzün usta tiyatro yönetmenleri arasında olmasının yanı sıra, aynı zamanda canlandırdığı karakterlere farklı bir kimlik kazandıran başarılı bir sanatçı. Filmde Thomas Haden Church’un oynadığı “Ansel”, hakkıyla canlandırıldığını düşünmediğim tek karakterdi. Bir baba görünümünden uzaktı ve mizahi açılımları açıkçası pek yoktu. Mehmet Birkiye’nin canlandırdığı “Ansel” ise oyunun en güçlü performanslarından birine dönüşmekle kalmıyor, rahatlığı ve umursamazlığıyla filmin düşük kalan “kara komedi” dozunun hakkını oldukça yukarıya taşıyor.
Üvey anne “Sharla” karakterinde Defne Halman’ın bugüne kadar canlandırdığı en unutulmaz performanslardan birine şahit oluyoruz. Filmde Gina Gershon’un cesur sahnelerine rağmen oyunculuk anlamında sınırlı kalan noktalarını Halman vücut diliyle oldukça cesaretli ve kışkırtıcı, mimikleriyle ise karakteri unutulmaz kılan bir kompozisyonla başarıyla dolduruyor. Geçen yıl “Hayatboyu” filmindeki performansıyla, bu yıl “Yılın En Başarılı Yardımcı Kadın Oyuncusu” ödülü kazanan Katil Joe’deki oyunu “Sinema oyunculuğu ve tiyatro oyunculuğu arasındaki farklar” adı altında derslerde gösterilecek cinsten. Şu sıralar “Medcezir” dizisinde rol alan Taner Ölmez, canlandırdığı “Chris” karakterinde filmdeki Emile Hirsch’in performansının çok üzerine çıkmayı başarırken, karakterinin ikilemlerini, serseriliğini, aynı zamanda içten içe kız kardeşini koruma isteğini çok daha baskın nüanslarla gözler önüne seriyor. Bu rolle “Yılın En Başarılı Yardımcı Erkek Oyuncusu” ödülünü alan Ölmez’in önüne yeni kapılar açılacaktır. “Dottie” karakterini ise ilk sezon boyunca Öykü Karayel canlandırmıştı fakat başlayan yeni sezonla birlikte bu role artık Pelin Abay hayat veriyor. Katil Joe’yu içinde Karayel’in de bulunduğu versiyonla izleme şansım olmadığından Abay’ın performansıyla karşılaştırmam mümkün olmayacak lakin Karayel’in performansı epey beğenilmişti. Pelin Abay ise “Dottie” karakteri için filmdeki Juno Temple seçimi kadar çok doğru bir tercih olmuş, zira mimikleriyle ve duruşuyla karakterin tüm masumiyetini, utangaçlığını, çılgınlığını, aşk ve güvensizlik arasında bocalayan ikilemlerini gözler önüne sermiş. Tam bir “genç yetenek”. İleride adını daha sık duyacağımıza şüphem yok.
Katil Joe kısa bir aradan sonra 10 Kasım itibariyle yeniden başladı. Her Pazartesi Kadıköy Moda Sahnesi’nde oynamaya devam edecek. Biletleri tükenmeden önce kaçırmayın ve bir an önce görün derim. Unutmadan, umarım Tracy Letts’in “Katil Joe”dan sonraki diğer önemli eseri olan “August: Osage County / Aile Sırları” de ilerleyen zamanlarda tiyatroya uyarlanır ve biz de tıpkı Katil Joe’daki gibi başarılı bir oyuncu kadrosunun yorumuyla izleme şansına sahip olabiliriz.