24.08.2022
Berlin Film Festivali: Mr. Long
Mert TANÖZ
Mizahi Yönün Gerçekçiliğin Önüne Geçmesine İzin Yok
Ryu san (Mr. Long) filmiyle Japon yönetmen SABU, izleyiciyi alışılagelmiş kiralık katil hikâyelerinin dışında bir macerayla tanıştırıyor. Hollywood sinemasının bir parodiye dönüştüreceği hikayeyi büyük bir ciddiyetle el alan, mizahi yönün kan dondurucu gerçekçiliğin önüne geçmesine müsaade etmeyen yönetmen, izleyiciye sürpriz dolu 129 dakika vadediyor.
Bir kiralık katil olan Long (Chen Chang), aldığı yeni iş için Japonya’ya gider. Bir kulüpte eğlenmekte olan kurbanına emin adımlarla yaklaşırken korumaları tarafından durdurulur. Issız bir tepeye götürülen eli kolu bağlı Long artık yolun sonuna geldiğini düşündüğü sırada ortalığı karıştıran bir adam sayesinde şans eseri hayatta kalmayı başarır. Kendini yaralı halde bir çöplükte bulan Long’un yardımına ise küçük bir çocuk yetişir. Tek kelime konuşmaksızın ona su, giyecek, ilk yardım malzemesi hatta yiyecek getiren Jun (Run-tin Bai) adlı çocuk sayesinde kendine gelen Long’un ilk icraatı ise Jun’un uyuşturucu bağımlısı annesini bağlayıp, onun uyuşturucu almasına engel olmaktır. Jun için yaptığı yemeklerle mutfaktaki becerisini kanıtlayan Long içinse mahalledekilerin başka planları vardır. Bu çalışkan adama ikinci bir şans vermek için ellerinden geleni yapan komşuları sayesinde Long kendini seyyar bir noodle tezgahının başına geçer. Ancak hem Long’un hem de Jun’un uyuşturucu bağımlısı annesinin peşini geçmiş asla bırakmayacaktır.
Sürprizlere açık bir anlatım
Adıyla ve afişiyle izleyiciye aksiyon dolu bir 129 yaşatacağının sinyallerini veren Ryu san, açılış sahnesiyle birlikte ise izleyicinin beklentisini daha da arttırıyor. Ancak on beş dakika içinde bir “u” dönüşü yapan hikâye, aniden hiç kimsenin ummadığı bir yönde ilerlemeye başlıyor. Long’un geçmişine değinmeyen ve onun mistik tarafını korumayı tercih eden hikâye daha ziyade Jun’a odaklanıyor. Jun’un annesinin başından geçen olayları anlatırken, bir yandan da izleyiciye Jun’un yaşadığı zorlu bebeklik dönemini gösteren film sonunda ise dönüp dolaşıp başladığı yere, aksiyonun ortasına geliyor. Yaklaşık 90 dakika boyunca izleyicinin beklentisini daha da arttırma yoluna giden yönetmen SABU, günün sonunda ise gerek dram gerek aksiyon anlamında izleyicinin beklentisini sonuna kadar karşılamayı başarıyor.
İzleyiciye farklı bir kiralık katil hikâyesi anlatan Ryu san (Mr. Long) konusu bakımından olmasa bile gerek anlatımı, gerek senaryosu ve gerek filmin ciddiyetini bozmaksızın bir tat olarak kattığı mizahi öğelerle kendini sevdirmeyi başarıyor. Berlin Film Festivali’nden ödülle ayrılma ihtimali konusu sebebiyle bir zayıf da olsa Ryu san’ın izleyicinin takdirini kazandığını belirtmekte fayda var.