01.06.2017
Meltem Miraloğlu ile Şipşak
1-Sinemada izlediğiniz ilk film hangisi?
İlk izlediğim film 1997 yılında yayınlanan Titanic. Komşumuzun kızıyla arkadaştık anne ve babasıyla gideceklerdi beni de götürdüler, çok heyecanlı ve mutluydum sinema salonundan çok etkilenmiştim filmi izlerken sanki ben yaşıyordum. Uzun bir süre filmin hayaliyle gözlerimi kapatmıştım.
2-Kendinize en yakın hissettiğiniz film hangisi?
Ruh halime göre değişebiliyor. Genellikle izlediğim filmlerde kendime yakın hissettiğim hikayeler karakterler olabiliyor. Sadece bir filmle sınırlı değil.
3-Yarısında çıktığınız film var mı?
Hepimiz sosyal olarak yaşamımızı sürdürebilmemiz için bir yandan sevdiğimiz işi yapıp diğer yandan sevdiğimiz işten para kazanmak isteriz. Evet bunu anlıyorum ancak bu ticari amaçların yanı sıra tiyatronun, sinemanın faydalarını ve sosyal sorumluluklarımızı bir projenin senaryosunda hissetmemem görememek benim üzülmeme ve filmden uzaklaşmama sebep olur. Ancak yapılan emeğe ve insanlara saygımdan film devam ederken bırakıp çıkmamaya çalışırım.
4-Bu rolü ben oynamalıydım dediğiniz bir rol var mı?
The Godfather Baba karakterini, yetim çocukların hayatını konu alan bir karakteri, dönem dizilerindeki zekasıyla bir saltanatı yöneten kadın karakterlerini, Mata Hari ‘yi, Zeyna’yı. (At biniciliğini öğrendim bunu kullanabileceğim bir karakterde oynamak isterim.)
5-Uykunuzu kaçıran bir film var mı?
Paranormal Activity. Cesaretini takdir ettiğimiz filmlerin senaryolarına ve cesur sahnelerine şahit olabiliyorum. Bunlar bizi düşüncelere itip uykusuz kalmamıza sebep olabiliyor. Bu benim kendimi özgür hissetmeme ve eğitmeme sebep oluyor.
6-Hâlâ izlemediğiniz için utandığınız bir film var mı?
Çok var. Tiyatronun ve sinemanın faydalarını bize kattıklarını görmezden gelemeyiz. Bende bu olanaklardan faydalanabilmek için hem de mesleğim gereği çok fazla film seyretmeye ve tüm sanat dallarını takip etmeye çalışıyorum.
7-Sinemada kahramanınız kim?
Dünyanın ve tarihin akışını değiştiren kadın kahramanları oynamak isterdim. Çünkü karakter olarak cesur ve güçlü kadınları hep örnek almışımdır.
8-Sizin için bir filmde öncelikli olan hikaye mi yoksa teknik/görsellik mi?
Kesinlikle hikaye… Teknik, yönetmenin ve görüntü yönetmeninin uzman olduğu işlerdir. Tekniğini beğendiğim ve beğenmediğim projeler olmuştur. Ben bu noktada ekibime güvenmeyi tercih ederim. Teknik, filmin hikayesine çokça katkıda bulunur yönetmen isterse filmi çektiği açılarla hikayeyi çok daha etkili bir hale getirebilir.
9-İçinde bulunmak istediğiniz bir proje ya da çalışmak istediğiniz bir yönetmen var mı?
Sinema filmim bitti. Şu an hikayesine güvendiğim bir dizi projesinde yer almak istiyorum. Şizofreni hastalığı olan bir karakteri canlandırmayı çok istemiştim. Şubat ayında vizyona girecek olan Psikolojik gerilim Sekerat Son adlı filmimde entelektüel şizofreni hastalığı olan bir ressamı canlandırdım. Yaşadığımız aynı acılara farklı duygularla tepki veren bu karakter, Sinemaseverlerin ilgiyle karşılayacağı ve çok tartışacağı bir film olacağını düşünüyorum. Biz oyuncular bir projede başarılı olduğunda o karakterle bütünleşince bu durum olumlu olduğu kadar bu rolün üzerimize yapışmasına da sebep olabiliyor. Bir oyuncu olarak farklı karakterleri oynayacak görselliğe ve yeteneğe sahip olduğumu düşünüyorum ve bu olanaklarımı en iyi şekilde yapımcılara ve izleyenlerimize sunmak istiyorum. Çünkü seyircilerimizin de bunu istediğini biliyorum. Projelerdeki değişiklik at gözlüklerimizi çıkarmamıza ekranı ve seyircilerimizin hayatlarını renklendirmemize sebep olur.
10-Hayatınız film olsa adı ne olurdu?
Bir gün öldükten sonra hayatım bir film olsun isterdim. Çünkü bunun bir ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Öldükten sonra hayatımın filminin adını öğrenmenizi isterim. Sektörümüzde özel insanların benden esinlenerek bir sahne bir hikaye yazdıklarını duyuyorum. Bu beni çok mutlu eden bir durum ve ömür boyunca bunun eksikliğini hissetmek istemem. Bir gün bir sahneyi yaklaşık 15 tekrarda aldık moralim bozulmaya başlamıştı yönetmenin istediğini veremediğimi düşünmeme vs. sebep olmuştu ama yönetmenimiz beni hiçbir konuda uyarmıyordu hata yapsam uyarırdı sadece sürekli tekrar alıyorduk. Sahne bittiğinde endişeli ve kafamda oyunumla alakalı bir çok soru işaretiyle yönetmenimizin yanına gittiğimde yönetmenim beni tebrik edip tekrar almasının sebebinin benim tek bir sahnede bir çok hikaye sunduğum için kesmek istemediğini ve aslında ben farkında olmadan birçok sahne aldığını söylemesi benim için gurur ve onur vericiydi.