12.06.2018

Kula 1930 –Tarihten Yüzler

Fotoğraf ve Sinema Deneysel Belgeselde Buluştu

Kula 1930 – Tarihten Yüzler, Alberto Modiano’nun ilk belgesel çalışması. Alberto Modiano,  İfsak; İstanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği’nin hem fotoğrafa hem de sinemaya gönül vermiş  üyelerinden biri.  Aktif olarak çektiği fotoğraflarının yanı sıra fotoğraf tarihi üzerine yaptığı çalışmalarla da biliniyor. Yirmi yıl boyunca Türk fotoğraf tarihi üzerine yaptığı çalışmasını 2010 yılında Adana Sinema Müzesi’ne devretti.  Musevi cemaatinin resmi fotoğrafçısı olarak Musevilerin günlük hayatlarının, dini ritüellerinin fotoğraflarını çekti.  Alberto Modiano’nun bu ilk belgeselinde kamerasını geçmişe çevirmesinde daha önce yaptığı tarihsel araştırmaların da etkisi olsa gerek. Bu deneysel bir çalışma. Portre fotoğraflarından oluşmuş bir fotoğraf sergisinden hareketli görüntüye ve oradan belgeselin klasik anlatım biçimine bir yolculuk ama her durak kendi özelliğinden mesul. Her durakta keyifle yol alıyoruz. Yönetmen samimi bir anlatım diliyle , karakterlerine yakınlığıyla fotoğraf, sinema ve tarihe olan merakını bu ilk belgeselinde ortaya koymuş.

Galata,  Kuledibi ya da Kula’ya Müzikalin Dili İle  Selam

Galata ve Kuledibi, bir dönem Yahudilerin iç içe yaşadığı bir semtti. Bu bölgede bugün çok az sayıda kişinin konuştuğu Ladino dili konuşulurdu. Ladino dili (15.Yüzyılda İspanya’dan göçen Yahudilerin dili olarak bilinir) Museviler kendi aralarında  bu bölgeyi ‘Kula’ olarak  adlandırmışlardı.

Aileleri  Kulebidi’nde yaşamış Selim Hubeş ve İzzet Bana, 1970’li yılların ortasında bu bölgedeki yaşamı konu eden “Kula 1930” isimli bir müzikal yazmışlardır. Temsil, İstanbul Musevi Cemaati tarafından ilk kez 1977 yılında sahnelenir ve Musevi cemaatince büyük ilgi görür. Müzikal daha sonra 1987 ve 2003 yıllarında tekrar sahnelenir, 2017’de kırkıncı  yılında son olarak bir kez daha seyirci ile buluşur.

Yönetmen, Karakter Var Ama Kamera Nerede?

Alberto Modiano,  “Kula 1930” müzikalinin geçtiği dönemi anlatmak üzere deneysel bir belgesel yapmayı planlamış. Alberto Modiano, oyunculardan, oyundaki karakterlerin gözünden 30’lu yılların Kuledibi-Şişhane semtini ve bu semtteki yaşam biçimlerini anlatmalarını  istemiş.  Oyuncular, oyunun içeriğinde anlatılan Şişhane’yi ve insanların birbirleri ile  ilişkilerini  canlandırdıkları karakterlerin bakış açısıyla bizlere anlatıyorlar.  Oyunun ilk ve son yönetmenleri de anlatıya katkı vererek bu deneysel çalışmanın belgeselin klasik anlatım dili ile deneysellik arasında gidip gelmesine katkı sağlamışlar. Karakterler sanki izleyici ile ya da birbirleri ile sohbet eder gibi konuşuyorlar.  Oysa ki her biri Kuledibinin sokaklarında değil kamera önündeler. Alberto Modiano belgeselini çekerken adeta kamerayı ortadan kaldırmış. İzleyici bir perde önünde konuşan kişileri izlerken  olayların geçtiği sokaklara, evlere gidiyor. Eğer biraz olsun İstanbul’daki kırk elli yıl öncesinin yaşamını biliyorsanız hayalleriniz büyükanne büyükbabalarınızın anlattıkları ile buluşuyor. Yok bilmiyorsanız gördüğünüz fotoğraflar gözünüzde canlanır. Ya da tamamen hayal kurmakta özgür bırakın kendinizi.

Kula 1930- Tarihten Yüzler belgeseli 14 Haziran’a kadar devam eden 11. Documentarist Istanbul Belgesel Günleri’nde bugün saat 15:00’da Mimarlar Odası’nda gösterilecek ve gösterimin ardından konu ile ilgili bir de panel olacak.

Kula 1930